Günümüzde Allah (c.c)'un isimlerini tabir etmek için kullandığımız 'Esmaül Hüsna' sözcüğünün kökenine baktığımızda adın çoğul hali olan esma ile 'en güzel' manasındaki 'hüsna' ile birleştiğini görürüz.
Evrendeki tüm kemal ve mükemmeliğin sahibi olan Allah (c.c)'un isimleri, 99 ile sınırlı olmamakla beraber 100'den fazla ilahi isimleri bulunmaktadır.
Hadis-i şeriflerde 99 ilahi ismin zikredilmesinin sebebi; Allah (c.c)'un sadece 99 ismi olduğu anlamında değil, Allah (c.c)'un en yaygın bilinen isimleri olması sebebinden ötürüdür. Sahih hadis kaynaklarından Tirmizî ve İbn Mâce de bu 99 ismin tek tek sayıldığı görülmektedir.
Allah (c.c)'un yüce kudretinden ve sıfatlarından bahseden isimleri idrak edebilmek ise Müslümanlar açısından son derece önem taşır.
Kuran-ı Kerim'de geçen Rad Suresindeki ayette ''Bilesiniz ki kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.'' ifadesi geçmektedir. Ayet-i kerimeden anlaşılacağı üzere her kul Allah (c.c)'u sık sık anmalı ve birbirinden güzel 99 isminin zikrini dilinden düşürmemelidir.
Her daim kalbimizde ve dilimizde olması gereken bu Esmaül Hüsna zikirleri Araf Suresinin 205. ayetinde ''Sabah-akşam, yalvararak ve ürpererek, sesini yükseltmeden, için için Rabbini an; sakın gafillerden olma!'' uyarısı yapılmaktadır. Bu ayette Esma-ül Hüsna'yı zikretmenin bizler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır.
Dualarımızda Allah (c.c)'a yalvarırken ister 'Allah' ismini kullanarak ister 'Rahim, Melik... vb' şeklinde tabir ederek isteklerimizi dile getirmek makbul davranışlardan birisidir.
ALLAH (C.C)'UN BİRBİRİNDEN GÜZEL 99 İSMİ SIRALAMASI! ESMAÜL HÜSNA ZİKİRLERİ VE ANLAMLARI:
Allah (اللَّهُ) : Tek yaratıcının özel ismi.
er-Rahmân (الرَّحْمنُ) : Sonsuz merhametiyle ihsanda bulunan.
er-Rahîm (الرَّحِيمُ) : Rahmetiyle hey şeyi kuşatan.
el-Melik (الْمَلِكُ) : Bütün varlıkların sahibi
el-Kuddûs (الْقُدُّوسُ) : Eksiklik ve kusurlardan münezzeh
es-Selâm (السَّلاَمُ) : Esenlik ve selamet veren
el-Mü’min (الْمُؤْمِنُ) : Bütün mahlûkâta emniyet/güven veren ve kendisine güvenilen.
el-Müheymin (الْمُهَيْمِنُ) : Kâinatın bütün işlerini gözetip yöneten.
el-Azîz (الْعَزِيزُ) : Her şeye üstün gelen izzet sahibi.
el-Cebbâr (الْجَبَّارُ) : Dilediğini yaptırma gücüne sahip olan.
el-Mütekebbir (الْمُتَكَبِّرُ) : Büyüklüğünü izhar eden
el-Hâlik (الْخَالِقُ) : Her şeyin yaratıcısı.
el-Bâri’ (الْبَارِئُ) : Yoktan yaratan, maddesi ve örneği olmadan îcat eden.
el-Musavvir (الْمُصَوِّرُ) : Varlığa şekil ve sûret veren.
el-Gaffâr (الْغَفَّارُ) : Kusur ve günahları örten, çokça bağışlayan.
el-Kahhâr (الْقَهَّارُ) : Yenilmeyen, dilediğini yerine getiren.
el-Vehhâb (الْوَهَّابُ) : Karşılıksız olarak çokça nimet veren.
er-Rezzâk (الرَّزَّاقُ) : Maddî ve manevî bol rızık veren.
