28 Nisan 1988 yılında Hawaii adalarının Hilo kentinden Honolulu kentine doğru gitmek üzere havalanan 243 sefer sayılı uçuşta Robert George Timer ve 1. subay Madeline Lynn Tompkins dahil olmak üzere 6 mürettebat ve 89 yolcu bulunuyordu.
Boeing 737 model uçakla 10 bin uçuş saat deneyimi bulunan uçak tam 19 yaşındaydı. Aynı güzergahta aynı gün 3 gidiş-dönüş yapan uçak, olaylı uçuş öncesi denetimden geçmişti.
Ancak bir yolcunun gözüne ön kısımda yırtık ilişmişti. Yolcu, görevlilerin bu durumu bildiğini varsayarak uçağa biniş yaptı.
Tüm kontrolleri yapılan ve uçuşa geçen uçak seyir irtifasına çıktığı esnada uçakta meydana gelen patlayıcı dekompresyon sonucu uçağın yolcu kabininin ön kısmında 35 metre karelik bir kısım koparak ayrıldı. Uçak adeta konserve açılır gibi açıldı.
Kopan parçanın altındaki 1 sınıf yolcular yüksek basınca ve rüzgara rağmen koltuklarına kemerlerini takarak hayatta kalabildi.
Usta pilotlar uçağın kontrolünü zor da olsa sağlayabildi ve iniş için hızla alçalmaya başladı.
Uçak tüm olumsuz koşullara rağmen Maui adasındaki Kahului Havaalanına acil iniş yapmak zorunda kaldı.
Kazada uçakta bulunan 89 yolcu ve 6 mürettebat toplam 95 kişiden bir kabin görevlisi hariç herkes kurtulmuştu. 1. görevli Clarabell Lansing, gövdenin sol tarafında 24.000 fit yükseklikte bir delikten dışarı fırladı. Talihsiz kadının vücudu asla bulunamadı.
Kazanın ardından enkaz üzerinde Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Taşımacılık Güvenlik Dairesi araştırma yaptı.
İnceleme sonucunda, birbirlerine perçinlenen paneller arasında bulunan epoksi maddesinin özelliğini Hawaii Adaları arasındaki sık aralıklı seferlerden kaynaklanan sık basınç ve sıcaklık değişimi sebebiyle yitirdiği ortaya çıktı.
Bu sebeple kabin basıncının uçak gövdesinde oluşan metal yorgunluğu sonucu meydana gelen ufak bir yırtılma sonucu patlayıcı dekompresyon etkisi gösterdiği ve uçak gövdesinde yırtılma oluştuğu sonucuna ulaşıldı. Kaynak: Aklınızda Bulunsun