Suriye, 2011 yılının Mart ayında emperyalist devletler eliyle iç savaşa itildi.
Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa ve diğer batılı devletlerin oluşturduğu koalisyon güçleri Suriye'nin çeşitli kentlerini bombalayarak sivillerin ülkelerini terk etmesine neden oldu.
Suriye'nin kuzeydoğusu gibi birçok alanda oluşan otorite boşluğu, bölgeye ABD destekli terör örgütlerinin yerleşmesiyle sonuçlandı.
IŞİD, YPG/PKK ve diğer birçok terör örgütü Suriye'yi savaş arenasına çevirdi. ABD'nin de dahil olduğu çok sayıda saldırıda binlerce insan yaşamını yitirdi ya da ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
O dönem cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül ise, Suriye Devlet Başkanı Esad'a bir mektup kaleme aldı.
'HAYIFLANDIĞINIZI GÖRMEK İSTEMEM'
Mektupta Gül, Esad'tan 'değişime direnmemesini' ve 'değişimi yönlendiren bir lider olmasını' istedi.
Ayrıca Gül, mektubunda şu dikkat çekici ifadelere de yer verdi:
''Bir gün geriye baktığınızda yaptıklarınızın çok geç ve çok az kaldığı şeklinde hayıflandığınızı görmek istemem''
Dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mektubu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aracılığıyla Esad'a ulaştırmıştı.
2013 yılında Ulusal Kanal'a konuşan Beşar Esad ise, Ahmet Davutoğlu hakkında "Yüksek Türk ahlakından nasibini almış olması gerekirdi" demişti.
Suriye'de meşru yönetim karşıtı politikaların mimarı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'ye yoğun göç dalgasının gelmesine sebep oldu.
Bugün Gelecek Partisi Genel Başkanı olan Davutoğlu, geçtiğimiz yıl "Suriye'de bir Kürt devleti kurulursa (bölünürse) saygı duymalıyız" ifadeleriyle dikkat çekmişti.
Gelinen noktada Suriye'de yüzde 90 oranında hakimiyetini yeniden sağlayan Şam yönetimi, Arap Dünyası dahil birçok ülke tarafından normalleşme aşamasına geldi.
Suriye Devlet Başkanı Esad, son seçimlerden de büyük bir zaferle ayrılarak arkasındaki halk desteğini güçlendirdi.
Diğer yandan Suriye Ordusu, terör örgütü YPG/PKK'ya operasyonlarını da sıklaştırıyor.