Hasankeyf'teki arkeolojik kazı kapsamında yapılan arazi taramasında Artuklu dönemine ait 800 yıllık olduğu düşünülen su şebekesi tespit edildi.
Hasankeyf ilçesindeki tarihi Hasankeyf Kalesi'nde 3. dönem arkeolojik kazı çalışmaları sürerken bir yandan da arazi taraması yapılıyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal başkanlığında uzman bir ekip tarafından yürütülen çalışmalarda 6,5 kilometre olduğu düşünülen su şebekesinin 2 kilometrelik kısmına ulaşıldı.
Arazinin topoğrafik yapısı değerlendirilerek düşük kottan Hasankeyf Kalesi'ne içme suyu ulaştıran su şebekesinin bir kısmının kayalar oyularak tünel, bir kısmının ise yer üstünde su kanalı şeklinde yapıldığı belirlendi.
Çevredeki tatlı su kaynaklarından su tedariki yoluna gidilmiş
Kazı başkanı Doç. Dr. Zekai Erdal 2022 yılı kazı çalışmaları kapsamında yürütülen program dışında kalan zamanlarda Hasankeyf Kalesi ve yakın çevresinde arazi taraması yaptıklarını söyledi.
Arazi incelemelerinde Hasankeyf Kalesi'nin 6,5 kilometre doğusunda ilk olarak su şebekesi kalıntıları tespit ettiklerini belirten Erdal, kalıntıların bir kısmının yer altında bir kısmının ise yüzeyde olduğunu ifade etti.
Erdal, su şebekesinin yaklaşık 2 kilometrelik kısmını tespit ettiklerini dile getirerek, "Ortalama bir metre yüksekliğinde 60 santimetre genişliğinde tünel şeklinde su şebekesi ortaya çıkmıştır." dedi.
Tarihi bulgulara bakıldığında su şebekesinin Artuklu döneminde yapıldığı kanaatine vardıklarını anlatan Erdal, "1280 yılında Hasankeyf'e gelen yazar ve devlet adamı İbn-i Şeddat, ilçenin doğusunda dağlık alandan tedarik edilen suyun kaleye çıkarıldığından bahsetmektedir. Bu da Artuklu dönemine rastlamaktadır." dedi.
Erdal, Dicle Nehri gibi büyük bir tatlı su kaynağının kenarında olan bir kalede bu tarz şebekelerin olmasına değinerek, nehrin çamurlu ve bulanık olduğu dönemlerde çevredeki tatlı su kaynaklarından su tedariki yoluna gidildiğini düşündüklerini belirtti.
"Kayıt altına alınarak gerekli çalışmalar yapılmalı"
Su şebekesinin bir mühendislik harikası olduğunu vurgulayan Erdal, "Tespit edilen su şebekesi, mimari özellikleri ve tarihi önemi dolayısıyla kayıt altına alınarak gerekli çalışmalar yapılmalı.
Günümüze kadar ulaşabilen, büyük bir kısmı toprak altında kalan bu kanalların öncelikli olarak belgelenmesi, sonra kazı yapılarak gerek bilim dünyasına gerekse turizme kazandırılması gerekir." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Zekai Erdal, su şebekesinin 8 asır önce suyun debisi, arazinin topoğrafik yapısı ve eğim düşünülerek yapıldığını belirterek, "Sıfır kotundan 100 metre kotuna suyun nasıl çıkarıldığını görmek, bunu gelecek nesillere aktarmak elzemdir." dedi.
Su şebekesinin yapımında El Cezeri'nin de katkısının olma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkati çeken Erdal, tarihi bazı bulguların buna işaret ettiğini dile getirdi.
Erdal, "El Cezeri'nin kitabındaki bütün robotlar su ile çalışacak şekilde teknolojilendirilmiştir.
Bu noktada Hasankeyf'teki su kanalında da su mühendisliğinin olması nedeniyle El Cezeri'nin bu su kanalıyla bir bağlantısının olduğunu söylemek mümkün. El Cezeri, bu su kanalının yapımında görev almış veya onun nezaretinde yapılmış olabilir." değerlendirmesini yaptı.