Doğanın Mucizelerle Dolu Eczanesi: Şifalı Bitkiler
İçeriğindeki herhangi bir kimyasal bileşen, vitamin ya da mineraller sayesinde insan hayatı için yararları olan bitkiler, şifalı bitkiler olarak tanımlanır. Bu bitkilerin hastalıklara karşı fayda sağlayabilmeleri için tüketim miktarları ve tüketilme şekilleri büyük önem taşır. Şifalı bitkilerin hastalıkların tedavisinde kullanılması, neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak şifalı bitkilerin herhangi bir hastalığı tamamen iyileştirmediği ve asla ilaç yerine kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Şifalı bitkiler ve faydaları sadece bir rahatsızlığın ya da hastalığın tedavisine ya da önlenmesine destek olabilir. Aynı zamanda her şifalı bitki her hastalığa önerilmez. Bu bağlamda şifalı bitkiler ve isimleri ile hangi hastalıklara iyi geldiğinin tam olarak bilinmesi önemli bir konudur. Bir diğer önemli konuda kronik ve ciddi hastalıklara sahip olan kişilerin ya da ilaç kullananların şifalı bitkileri kullanmadan önce mutlaka doktoruna danışması gerekir.
1) Zencefil
Şifalı bitkiler listesi denilince ilk akla gelen bitkilerin başında olan zencefil, Güney-Asya kökenli, hoş kokulu ve lezzet verici bir bitkidir. Antioksidan bileşenler, vitamin, mineral ve aromatik uçucu yağlar içeren zencefil, iştah açıcı, metabolizmayı hızlandırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri nedeniyle en çok kullanılan şifalı bitkiler arasındadır.
Ayrıca mide bulantısı, ishal, kabızlık, şişkinlik, gaz, karın ve mide ağrısı gibi sindirim sistemi bozukluklarına karşı da faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirerek grip, nezle gibi soğuk algınlıklarına karşı vücudu korur. Kanser hücresi oluşumunu önler ve oluşan hücrelerin çoğalmasını engeller.
Kan şekerini düşürücü etkisi ve eklem hastalıklarından doğan kas ağrılarına karşı olumlu etkileriyle de adından söz ettiren zencefil baharat olarak yemeklerde kullanılabildiği gibi çay şeklinde de tüketilebilir.
2) Zerdeçal
Hindistan safranı olarak da bilinen zerdeçal, bilinen eski şifalı bitkilerden biridir. C ve B6 vitamininin yanı sıra manganez, demir ve potasyum gibi mineraller ile antioksidan bileşenler içeren zencefil, besin değeri açısından oldukça zengindir.
Yemeklerde baharat olarak ve çay şeklinde tüketilebilen bitki gıda endüstrisinde lezzet verici olarak kullanılmasının yanı sıra cilt sağlığına olan etkileri nedeniyle de bakım ve kozmetik ürünlerinde de kullanılır.
Zencefilin aktif bileşeni olan curcumin maddesi kanser hücresi oluşumunu engeller ve oluşan hücrelerin çoğalmasını önler. Mide ekşimesi, mide ağrısı, Chrohn Hastalığı, kabızlık gibi sindirim sistemi bozukluklarına ek olarak safra kesesi hastalıkları ve kolesterol yüksekliğine karşı faydalıdır. Kalp hastalıkları riskini azaltıcı etkisiyle ön plana çıkan zerdeçal, antioksidan özelliği sayesinde iltihabi rahatsızlıkların önlenmesinde ve tedavisinde etkilidir. Depresyon, demans, kronik yorgunluk ve Alzheimer gibi hastalıkların gelişimini önler. Ayrıca yara ve yanık gibi enfeksiyonların iyileşme sürecini kısaltır.
3) Ihlamur
Kış günlerinde en sık kullanılan bitkilerden biri olan ıhlamur, hem çayı hem de çiçeği kurutularak kullanılabilen ve yüzyıllardan beri insan sağlığına yararlarıyla tanınan hoş kokulu ve aromatik bir bitkidir.
Çiçekleri ve yaprağı ile hazırlanan çayı limon, bal ya da diğer bitkilerle karıştırılarak sıcak olarak tüketilir.
İçeriğindeki vitamin, mineral ya da aromatik uçucu esansiyel yağlar içeren ıhlamur, antioksidan özelliğe sahiptir. Toksinlerin vücuttan atımını hızlandıran ve bağışıklık sistemini güçlendiren bitki, soğuk algınlıklarının, farenjit, öksürük gibi rahatsızlıklar için geleneksel tedavi yöntemidir. Boğaz tahrişlerini önlemesinin yanı sıra iltihap giderici, idrar söktürücü ve ağrı kesici özelliklere sahiptir. Ayrıca yatıştırıcı özelliğe sahip olan ıhlamur, strese karşı vücudu destekler ve uyku düzenin sağlanmasında önemli rol oynar. Metabolizma hızını arttıran bitki, terlemeyi sağlayarak vücuttan aşırı suyun atılmasını sağlar.
