İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI NEDİR?
Yunanistan I. İnönü Savaşı'nın yenilgisini hazmedememişti. Hem savaşın yarattığı eziklikten kurtulmak istiyordu hem de Türk ordusunun daha da güçlenmesine engel olmak amacındaydı. Bu yüzden Kütahya ve Eskişehir'i ele geçirerek Ankara üzerine doğru gitmeyi planlamıştı.
Sevr Antlaşmasını Türklere uygulatmak isteyen Yunanistan, 41.150 tüfek, 720 ağır makineli tüfek, 3.134 hafif makineli tüfek, 220 top ve 2.000 kılıçlı askerle Türk ulusuna saldırdı. Türklerin elinde ise 30.108 tüfek, 235 ağır makineli tüfek, 55 hafif makineli tüfek, 102 top ve 2.235 kılıç vardı.
Yunanistan Bursa’dan Bilecik´e doğru saldırılarını başlattı. Daha sonra Eskişehir´e, Uşak üzerinden de Afyon´a doğru gelişecekti. Türk Birlikleri Bursa’dan başlatılan saldırıya mevzilenmişti. Savaş tüm yoğunluğu ile devam ediyordu. İlk başlarda Yunanlılar başarılı ataklar sergilemişti. Fakat Türklerin direnci karşısında daha fazla dayanamayıp geri çekilmek zorunda kaldılar.
Yunanlılar bu geri çekilme karşısında çok sert tepki verdiler. Türk şehirlerini ve köylerini ateşe vererek özellikle Bozüyük, Bilecik ve Söğüt ilçelerini kül yığınına çevirdiler. Bölgede bulunan camilerin dahi hepsi Yunanlılar tarafından yakıldı.
Türk ordusu bu duruma oldukça sinirlendi ve Atatürk’ün emri ile Albay İsmet Bey, 31 Mart sabahında atağa geçti. Yunan birlikleri İnönü'nün saldırısı karşısında dayanamadılar ve yenik düştüler. Böylece Yunan geri püskürtülmüş oldu. Albay olan İsmet İnönü kazandığı zaferi bir Telgraf ile Ankara´da bulunan Mustafa Kemal´e bildirmiştir. Böylece İsmet İnönü Tuğgeneralliğe yükselmiştir.
İsmet İnönü'nün bu başarısı üzerine Refet Bey, güneydeki Türk birliklerinin komutanı olarak Yunanlılara bir saldırı tertip etmiş fakat başarılı olamamıştır. Bu yüzden düşman birlikler Dumlupınar´a yerleşmiştir. Hal böyle olunca Refet Bey komutanlıktan alınmış ve cephe İsmet Paşa'nın komutasına tahsis edilmiştir.
ATATÜRK İLE İNÖNÜ ARASINDAKİ YAZIŞMA
Metristepe, 1.4.1921
Saat 18.30’da Metristepe’den gördüğüm durum: Gündüzbey kuzeyinde sabahtan beri dayanan ve artçı olması muhtemel olan bir düşman müfrezesi, sağ kanat grubunun taarruzu ile düzensiz olarak çekiliyor. Yakından takip ediliyor. Hamidiye yönünde karşılaşma ve faaliyet yok. Bozöyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silâhlarımıza terk etmiştir.
Batı Cephesi Komutanı
İsmet
Ankara, 1.4.1921
İnönü Savaş Meydanında Metristepe’de
Batı Cephesi Komutanı ve Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşa’ya
Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Muharebeleri’nde üzerinize yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Milletimizin İstiklal ve varlığı, dahice idareniz altında görevlerini şerefle yapan komuta ve silâh arkadaşlarınızın kalbine ve vatanseverliğine büyük bir güvenle dayanıyordu.
Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs (161) talihini de yendiniz. İstilâ altındaki talihsiz topraklarımızla birlikte bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istilâ hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.
