ABD ve Batı’nın eliyle yaratılan Ukrayna krizinde yaşanan olayları derledik.
Her şey Yanukoviç’in AB ile anlaşma yapmayı reddetmesiyle başladı. Turuncu devrim kalkışması bütün Ukrayna’yı sardı. Eylemlerde ırkçı Ukraynalı gruplar en önde yer aldı.
8 Aralık 2013 günü Kiev'deki Lenin heykeli protestocular tarafından devrildi. Protestocular Lenin heykelinin gövdesine sopayla ve çekiçle zarar verdi. Ukrayna polisi ülke çapına yayılan şiddet eylemlerine son vermek amacıyla büyük bir baskın düzenledi. Ancak Batı’nın kışkırttığı protestolar 2013 yılının sonuna kadar devam etti.
2013 yılının sonuna kadar devam etti.
2014 yılında şiddetin tırmanmasıyla Ukrayna Hükümeti yeni yasalar oluşturacağını açıkladı. Bu açıklamanın ve gündemin ardından protestolar daha da şiddetlendi. Şubat itibarıyla protestolar tamamen çatışmaya dönüştü. Polisle göstericiler arasında yaşanan olaylarda ölü ve yaralı sayısının artması sonrası muhalefet ateşkes çağrısında bulundu ve Cumhurbaşkanı Yanukoviç bu çağrıyı reddetti.
Ayaklanmanın bastırılamaması ve tamamen kontrolden çıkması sonrası 20 Şubat 2014'te ateşkes ilan edildi. 23 Şubat 2014'te Yanukoviç başkanlıktan azledildi, hükümet parlamento tarafından düşürüldü ve Yanukoviç Rusya'ya döndü.
Yanukoviç’in yerine Batı yanlısı bir hükümet geldi. Hükümetin başında Turçinov vardı. Rusya bu olayı darbe olarak niteledi. 16 Mart 2014 tarihinde Kırım’da referandum yapıldı ve Rusya Kırım’ı ilhak etti.
Odessa, Kharkiv, Donetsk, Lugansk gibi Rus etnik kökenlilerin yaşadıkları şehirlerde protestolar başladı. Protesto gösterileri Rusların çoğunlukta olduğu Ukrayna'nın Donbass bölgesinde çatışmalara yol açtı. Donetsk ve Lugansk’ta halk cumhuriyetleri kuruldu.
ÇATIŞMALAR
Nisan sonuna kadar Lugansk ve Donetsk halk cumhuriyetleri güçleri tarafından Oblastları ele geçirilmiş ve Ukrayna bayrakları indirilmiştir.
Mayıs sonu ve Haziran başlarından itibaren ise Ukrayna Ordusu genel taarruza geçmiş ve sert çarpışmalar başlamıştır. Ordu, havadan ve karadan Donetsk ve Lugansk’ta yerleşim birimlerini de yoğun bombardımana tutmuş ve birçok sivil de ölmüştür. On binlerce insan Batı Ukrayna'ya veya Rusya, Macaristan, Bulgaristan gibi bölge ülkelerine sığınmışlardır.
Rusya, Macaristan, Bulgaristan gibi bölge ülkelerine sığınmışlardır.
Temmuz başından itibaren Ukrayna Ordusu en önemli noktalar olarak değerlendirilen Kramatorsk ve Sloviansk'ı ele geçirmeyi başarmıştır. Donetsk şehri çevreleme harekatı için uygun konuma gelmiştir. Ağustos başı itibarı ile Lugansk ile Donetsk'i birbirine bağlayan ana yol üzerinde çatışmalar şiddetlenmiştir. Ukrayna Ordusu böylece iki büyük şehir olan Donetsk ile Lugansk'ı birbirinden ayırmaya ve isyancıları ikiye ayırmaya çalışmaktadır.
5 Eylül tarihinde Belarus'un başkenti Minsk'te Ukrayna ve Novorossiya arasında ateşkes antlaşması imzalanmıştır. Ancak ateşkes anlaşması kısa sürmüş ve çatışmalar tekrar başlamıştır.
Çatışmaların Donetsk Havalimanı çevresinde ve Novoazovsk ile Mariupol arasında yoğunlaşmasının ardından Ukrayna Ordusu, Ocak ayında Donetsk Havalimanından çekilmek zorunda kalmıştır.