4) Adaçayı
Kendine has bir aromaya sahip olan yumuşak ve tatlı bir lezzete sahip olan adaçayı, binlerce yıllık geçmişe sahip bir bitkidir. Akdeniz kıyılarına sahip tüm ülkelerde yetişen adaçayı, taze ya da kuru olarak çay şeklinde tüketilebilir.
Eter yağları olarak bilinen sineol, pinen ve borneol ile oleanol asidi, asparagin, flavon, irsol asidi, fumorik asit, reçine, tanen ve glikozis gibi maddeler içeren bitki, antioksidan özellikleri ile dikkat çeker. Yemeklere lezzet verici olarak da kullanılan adaçayı, etlerin dinlendirilmesi için hazırlanan soslarda da kullanılır.
Sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip olan bitki, hazımsızlığın önlenmesinde etkilidir. Adet düzensizlikleri ve adet sancılarına iyi gelen ıhlamur, antifungal etkisi ile vücutta oluşan cilt mantarlarının tedavisinde etkin bir rol oynar. Toksinlerin vücuttan atılmasını destekler ve sinire bağlı olarak gelişen baş ağrılarını hafifletir. Balgam söktürücü, boğaz ağrısını giderici ve öksürüğü önleyici etkileri sayesinde soğuk algınlıklarının tedavisinde etkindir. Ağız yaralarının tedavisini destekler ve ayrıca idrar yolları enfeksiyonları, safra kesesi ve karaciğer hastalıklarını önleyici etkiye sahiptir.
5) Çörek Otu
Tüm dünyada kullanılan şifalı bitkilerden biri olan çörek otunun siyah tanecikli tohumları genellikle hamur işlerinde baharat olarak kullanılır. Ayrıca çörek otunun tohumları kullanılarak hazırlanan yağı da içilebilir ya da harici olarak cilde uygulanabilir.
Timokinon, timol ve timohidrokinon gibi sağlığa faydalı kimyasal bileşenler içeren çörek otu, eterli yağlar açısından zengindir. Bunlara ek olarak selenyum, çinko, magnezyum, kalsiyum, demir mineralleri ve niyasin, folik asit, B6, B2 ve B1 vitaminleri içerir.
Antioksidan içeriği yüksek olan çörek otu, bazı kanser hastalıklarının, karaciğer ve böbrek hastalıklarının, romatizmal hastalıkların, hipertansiyon ve şeker hastalığının tedavisinde oldukça etkilidir. İlaç üretiminde de kullanılan bitki, alerjik rinit tedavisini destekler. Burun kanallarının şişmesi, hapşırma, burun akması ve burun tıkanıklığı gibi alerji semptomlarını hafifletir. Astım, bronşit, epilepsi ve Alzheimer hastalığının tedavisini destekleyici rol oynar.
6) Hünnap
Ünnap, innabi ya da çiğde olarak da bilinen hünnap, üzerinde kahverengi kızıl tonlarında incecik bir kabuğu bulunan ve zeytine benzeyen oldukça faydalı bir bitkidir. Çiğ olarak tüketilebildiği gibi kurutularak ya da reçeli yapılarak da tüketilebilir.
Düşük kalorili bir meyve olan hünnap kilo vermeye yardımcı olur. Yüksek oranda C ve A vitamini içeren hünnap bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücudu korur. İçeriğinde yer alan B3 vitamini sayesinde kan dolaşımının düzenleyen meyve, sinir sistemi fonksiyonlarının da sağlıklı bir şekilde çalışmasını destekler.
Güçlü bir antioksidandır ve bu özelliği sayesinde karaciğer hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynar. Ayrıca cilt sağlığının korunmasında, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını da destekler. Kalsiyum ve magnezyum içeren hünnap kemik ve kas gelişimi için önemlidir. Yüksek oranda potasyum içeren hünnap kalp ve damar sağlığının korunmasını sağlayarak kalp krizi riskinin önlenmesine yardımcı olur.
7) Kudret Narı
Afrika, Asya, Güney Amerika, Karayip Adaları ve Amazonlarda yetişen tropikal bir bitki olan kudret narı ülkemizde Akdeniz ve Marmara Bölgesi’nde yetiştirilir. Pütürlü ve yeşil bir dış yüzeye sahip olan kudret narı kesildiğinde inden kırmızı renkli çekirdekleri çıkar.