Adınızı tarihin şeref âbidelerine yazan ve bütün millete size karşı sonsuz bir minnet ve şükran duygusu uyandıran büyük gazâ ve zaferinizi tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin size binlerce düşman ölüleriyle dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği kadar, milletimiz ve kendiniz için yükseliş parıltılarıyla dolu bir geleceğin ufkuna da baktığını ve hâkim olduğunu söylemek isterim.
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal
Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne
Zulüm ve zorbalık dünyasının en zalimce hücumlarına karşı yalnız ve şaşkın kalan milletimizin maddî ve manevî bütün kabiliyet ve kuvvetlerini ruhundaki ateşle toplayan ve harekete getiren Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı Mustafa Kemal Paşa!
Kahraman askerlerimiz ve subaylarımız adına, askerlerimizle avcı hatlarında omuz omuza vuruşan tümen ve kolordu komutanları adına takdir ve tebriklerinize büyük bir iftiharla teşekkürlerimi arz ederim.
Batı Cephesi Komutanı İsmet
SAVAŞIN NEDENLERİ
Yunanistan, I. İnönü Savaşı'nda kaybettiği zaferin intikamını Türklerden almak istiyordu. Ayrıca,
Yunanlılar, Türk ordusunun güçlenmesini ve taarruz gücüne kadar ulaşabilmesini engellemek amacındaydı,
Yunanlıların gözü Ankara'daydı. Sevr Antlaşmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kabul ettirmek istiyorlardı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Londra Konferansı'nda alınan kararları kabul etmemişti,
İngilizler yeni bir saldırıya hazırlanmak için Yunanistan'ı Türklere karşı kışkırtmışlardı. Fakat sonunda Yunanistan ikinci bir yenilgiye uğradı.
İKİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ'NİN ÖNEMİ
İnönü Savaşları'nın zaferle sonuçlanması Ankara hükümetinin kendisini ispatlamasına olanak verdi. Böylece dış güçlere karşı ancak düzenli ordu ile baş edilebileceği anlaşılmış oldu. İtalyanlar hiçbir baskı ile karşılaşmadıkları halde Türk milletinin gücünü görerek 1 Haziran 1921 tarihinde Anadolu’dan çekilmeye başladılar.
Ankara ile Sovyet Rusya arasındaki ilişkiler daha da sağlam bir hale geldi. Güven kazanan Türk ulusu, Rusya'nın desteğini almaya başladı. Moskova’dan dönen Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşek yanında 4 milyon kadar Rus rublesi ile döndü. Enver Paşa, Anadolu hareketinin savaşta başarısız olması halinde Ankara´ya gidip Meclis´teki İttihatçı milletvekillerinin gücü sayesinde bu hareketin başına geçmek istiyordu. Fakat bu başarıdan sonra ümitleri büyük ölçüde söndü.
Türk ulusu bu iki savaşta da her ne kadar savaş ahlakı dışına çıkan Yunanistan’ın hileli hareketleri ile karşılaşsalar da net bir şekilde zafer kazandı. Böylece tüm itilaf devletleri ve diğer devletler Türk milletinin üstünlüğünü kabul etmiş oldu.
üyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca bu savaşı dizelerinde ölümsüzleştirir:
Durduk, süngü takmış kâfir ayakta,
Bizde süngü yok.
Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden
Dehşetten daha çok.
Durduk, süngüsü düşmanın pırıl pırıl,
Önümüze çıktı bir gündüz bir gece.
Korku değil hâşâ,
Bir büyük düşünce.
Mehmetçik.
Atıldı Mehmetçik, büyüyü bozdu,
Bir düşman süngüsüne, göğsünden
Bu şehadetle kayalar yarıldı sanki
Dipçik gürültüsünden.
Soruyordu herkes birbirine:
“Parlayan şey bu mu?”
Muzaffer oluyordu bileklerimizde,
Tarihin ilk dipçik hücumu.
Hayran oluyordu koca gökyüzü
Göğüslerimizde büyüyen bahta
28 Mart günü bir Adsız-tepe’de
Çeliğe karşı tahta.