12 Şubat tarihinde Minsk II protokolü ile taraflar ateşkes konusunda anlaşmıştır.
MİNSK ANLAŞMASI NEDİR?
Minsk Protokolü, Ukrayna'nın Donbass bölgesindeki savaşı durdurmak için Ukrayna, Rusya Federasyonu, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) temsilcileri tarafından 5 Eylül 2014 tarihinde imzalanan bir anlaşmadır.
ANLAŞMA MADDELERİ
Donetsk ve Lugansk bölgelerinde 15 Şubat itibarıyla ateşkes ilan edilmesi ve bunun sıkı bir şekilde uygulanması.
Ukrayna'nın doğusunda güvenli bölge oluşturulması amacıyla iki taraf arasında 50 kilometre genişliğindeki bölgeden ağır silahların çıkartılması. Buna göre, 100 mm kalibreden büyük silahların 50 kilometre, taşınabilir roket sistemlerinin 70, taktik füze sistemlerinin ise 140 kilometre mesafeden ateşkes yürürlüğe girdikten sonra en fazla 14 gün içinde geri çekilmesi.
AGİT'in, tarafların anlaştığı ateşkes şartlarını ve ağır silahların geri çekilmesini gözlemlemesi ve rapor etmesi.
Ağır silahların bölgeden çıkartıldıktan sonra , Ukrayna kanunları göz önüne alınarak Donetsk ve Lugansk bölgelerinde yerel seçim modeli üzerinde görüşmelere başlanması. Ayrıca, en geç 30 gün içinde Ukrayna Meclisi'nin 19 Eylül'de kabul edilen Donetsk ve Lugansk'a "özel statü veren kanun" maddesi gereği karar alması.
- Donetsk ve Lugansk bölgelerinde ayrılıkçı faaliyetlere karışanların affedilmesi amacıyla kanun çıkartılması.
- Tarafların elindeki esir ve tutukluların tamamının serbest bırakılması ya da takas edilmesi.
- İnsani yardımların dağıtımı, nakliyesi ve güvenliğinin sağlanması.
- Kiev ile doğu bölgeleri arasında sosyal ve ekonomik bağların tam olarak yeniden kurulması için model geliştirilmesi.
- Çatışma bölgesindeki devlet sınırının tamamının Ukrayna ordusu tarafından kontrol edilmesi. Bunun yerel seçimlerden en geç bir gün sonra sağlanması.
- Ukrayna'daki tüm yabancı savaşçıların ve silahların AGİT kontrolünde ülkeden çıkartılması.
- Ukrayna'da 2015 sonuna kadar Lugansk ve Donetsk'in özel durumunu gözeterek yerel yönetimlere genişletilmiş haklar sağlayacak anayasal reform yapılması.
-Lugansk ve Donetsk'e statü veren" kanun kapsamında bu bölgedeki yerel seçimlere ilişkin konuların üçlü temas grubu çalışmaları çerçevesinde görüşülüp, karara bağlanması. AGİT bu süreçte gözlemci olarak yer alması.
- Anlaşma maddelerinin görüşülmesi ve hayata geçmesi için üçlü (Kiev-Donetsk-Lugansk) çalışma ve temas gruplarının oluşturulması
BATI’NIN ROLÜ NEDİR?
Ukrayna krizinde Batı sürecin başından bu yana kışkırtıcı bir yol izledi. Ukrayna krizinde gerilimi tırmandıran Batı’nın bu tutumu en son Biden’in işgal tarihi açıklamasıyla gözler önüne serildi. Karadeniz ve Ege’ye yığınak yapan ABD’nin Ukrayna’yı ikinci Afganistan yapmak istediği değerlendirmesi yapılıyor. Minsk Protokolü’nü çiğneyen ABD ve İngiltere’nin Ukrayna’yı NATO’ya alma girişimi ve nükleer füze yerleştirme planları Rusya tarafından tehdit olarak görülüyor.
Batı aynı zamanda Ukrayna'da ırkçı neo-nazi grupları da desteklemeye ve Rusya'ya karşı kullanmaya devam ediyor.