Çekirdekleri çıkarılarak taze ve olgun hali ezilip bal ile karıştırılarak tüketilebilir. Zeytinyağı içerisine koyulan kudret narı ağzı kapatılarak cam bir kavanozda güneş görmeyecek biçimde 6 ay bekletilir. Bekletilen kudret narı, özellikle sabahları aç karnına bir tatlı kaşığı bal ile birlikte tüketilir. Aynı zamanda harici olarak da yara, kesik ve yanıklara da sürülebilen karışım, tedavi süresini kısaltır.
Özellikle kadınlarda rahim ve vajina yaralarının iyileşmesinde önemli rol oynayan kudret narı karışımı, egzama ve sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarının tedavisinde de oldukça etkilidir. Antioksidan içeri ile bağışık sisteminin güçlenmesini sağlayan besin antibiyotik etkisiyle dikkat çekicidir. Kanser hücresi oluşumunu önler ve gastrit, ülser gibi mide problemlerinin oluşmasını engeller.
8) Sarımsak
Kökeni Orta Asya’ya dayanan sarımsak ülkemizde de en çok yetiştirilen bitkilerden biridir. Kendine has aromaya ve lezzete sahip olan sarımsak antibiyotik özelliği sayesinde birçok hastalığın tedavisini ve genel sağlık durumunu destekleyici rol oynar.
Yemeklere lezzet verici olarak taze ya da kurutularak toz şeklinde tüketilebilen bitkinin yağı, kapsülleri ve tozu bulunur. Antioksidan vitamin ve mineral içeriğinin yanı sıra aromatik yağları sayesinde vücuda yararları olan sarımsak, özellikle kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur ve kalp krizi riskini önler. Bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun hastalıklara karşı direncini arttırır.
Kanser hücresi oluşumunu engelleyen ve oluşan hücrelerin çoğalmasını önleyen sarımsak, başta kolan kanseri olmak üzere diğer kanser türlerine karşı vücudu korur. Cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak yaşlanmayı geciktirir ve kan şekerini düzenler. Beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli rol oynar ve Alzheimer gibi hastalıkların tedavisini destekler. Bağırsak parazitlerinin vücuttan atılmasını sağlayan sarımsak cinsel performans üzerinde de etkilidir.
9) Rezene
Kökene çok eski çağlara dayanan şifalı bir bitki olan rezene, kurutularak yemeklerde baharat olarak ya da çay şeklinde tüketilebilir. Yüksek oranda fosfor, magnezyum, potasyum, kalsiyum ve sodyum mineralleri içeren bitki, A ve C vitamini açısından da zengindir.
Flavon bileşenler ve uçucu yağlar açısından da zengin bir bitki olan rezene kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılır. Kabızlık, gaz, şişkinlik gibi sindirim sistemi bozukluklarının ve bazı cilt hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynayan rezene, aynı zamanda tansiyonun düzenlenmesinde de oldukça etkilidir.
Emziren annelerde süt arttırmak için de önerilen bitki, yüksek potasyum içeriği sayesinde kan dolaşımını da düzenler. İdrar söktürücü özelliği ile vücuttaki fazla suyun atılmasına yardımcı olan rezene, toksinler de vücuttan uzaklaştırır. İçeriğindeki A vitamini görme sorunu yaşayanlar için oldukça faydalıdır. Düzenli olarak tüketilen rezene, çinko, selenyum ve kalsiyum içeriği sayesinde cildin daha canlı ve pürüzsüz görünmesini sağlar.
10) Tarçın
Kullanımı eski Mısır’a kadar dayanan ve sağlığa faydaları nedeniyle şifalı bir bitki olarak kullanılan tarçın, kendine has aroması ve lezzetiyle en çok beğenilen bitkilerden biridir. Çay şeklinde demlenerek tüketilebildiği gibi yemeklere ve tatlılara eklenerek lezzet verici olarak kullanılabilir.
Güçlü bir polifenol içeriğine sahip olan tarçın, demir, magnezyum, kalsiyum, potasyum, manganez mineralleri ve K, C, A, E ve B6 vitaminleri açısından zengin bir kaynaktır. Antioksidan özelliği sayesinde vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir.
Mantar enfeksiyonlarına karşı etkilidir ve kanser hücresi oluşumunu engeller. Metabolizma hızını arttır ve kilo vermeye yardımcı olur. Toksin maddelerin ve vücuttaki aşırı suyun dışarı atılmasını sağlar. Ayrıca kemik gelişiminde etkili rol oyar ve kalp damar hastalıklarına karşı vücudu korur. Adet sancılarının önlenmesinde etkilidir ve sinir sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlar.