Dünyada son yıllarda hız kazanan temiz enerji dönüşümüyle kritik minerallerin de önemi artıyor. Lityum, bakır, nikel gibi pek çok kritik mineral rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve bataryalar başta olmak üzere birçok temiz teknoloji ürününde kullanılıyor.
Bu teknolojilerin yaygınlaşması ise giderek daha fazla kritik minerale ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.
Bataryaların performansı, ömrü ve enerji yoğunluğu açısından kritik önemdeki minerallerden biri olan lityum talebinin yüzde 30'unu halihazırda temiz enerji teknolojileri oluşturuyor. Bu oranın 2040'a kadar yüzde 75'e yükseleceği öngörülüyor. Temiz enerji teknolojilerinden kaynaklı lityum talebinin, diğer kritik mineraller arasında en hızlı büyümeyi göstermesi bekleniyor.
Lityumun maden olarak üretiminin yüzde 52'sinin Avustralya, yüzde 22'sinin Şili ve yüzde 13'ünün Çin olmak üzere coğrafi olarak dünyanın kısıtlı bölgelerinde gerçekleşmesi tedarik risklerini de beraberinde getiriyor.
Lityum madeninin batarya veya benzeri ürünlerde kullanılabilmesi için lityum kimyasalına ve lityum hidroksite dönüşmesi, bunun için de işlenmesi ve rafine edilmesi gerekiyor.
Küresel lityum işleme kapasitesinin yüzde 60'ı tek başına Çin'de bulunuyor. Bu nedenle, Çin'de lityum tedarikini kesintiye uğratabilecek herhangi bir aksaklık fiyatlara artış olarak yansıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) AA ile paylaştığı verilere göre, lityumun ton başı fiyatı 31 Ağustos 2021'deki 13 bin 154 dolar seviyesinden, 31 Ağustos 2022'de ton başı 59 bin 928 dolara yükseldi. Fiyatlar, bir yılda yüzde 355 arttı.
Öte yandan, lityumun ton başı fiyatı Ocak 2022'de 36 bin 962 dolarken, fiyatlar bu yıl başından beri de yüzde 62 yükseldi.
EV-volumes internet bazlı elektrikli araç satış veri sağlayıcısından derlenen bilgilere göre, küresel elektrikli araç satışları geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 108 artışla 6,75 milyon adete ulaştı. Satışlardaki yükselişe rağmen, yükselen girdi maliyetlerinin toplam büyümeyi olumsuz etkileyebileceği öngörülüyor.
IEA Enerji Analisti Tae-Yoon Kim, lityumun fiyatının Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan diğer mineraller kadar etkilenmediğini, Rusya'nın alüminyum, nikel ve paladyum gibi minerallerde olduğu gibi lityumda da büyük üretici olmadığını dile getirdi.
Lityum fiyatlarındaki artışın elektrikli araç sektörü kaynaklı hızlı büyüyen talebe bağlı olduğunu kaydeden Kim, "Bazı kritik minerallerdeki fiyat artışları daha kısıtlı oldu ama lityum fiyatları şu ana kadar oldukça yüksek seyrediyor. Bunda elektrikli araç sektöründeki artan talebin yanı sıra, Çin'de son dönemde aşırı hava olayları ve arz kısıtları nedeniyle yaşanan elektrik kesintilerinin de etkisi var. Lityum işleme kapasitesinin yüzde 60'ının Çin'de olması tedariki direkt etkiliyor." diye konuştu.
Kim, elektrikli araç sektörünün lityum talebinin 2020'de 140 kiloton iken, 2021'de neredeyse iki katına çıkarak 270 kilotona ulaştığını söyledi.
Bu yıl da talebin 2021'deki seviyeyi aşmasını beklediklerini ifade eden Kim, "Lityum piyasası diğer minerallere göre daha küçük. Bu nedenle de talepteki hızlı artışlar fiyatlarda daha büyük etkiler yapabiliyor." dedi.
Fiyatların düşmesi yeni arz kapasitesinin devreye girmesine bağlı
Kim, spot ve kontrat fiyatları olmak üzere iki çeşit fiyat olduğunu ve bazı otomotiv üreticilerinin arz güvenliğini sağlamak ve fiyatları da hedge etmek için uzun dönemde kontratlar yaptığını anlattı.
"Kontrat fiyatları genellikle spot fiyatlara dayalı seyrediyor ama spot fiyat değişimleri kontratlara biraz daha sonradan yansıyor. Lityumda hala oldukça yüksek olan spot fiyatların bu yıl sonunda veya 2023'ün başında daha makul bir seviyeye gelmesini bekleyebiliriz. Fakat fiyatlardaki bu düşüş özellikle Arjantin, Avustralya, ABD, Kanada ve Yeni Zelanda'da planlanan bazı projelerin planlanan şekilde devreye alınmasına bağlı. Yeni tedarik kapasitesi oluştukça fiyatlar biraz da olsa düşüş gösterecektir. Bu nedenle maden tarafından ziyade işleme ve rafineri tarafında tedarik açısından daha fazla baskı var. Piyasanın henüz büyük bir tedarik kısıtıyla karşılaştığını söyleyemeyiz fakat potansiyel bir tedarik kısıtı söz konusu yeni projelerin takvime uygun şekilde devreye girmemesiyle yaşanabilir. Fiyatların yüksek seyretmesiyle de elektrikli araç satışlarının etkilenmesi muhtemel. Elektrikli araç satışları artmaya devam eder ama yüksek fiyatlar, satışların büyüme hızını sekteye uğratabilir."