Yenişafak yazarı Hasan Öztürk, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girme hamlelerine karşı TürkiyE'nin veto tavrının NATO içerisindeki Gladyo'yu harekete geçirebileceğini ve Türkiye'yi tehdit edeceğini vurguladı.
Öztürk'ün yazısındaki vurgular şu şekilde:
Unutmayın ki 15 Temmuz gecesi Türkiye Büyük Millet Meclis’ini bombalayan F-16 uçağı bir yönüyle NATO uçağıydı.
O gece Amerika ve NATO Türkiye’de darbe ve işgal girişimine bir yönüyle destek oldu.
Yine hatırlayın, o dönem NATO’da görevli Türk Silahlı Kuvvetleri üniforması giyen birçok FETÖ’cü bulundukları ülkelere “siyasi sığınma” talebinde bulunup geri dönmedi. Yani FETÖ’cülerin çoğu NATO subayıydı.
Şunları kayıtlara geçirmek istiyorum:
Türkiye 15 Temmuz 2016’dan sonra bambaşka bir Türkiye oldu. S-400’lerin alınışı, terörle mücadelede, “takip et, bul, yok et ve kal” konsepti ile yeni bir dönem başladı. Türkiye’nin dış politikası daha bağımsız bir yapıya büründü.
Ama… Evet ama… NATO’da varlığımız devam ediyor. NATO üyesi müttefiklerimizin tehditleri hala devam ediyor.
En son, İsveç’in “NATO içindeki güçlü dostları”na vurgu yapması beni irkiltiyor!
Gladyonun bu memlekete verdiği zararı unutmadan.
Bir nevi NATO uçağı da olan F-16’nın 15 Temmuz gecesi Meclis’i bombaladığı gerçeğini unutmadan.
NATO’daki subayların çoğunun FETÖ’cü çıktığı ve sığınma talebiyle bulundukları ülkelerde kaldıklarını unutmadan…
Bu meseleyi rikkatli bir şekilde takip etmekte fayda var!
Dikkat..!
NATO, Türkiye’nin Yunanistan’ın geri dönüşüne koyduğu bariyeri aşmak için darbeye kalkıştığı gibi..
15 Temmuz gecesi, Meclis’i bombalayıp, Erdoğan’ı şehit edip, Türkiye’yi teslim almak istediği gibi…
Genişleme konusundaki ısrarı esnasında Türkiye’yi çekincelerinden vaz geçirmek için yeni bir “hamle” yapabilir!
Deneyecekler!
Ama 15 Temmuz ruhu yeniden dipdiri olarak karşısında duracaktır."