el-Fettâh (الْفَتَّاحُ) : Hayır kapılarını açan, hükmüyle adaleti sağlayan.
el-Alîm (الْعَلِيمُ) : İlmi her şeyi kuşatan.
el-Kâbız (الْقَابِضُ) : Her şeyi teslim alan.
el-Bâsıt (الْبَاسِطُ) : Rızkı ve her türlü rızık imkânını genişleten, ömürleri uzatan.
el-Hâfıd (الْخَافِضُ) : Kâfirleri ve zalimleri alçaltan.
er-Râfi` (الرَّافِعُ) : Müminleri yükselten.
el-Muizz (الْمُعِزُّ) : Yücelten, güçlü ve aziz kılan.
el-Müzill (الْمُذِلُّ) : Boyun eğdiren.
es-Semî` (السَّمِيعُ) : Her şeyi işiten.
el-Basîr (الْبَصِيرُ) : Her şeyi gören.
el-Hakem (الْحَكَمُ) : Nihâî hükmü veren.
el-Adl (الْعَدْلُ) : Adaletli.
el-Latîf (اللَّطِيفُ) : En gizli ve ince hususları dahi bilen.
el-Habîr (الْخَبِيرُ) : Gizli ve açık her şeyden haberdar olan.
el-Halîm (الْحَلِيمُ) : Sabırlı, acele ve kızgınlıkla muamele etmeyen, kudreti olduğu hâlde hemen cezalandırmayan.
el-Azîm (الْعَظِيمُ) : Azametli olan.
el-Gafûr (الْغَفُورُ) : Çok affedici ve bağışlayıcı olan.
eş-Şekûr (الشَّكُورُ) : Yapılan iyi amellerin karşılığını bolca veren.
el-Aliyy (الْعَلِيُّ) : Yücelik ve hükümranlıkta kendisine eşit veya kendisinden daha üstün bir varlık bulunmayan.
el-Kebîr (الْكَبِيرُ) : Zâtının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar büyük ve ulu olan.
el-Hafîz (الْحَفِيظُ) : Her şey gözetiminde olan.
el-Mukît (الْمُقِيتُ) : Mahlukatın gıdasını yaratıp veren, güç yetiren ve koruyup gözeten.
el-Hasîb (الْحَسِيبُ) : Hesaba çeken, her şeyin neticesini bilen.
el-Celîl (الْجَلِيلُ) : Kıymeti ve mertebesi en yüce olan.
el-Kerîm (الْكَرِيمُ) : Çok cömert.
er-Rakîb (الرَّقِيبُ) : Gözeten, koruyan.
el-Mücîb (الْمُجِيبُ) : Duaları kabul eden.
el-Vâsi` (الْوَاسِعُ) : İlmi, rahmeti ve kudreti her şeyi kuşatan.
el-Hakîm (الْحَكِيمُ) : Her işi, emri ve yasağı yerli yerinde olan.
el-Vedûd (الْوَدُودُ) : Müminleri seven ve onlar tarafından da sevilen.
el-Mecîd (الْمَجِيدُ) : Her türlü eksiklikten münezzeh olan.
el-Bâis (الْبَاعِثُ) : Ölüleri dirilten, peygamberler gönderen.
eş-Şehîd (الشَّهِيدُ) : Her şeye muttali olan.
el-Hakk (الْحَقُّ) : Bizzat ve sürekli olarak var olan, varlığı kendinden olan.
el-Vekîl (الْوَكِيلُ) : Bütün yaratıkların işlerinin görülmesinde güvenilip dayanılan, bu konuda tam yeterli olan.
el-Kavî (الْقَوِيُّ) : Gücü ve kuvveti her şeye yeten.
el-Metîn (الْمَتِينُ) : Güçlü olan.
el-Velî (الْوَلِيُّ) : Müminlere dost ve yardımcı olan.
el-Hamîd (الْحَمِيدُ) : Çok övülen.
el-Muhsî (الْمُحْصِي) : Gizli ve âşikâr her şeyin ölçü ve sayısını ayrıntılarıyla bilen.
