Hz. Muhammed'in vefatından sonra İslam Devleti’nin ilk halifesi olan Hz. Ebubekir 632-634 yılları arasında hüküm sürmüştür. Hüküm sürdüğü son günlerde ağır hasta olan Halife, kendisinden sonra İslam toplumunun büyük bir bölünmüşlük yaşayacağından endişeleniyordu.
Kendisi devrinde başlayan Suriye ve Irak havzalarında devam eden fetih hareketlerinin kesintiye uğrayacağını düşünüyor ve yine kendisi devrinde son verilen irtidad (isyan) olaylarının tekrar patlak vereceğini öngörüyordu.
Bütün bu düşünceler içinde Hz. Ebubekir, hastalandığı anda kendisinden sonraki halifeyi belirlemek adına sahabenin önde gelenlerinden fikirler almaya başladı.
Kendisi halifeliğinde Hz. Ömer, Medine’de kalarak resmi olmasa da vezirlik yapıyordu. Bu süreçte de her ne kadar Hz. Ebubekir ile çeşitli şekillerde ihtilafa düşseler de Hz. Ömer iyi bir devlet adamı olduğunu ispatlamıştı.
Hz. Ebubekir yaptığı istişareler sonucu Hz. Ömer’in kendisinden sonraki halife olmasına karar verdi. Hz. Ömer'in Kur'an-ı Kerim ve sünnet ışığında bir yöneticilik yapacağını düşünüyordu.
Ancak bu kararı aldığını duyan sahabenin önde gelenlerinden bazıları kendisine itiraz ettiler. Özellikle cennetle müjdelenen on sahabe içinde yer alan Talha bin Ubeydullah, Hz. Ömer2in çok sert mizaçlı olduğu için halifeliğe uygun olmadığını ifade etti.
Hz. Ebubekir bu ve benzeri eleştirilere hasta hali ile evinin kapısı önüne çıkıp cevap verdi. Hz. Ömer’in halifelik için en uygun aday olduğunu, şaşmaz bir adalet anlayışı ile halka önderlik edeceğini buyurdu. Hz. Ebubekir’in bu hitabı orada bulunanları etkiledi ve itiraz sesleri azaldı.
Halife bir emir kaleme alarak kendisinden sonra Hz. Ömer’in halife olacağını önce Medinelilere daha sonra İslam Devleti’nin çeşitli toprak parçalarında görevlendirdiği valilere bildirdi.