Birinci Dünya Savaşı'nın en hareketli günlerinde İtilaf Devletleri, Boğazlar'dan geçip İstanbul'u ele geçirerek Osmanlı'yı parçalamak istiyordu.
Plânlar, projeler, haritalar her şey hazır... Fakat o da hazır (Mustafa Kemâl)...
O savaşta yıldızı parlayacak, adını tüm dünyaya duyuracaktı.
Elde ettiği başarılar onu yarbaylıktan paşalığa kadar götürecekti.
Diğer yanda General William, Çanakkale'ye çıkarma yapan Anzak birliklerinin başkomutanı...
İlk buluşma 25 Nisan 1915 günü oldu.
General William'ın askerleri, Mustafa Kemâl'in 57'inci alayının altın süngüleriyle karşılaştı.
Mustafa Kemâl kazanmıştı.
6 Ağustos'ta düşman daha fazla asker ile Suvla Koyu'na çıktı.
8 Ağustos'ta Limon Von Sanders, Albay Mustafa Kemâl'i Anafartalar Grup Komutanlığı'na atadı.
Düşman 1'inci Anafartalar Muharebesi'nde de iç bölgelere giremedi.
RUS İSTİHBARAT RAPORLARINDA ATATÜRK
Son defa 21 Ağustos'ta saldırmayı denediler ama 6 bin civarı kayıp verdiler.
Mustafa Kemâl, Anafartalar'da tarih yazmıştı.
Nitekim bir yıl sonra Ruslara karşı savaşırken kendi hakkında yazılan raporda Rus istihbaratı onun hakkında şöyle diyecekti:
Büyük Türk komutanlarının halk tarafından en çok saygı görenidir.
Şöhretini Bingazi'deki başarılarıyla kazanmıştır.
Çanakkale'de iki defa durumu kurtarmıştır.
General William Birdwood, binlerce silah arkadaşını kaybederek Mustafa Kemâl'e üç defa mağlup olmuştu.
Birdwood, Ocak 1916'da Çanakkale'den ayrıldı.
1920'li yıllara geldiğimizde General William ve Mustafa Kemâl mareşal olmuştur.
General William askeri standartlara göre mareşal olurken, Mustafa Kemâl, milletiyle birlikte verdiği bağımsızlık mücadelesinden bu unvanı kazanmıştır.
'20 YIL SONRA İSTANBUL'A GELDİ AMA...'
1935 yılında İstanbul'a gelen General William, tarihi yerleri gezdi.
Cumhuriyet gazetesi bu haberi şöyle verdi:
20 yıl sonra İstanbul'a geldi, ama gezgin olarak...
General William, bu sırada Mustafa Kemâl'e bir telgraf çekmiştir.
Telgrafta şunlar yazmaktadır:
Gelibolu ve Taksim anıtlarına çelenk koyduğumuz şu anda, zatı-ı devletlerinin şahsına ve Türk milletine sunduğumuz saygılı selamlarımızı ve yürekten dostluk duygularımızı kabul buyurmalarını, eski muharip İngiliz ve Anzaklılar adına Ekselanslarından rica ederim.
Atatürk bu telgraf'a Hasan Rıza Soyak aracılığıyla aynı gün şu cevabı vermiştir:
Kendisine gösterdiğiniz duygulardan pek mutlu olan Cumhurbaşkanı, zat-ı alinize ve İngiliz-Anzak eski muhariplerine en iyi teşekkürlerini ve en içten selamlarını iletmekle beni görevlendirmiştir.
SON BULUŞMA: İNGİLİZ MAREŞAL AĞLIYOR
Mustafa Kemâl Atatürk 10 Kasım 1938 yılında bedenen aramızdan ayrılmıştı.
Cenazesinde son zaferini kazanmış, yıllar sonra dünyanın en kanlı savaşlarını gerçekleştiren olan komutanları dahi yan yana getirmişti.
Cenaze töreninde yaşı hayli ilerlemiş General William da vardı.
Ayağı sakattı ama saygısını sunmak için binlerce kilometre yol kat etmişti.
Oturması için Halk evinin balkonuna bir koltuk yerleştirilse de o oturmayarak ayakta bekledi.
Saygısını göstermek için ayaklarının altına Türk toprağı koydu.
Kendisini üç defa mağlup eden Mustafa Kemâl Atatürk'ü gözlerinden yaş boşanarak selamladı.
Zamanının en büyük düşmanı dahi, hiçbir gerekçesi olmadan ona saygısı göstermek için geliyordu...