el-Mübdi’ (الْمُبْدِئُ) : Her şeyi yoktan var eden.
el-Muîd (الْمُعِيدُ) : Varlıkları ölümlerinden sonra tekrar yaratan.
el-Muhyî (الْمُحْيِي) : Hayat veren, yaşatan ve dirilten.
el-Mümît (الْمُمِيتُ) : Öldüren.
el-Hayy (الْحَيُّ) : Ezelî ve ebedî olarak diri ve ölümsüz olan.
el-Kayyûm (الْقَيُّومُ) : Varlığı kendinden olan.
el-Vâcid (الْوَاجِدُ) : Her şeyi bilen.
el-Mâcid (الْمَاجِدُ) : Şânı yüce ve sonsuz kerem sahibi olan.
el-Vâhid (الْوَاحِدُ) : Bir, tek, yegâne varlık.
es-Samed (الصَّمَدُ) : Herkesin kendisine muhtaç olduğu, kendisi ise kimseye muhtaç olmayan, ezelî ve ebedî olan.
el-Kâdir (الْقَادِرُ) : Her şeye gücü yeten.
el-Muktedir (الْمُقْتَدِرُ) : Güç ve kuvvetinde sınır olmayan.
el-Mukaddim (الْمُقَدِّمُ) : Hikmeti gereği istediğini öne alan.
el-Muahhir (الْمُؤَخِّرُ) : Hikmeti gereği dilediğini geriye bırakan.
el-Evvel (الأَوَّلُ) : Varlığının başlangıcı olmayan.
el-Âhir (الآخِرُ) : Varlığının sonu olmayan.
ez-Zâhir (الظَّاهِرُ) : Varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından varlığı açık olan.
el-Bâtın (الْبَاطِنُ) : Zâtı itibarıyla gizli olan, bütün gizlilikleri bilen.
el-Vâlî (الْوَالِي) : Kainatı yöneten.
el-Müteâlî (الْمُتَعَالِي) : Noksanlıklardan berî, aşkın ve yüce olan.
el-Berr (الْبَرُّ) : Çokça iyilik eden.
et-Tevvâb (التَّوَّابُ) : Kullarını tövbelerini kabul eden.
el-Müntakım (الْمُنْتَقِمُ) : Suçluları cezalandıran.
el-Afüvv (الْعَفُوُّ) : Çokça affeden.
er-Raûf (الرَّؤُوفُ) : Merhameti ve şefkati çok olan.
Mâlikü’l-mülk (مَالِكُ الْمُلْكِ) : Mülkün gerçek sahibi.
Zü’l-celâli ve’l-ikrâm (ذُو الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ) : Sonsuz yücelik ve ikram sahibi olan.
el-Muksit (الْمُقْسِطُ) : Adaleti gerçekleştiren.
el-Câmi‘ (الْجَامِعُ) : Dünya ve ahirette bütün mahlûkâtı bir araya getirme kudretine sahip olan.
el-Ganî (الْغَنِيُّ) : Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan.
el-Muğnî (الْمُغْنِي) : Zengin kılan.
el-Mâni` (الْمَانِعُ) : Hikmeti gereği engel koyan.
ed-Dârr (الضَّارُّ) : Hikmeti gereği elem ve zarar verici şeyleri yaratan.
en-Nâfi` (النَّافِعُ) : Hayrı ve faydayı yaratan.
en-Nûr (النُّورُ) : Kalplere nur ve iman veren.
el-Hâdî (الْهَادِي) : Hidâyete erdiren.
el-Bedî` (الْبَدِيعُ) : Örneksiz ve benzersiz yoktan yaratan.
el-Bâkî (الْبَاقِي) : Varlığı sürekli olan.
el-Vâris (الْوَارِثُ) : Kainatın gerçek sahibi.
er-Reşîd (الرَّشِيدُ) : Yol gösteren.
es-Sabûr (الصَّبُورُ) : Günahkârları hemen cezalandırmayıp onlara mühlet tanıyan.