Kırsal Tekir Mahallesi Koyunoluk Dağı'na keşif tırmanışı gerçekleştiren Kahramanmaraş Doğa Sporları Topluluğu (KADOS) üyesi bir grup dağcı, Ardıç Suyu Yaylası mevkisinde mağara olduğunu fark etti.
Mağaraya giren ve yaklaşık 400 metre ilerleyebilen grup, yeterli ekipmanları olmadığı için dönerek durumu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile paylaştı.
Tabiat Varlıkları Şube Müdürü Cuma Bilgehan başkanlığında uzman bir ekip, mağaraya girerek incelemelerde bulundu.
Doğa yürüyüşü sırasında mağarayı bulan KADOS sözcüsü Emrah Mercan, AA muhabirine, bölgedeki gezilebilir alanları araştırırken bu mağarayı bulduklarını söyledi.
Mağaradaki sarkıt, dikit ve sütunların dikkati çekici olduğunu dile getiren Mercan, "Çok fazla bilgimiz olmadığı için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkililerinden yardım istedik. Onları da davet ederek burada tekrar incelemelerde bulunduk. Kahramanmaraş'ın tanıtımı amacıyla daha iyi bir noktaya taşınması açısından yardımlarını talep ettik." diye konuştu.
Kahramanmaraş'taki Direkli Mağarası'nın Kazı Başkanı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cevdet Merih Erek, AA muhabirine, kentin kuzeyi ve kuzeybatısının dağlık bir yapıya sahip olması nedeniyle çok sayıda mağara ve kaya altı sığınağa ev sahipliği yaptığını söyledi.
Kentte gerçekleştirdikleri yüzey araştırmalarında çok sayıda arkeolojik ve doğal değere sahip mağaralar tespit ettiklerini anlatan Erek, mağara varlığının Kahramanmaraş'taki turistik faaliyetlerin gelişimini pozitif etkileyeceğini düşündüğünü kaydetti.
Erek, yaptıkları yüzey araştırmalarında Tekir Mahallesi'nin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Özellikle Arkıt Çayı'nın kaynağının bulunduğu yerden başlayarak gerçekleştirilen araştırmalarda derin ve uzun tip mağaraların varlığı tespit edilmiştir. Bu mağaraların 100 veya 120 milyon yıllık bir geçmişe sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çok sayıda tektonik faaliyetlerin sonucunda bu mağaraların büyük bir kısmı zaman zaman birbirine bağlanmış ya da birbiriyle olan bağlantıları kesilmiştir.
Söz konusu mağaraların geçmişinin bu kadar eskiye ait olduğunu, içlerinde tespit edilen sarkıt ve dikitlerin büyüklük ve uzunluğunun fazla oluşundan anlamak mümkündür. Hatta bazı sarkıt ve dikitlerin zaman içinde birbiriyle birleştiği de görülmüştür. Bu mağaraların turizme kazandırılması mümkün ancak özel aydınlatma yöntemleri ve profesyonel mağaracılık faaliyetleriyle planlarının ya da bir tür haritalama işleminin gerçekleştirilmesi gerekmektedir."
Türkiye arkeolojisinde iki elin parmaklarından az sayıda mağara kazısı gerçekleştirildiğini belirten Erek, bunlardan 3'ünün Kahramanmaraş'ta yapıldığını hatırlattı.
Mağara kazılarının sayısının deneyimli ekiplerce artırılması gerektiğini vurgulayan Erek, bu durumun yerli ve yabancı turizm elçileri sayesinde uluslararası turizme katkı sağlayacağını dile getirdi.