Daha çok geceleri çalışıp gündüzleri dinlenme imkanı bulan "denizin mevsimlik işçileri"nin ekmek tekneleri, aynı zamanda evleri oluyor. Teknede uyuyan ve yemekleri hep birlikte yiyen mürettebat aynı zamanda temizlik ihtiyaçlarını da burada görüyor.
Ailelerinden çok ekip arkadaşlarıyla vakit geçiren balıkçılar, yaklaşık 8 ay su üzerinde yaşıyor.
Yoğun mesaiye iftar ve sahur molaları
Anadolu Ajansı (AA) ekibi de İzmir`de Volkan Canbaz`ın kaptanlığını yaptığı ve çoğunluğunu Ordu`dan gelen mürettebatın oluşturduğu "Rıfat Reis 3" teknesinde balıkçıların mesaisine tanıklık etti.
Gün batımına doğru, Foça Limanı`ndan ayrılan tekne, mavi sularda ilerlerken iftar hazırlıkları da başlıyor. İftar vakti ezan sesi duyulmadığı için saat, televizyon ve telefondan kontrol edilerek oruçlar açılıyor.
İftar sonrası kaptan, rotayı balık geçişlerinin yoğun olduğu bölgelere doğru çeviriyor.
Gecenin ilerleyen saatlerinde balıkların toplanması için tekne belli bir noktada beklemeye geçiyor. Bu sırada "ışıkçı" olarak tabir edilen ve balıkları ışık yayarak bulunduğu noktaya toplamayı amaçlayan tekne ile de görüşen kaptan, sonar cihazından sürü geçişlerini takip ediyor.
Saat 04.30`u gösterdiğinde ise bu kez sahur için hazırlıklar yapılıyor. Yemeklerini yiyen balıkçılar oruç için niyet edip, yeniden işe koyuluyor.
Gün aydınlanmadan cihazlarda balık sürüsü tespit eden kaptanlar, uyarı sireni çalarak mürettebatı harekete geçiriyor.
Hızla çalışmaya başlayan tayfa, ağı denizde sabitlemek için kullanılan botu suya indiriyor. Kaptanın talimatıyla tayfa ağları denize bırakıyor.
Kaptanın yönlendirdiği teknede ağların kurşunlarını istifleyen "hamlacılar", mantarlarını düzenleyen "mantarcılar", ağın düzgün akıp akmadığını kontrol eden "palacılar", ağların gemiye çekilmesi ve bırakılmasından sorumlu "istifçiler" gün doğumuna kadar sürecek zorlu bir mücadeleye başlıyor.
Alacakaranlıkta başlayan heyecan, günün ilk ışıklarıyla ağların çekilmesiyle doruk noktaya ulaşırken, ağlarda parıldayan balıklar güverteye alınarak kasalanıyor.
Taze kalması için buzlanan balıklar teknenin limana yanaşmasının ardından kamyonlara taşınıyor. Tüm zorluğa rağmen işlerini tamamlamanın huzurunu yaşayan kaptan ve tayfalar, ardından dinlenmeye çekiliyor.
Tüm zorluklara rağmen oruç ibadetini yapmanın huzurunu yaşayan balıkçılar, işlerinin yoğun olduğu dönemde iftar ve sahuru nöbetleşe yaptıklarını belirtiyor.
Ordulu tayfa Yaşar Yavuz, 1993 yılından beri bu işi yaptığını ve sadece askere gittiğinde ara verdiğini ifade etti.
Daha önce İstanbul ve Karadeniz`de balıkçılık yaptığını belirten Yavuz, mesleğin kendileri için bir ata yadigarı olduğunu dile getirdi.
"Alıştık artık ama ramazan memlekette ayrı bir güzel"
Yavuz, tüm zorluğuna rağmen işini severek yaptığını aktararak, şunları kaydetti: "Alışmışız bu işe. En büyük zorluğu ise ailenden uzak olmak bana göre. Onun dışında zorluğu var tabi, yağmuru var, fırtınası var, karı var. 15 Nisan`da Allah izin verirse gideceğiz. Bu sene ramazan ayı da mevsime denk geldi çok şükür iyi gidiyor. İftar ve sahuru denizde yapıyoruz. Birkaç sene önce memleketteydik ramazanda arasındaki fark orada ailenlesin, burada arkadaşlarımızla bir aileyiz. Alıştık artık ama ramazan memlekette ayrı bir güzel yani."
Teknede aşçı yardımcılığı yapan 24 yaşındaki Aşkın Memiş ise dede mesleği olan balıkçılığa 2016 yılında başladığını ifade etti. Geçen yıl da ramazan ayının sezona denk geldiğini anımsatan Memiş, şöyle konuştu: "Oruç tutuyoruz, biraz zorlukları oluyor ama Allah kolaylığını veriyor. Çalışmaya aynı şekilde devam ediyoruz. Evden uzağız ama sevdiklerimiz için, ilerisi için birikim yapmamız için çalışmak şart. Eylülde sezonu açtık. Sonra dört ay sonra ocakta 10 gün izin yaptık. Nisan 15`te sezonu kapatacağız Allah`ın izniyle. Bayramı köyde geçireceğiz ailemizle, sevdiklerimizle inşallah, yani sevdiklerine kavuşmak güzel bir duygu. Zaten burada da bir aile ortamı içindeyiz."
Murat Memiş ise 3-4 yıldır bu işin içinde olduğunu belirterek, gündüzleri çalışmadıkları için orucun onları çok zorlamadığını ifade etti.