Bakırköy İskele Caddesi'nde bir zamanlar sanat merkezi olan tarihi köşkte hizmete giren müze, kafe ve atölyeleriyle "yaşayan müze" konseptiyle ziyaretçilerini karşılıyor.
Müzede, 1896'dan 1980'e, teknolojinin yansımalarını hayata taşıyan makineler, objektifler, aksesuarlar ve fotoğraflardan oluşan 3 bine yakın zengin bir koleksiyon yer alıyor.
Müzenin kurucusu 75 yaşındaki Hilmi Nakipoğlu, müzeye ilişkin yaptığı açıklamada, 12-13 yaşındayken fotoğrafla tanıştığını, ortaokul ve lisede ise okulun fotoğraf kulüplerini kurduğunu söyledi.
Henüz 12 yaşındayken annesinin çeyiz sandığını karanlık oda yaptığını dile getiren Nakipoğlu, ilk fotoğraf baskılarını da bu yöntemle gerçekleştirdiğini aktardı.
Nakipoğlu, 1970'li yıllardan itibaren fotoğraf makineleri, objektifler, aksesuarlar ve fotoğraflar toplayıp koleksiyonerliğe adım attığını kaydederek, "Makine toplamaya başladım. Her cumartesi, pazar şantiyeden çıkıyor, Topkapı Surları'nda eskicilerden eşelenmeye başlıyordum. Beyazıt'ta Sahaflar Çarşısı'nın olduğu bölgede, sonra Sirkeci'de Hayyam'a, ikinci el fotoğraf makinesi satan pasajlara gittim. Sonra karşıda Fenerbahçe stadyumunun hemen yanında salı pazarı vardı. Daha doğrusu nerede fotoğraf makinesi satışı yapılıyorsa oradaydım. Tüm satıcılarda da telefon numaralarım vardı, beni ararlardı." dedi.
1971'den 1995'e kadar 450 fotoğraf makinesi biriktirdi
Geniş kapsamlı bir müze kurma idealiyle 1971'den 1995'e kadar 450 fotoğraf makinesi topladığını belirten Nakipoğlu, "Bunları evimde vitrinlerde sergilemeye başladım. Gelen misafirler sorduğu zaman da 'Müze kuracağım.' diyordum. Hedef koymuştum." ifadelerini kullandı.
Koleksiyoner Nakipoğlu, annesi Nefus Nakipoğlu adına 1997'de zihinsel engelli çocuklar için özel bir okul yaptığını aktararak, kamera müzesinin ilk adımlarının da atıldığı okulda, fotoğraf makinelerini sergilediğini kaydetti.
Okuldaki müzede 23 yıl ziyaretçileri ağırladığını belirten Nakipoğlu, "Çok insanlar geldi, gitti. Rauf Denktaş, o da fotoğraf hastası, onu gezdirdim. Ara Güler, kapıdan girdi, 'Bu ne, ne yapmışsın?' der gibi tepki vermişti." diye konuştu.
Fotoğraf makineleri için özel bir katalog hazırladıklarının da altını çizen Nakipoğlu, sanatçı İbrahim Zaman, Türkiye'nin ilk fotoğraf akademisyenlerinden Güler Ertan ve yüksek mimar, fotoğraf sanatçısı İlteriş Tezer adına müzede galeriler kurduğunu dile getirdi.
Üç bin kadar fotoğraf makinesi sergileniyor
Hilmi Nakipoğlu, müzede karanlık oda ve konferans salonu bölümünün de yer aldığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Burada 1896'dan itibaren büyük boy, orta boy fotoğraf makineleri, kutu makineler olarak, 3 katta kronolojik sıralama var. 3 bin civarında fotoğraf makinesi, objektifler, filtreler, aksesuarlar var. Aklınıza ne gelirse yani bir de eski yılların fotoğrafları var. İşte geçmiş burada. 1896'dan 1980 yılına kadar değişik, marka ve modellerden, fotoğraflardan oluşan bir müze. Şu anda kamu yararına hizmet veriyor."
Kovid-19 döneminde hazırlıkları tamamlanan müze, geçen yıl ocak ayında açıldı. Müzedeki 50'ye yakın vitrinde, taşınabilen ve taşınamayan stüdyo tipi fotoğraf makineleri, çift objektifli makineler, casus veya mini makineler, Leica ve polaroid filmle kullanılan makineler sergileniyor.
Özellikle çocuklara ve gençlere koleksiyon kültürünün tanıtılması ve öğretilmesi amacıyla kurulan müzede, fotoğrafçılık eğitimleri de veriliyor.
Müze, pazartesi hariç hafta içi 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Kaynak: AA