Vlad Dracula’nın, yani Kazıklı Voyvoda’nın, Fatih Sultan Mehmet’in kan kardeşi olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya çocukluk arkadaşı olduklarını?
Dünya tarihinde insanları Vlad Dracula’dan daha fazla korkutan çok az şey vardır. Gelmiş geçmiş en zalim insan olarak da tanınan Dracula, günümüzde ki “vampir” olgusuna ilham kaynağı olmuştur. Gerçek adı Vlad Tepeş olan Dracula, zaman içerisinde birçok isimle anılmıştır; II. Vlad, Kazıklı Voyvoda, Kont Drakula…
Peki Vlad’ın, Fatih Sultan Mehmet ile Olan İlişkisi Nedir?
Sultan II. Murat, Eflak Boğdan’ı aldıktan sonra bu ülkenin başına geçirebileceği bir lider aramaya başladı. Bu iş için de bulduğu en iyi aday; küçük prens III. Vlad (Vlad Dracula) olmuştu. Fakat henüz yaşı çok küçük olan Vlad, önce sıkı bir eğitime tabii tutulmalıydı.
Bu sebeple Vlad, Osmanlı Başkenti Edirne’ye getirildi ve burada özel bir eğitimden geçirildi. II. Murat, bu eğitim esnasında Vlad’ın yanına bir de arkadaş vermişti. Bu arkadaş; oğlu Mehmet’ti, Fatih Sultan Mehmet.
İkili, aynı eğitimleri almış ve benzer yollardan geçmişlerdir. Ancak bir yanda ileride çağ açıp çağ kapatacak, İstanbul’u fethedecek, adını tarihe altın harflerle yazdıracak bir lider varken; diğer tarafta ise kan emici bir vampir olarak hatırlanacak, korku filmlerine konu olacak bir prens vardır…
Ne olursa olsun Sultan Mehmet ve Vlad Tepeş, dostluklarını pekiştirmiş ve ebediyen dost kalacaklarına söz vermişlerdir.
Fakat Sultan Mehmet, bir canavarla dost olduğunu nereden bilebilirdi ki? Ta ki Vlad, Eflak’ın başına geçene kadar…
Eflak Voyvodası III. Vlad
Askeri ve politik yönden Osmanlı’da öğrendiği eğitimle gelişen Vlad, sessiz sakin içinde atalarının kiniyle beraber Osmanlı’ya bilenmişti. Osmanlı, 1453 yılında İstanbul’u da fethettikten sonra artık tüm Avrupa’yı fethedebilecek bir güce ulaşmış durumdaydı.
Ancak buna rağmen kinine ve öfkesine yenik düşen Vlad Dracula’nın Eflak’ta verdiği ilk emirlerden biri; Osmanlı’ya yıllık vergi ödenmemesi olmuştu. Bu vergi, geçmişte Osmanlı ile Eflak arasında barışı sağlamaktaydı.
Kazıklı Voyvoda Vlad’ın Savaş Ahlaksızlığı
Osmanlı İmparatorluğu, Vlad’ı ikaz etmek için birkaç elçisini Vlad ile görüşmeye göndermiştir.
Arşiv kaynaklarına göre; Vlad ile görüşmeye gelen Osmanlı elçileri, dini gelenekleri gereği başlarındaki sarıklarını çıkarmayı reddetmişlerdi.
Vlad Tepeş ise onlara “Dininize olan bağlılığınıza hayran kaldım” diyerek, başlarında ki sarıkları kafalarına çivilemiş ve “bir daha ömrünüz boyunca çıkarmazsınız” demiştir.
Vlad’ın bu hareketi, bardağı taşıran son damla olmuştu. Fatih Sultan Mehmet, 1462 yılında Eflak’a bir sefer düzenlemiş ve bölgeyi yeniden kontrol altına almıştı.
Fakat iddialara göre Eflak’ın başkenti Targovişte’de korkunç bir manzara ile karşılaşmıştı.
Fatih Sultan Mehmet’in gördüğü manzara; Vlad’ın daha önce ele geçirdiği binlerce Osmanlı esirinin hepsinin kazığa geçirildiğiydi.
Fatih’in geldiğini duyduğunda arkasına bile bakmadan kaçan ve ortadan kaybolan Vlad’ın bu acımasızlığı ve savaş ahlaksızlığı, tüm Avrupa’da komik bir şekilde “zafer” olarak kutlanmıştı.
Fatih Sultan Mehmet'in kan kardeşi Dracula nasıl Osmanlı'ya düşman oldu?
Dostluk Yerini Düşmanlığa Bıraktı
Vlad Dracula’nın bu eylemleri, bir zamanlar dost olduğu Fatih Sultan Mehmet’i çok kızdırmış olup; artık kendisiyle dost değil, düşman olmasına sebep olmuştur.
Eflak’ı yeniden kontrol altına alan Fatih, intikamını almakta gecikmedi. Transilvanya ormanlarında yakalanan Vlad Dracula’nın kellesi kesilerek İstanbul’a, Fatih Sultan Mehmet’in huzuruna getirildi.
Hatta Vlad’ın kellesinin bir kazığa geçirilerek tüm şehirde gezdirildiği de iddia edilmişti.
Kaynak: Parafesor.net