Bilim insanları, Samanyolu’nun yakınındaki gezegenleri çarpıcı bir şekilde görüntüledi. Çevrelerindeki gaz ısınırken genç yıldızların yerlerini gösteren fotoğraflar Şili'deki Avrupa Güney Gözlemevi'nin Çok Büyük Teleskopu (VLT) ile elde edildi. Görüntüler, gökadaların farklı bileşenlerini farklı renklerde göstererek gökbilimcilerin genç yıldızların ve çevrelerindeki gazların yerlerini tam olarak belirlemesine olanak tanıyor.
NTV'nin haberine göre, yıldız oluşumuna ilişkin bütünsel bir bakış açısı elde etmek isteyen uzmanlar, yakındaki 90 galakside 30 bin sıcak gaz bulutsusu ve 100 bin soğuk gaz bölgesini keşfetti.
Bu verilerin, çeşitli büyüklükteki yıldızların nasıl oluştuğu ve büyümek için gazı nasıl kullandıkları hakkında daha fazla bilgi edinmek için gelecekteki gökbilimci ekipleri tarafından kullanılabileceği umuluyor.
ESO'da bir astronom olan Eric Emsellem, "İlk kez, farklı gökada türlerini iyi temsil eden bir örnek üzerinden, çok çeşitli konumlar ve ortamlar üzerinde tek tek yıldızların nasıl oluştuğunu gösterdik” dedi.
Bununla birlikte, uzmanlar ALMA teleskopuyla çalışmanın daha ince ayrıntıların elde edilmesine yardımcı olduğunu, çünkü bu teleskopun 'özellikle soğuk gaz bulutlarını haritalamak için çok uygun olduğunu' söyledi.
ALMA, Şili'nin kuzeyinde Atacama Çölü'nde yüksek bir platoda bulunan astronomik interferometre özellikli radyo teleskoplarını içeriyor.
Bu soğuk bulutlar ise yıldızların oluştuğu hammaddeyi sağlayan galaksilerin parçalarını oluşturuyor.
Ardından, gökbilimciler, Avrupa Güney Gözlemevi'nin Çok Büyük Teleskopu (VLT) ile ALMA’dan gelen görüntüleri ile birleştirerek, yıldız oluşumunun gerçekleştiği galaktik bölgeleri inceledi.
Çalışmanın yazarları, “Sonuçta ortaya çıkan görüntüler, komşu galaksilerimizdeki yıldız doğumevlerine olağanüstü renkli bir bakış açısı sunuyor” diye yazdı.
Diğer taraftan Almanya'daki Heidelberg Üniversitesi'nden araştırmacı Kathryn Kreckel, yıldızlarla ilgili çok fazla çözülmesi gereken gizem olduğunu ve yeni çalışmanın bu konuda önemli bir adım olduğunu söyledi.
Kreckel’in belirttiğine göre, bu gizemler arasında, yıldızların genellikle bir galaksinin belirli bölgelerinde doğup doğmadığı bulunuyor. Araştırmacılar, ayrıca yıldızlar doğduktan sonra, evrimin yeni nesil yıldızların oluşumunu nasıl etkilediğini bilmek istiyorlar.