Batılı sömürgeci güçler, Vietnam'da halkı katlederek onların sahip oldukları kaynakları zorla gasp etmeye çalıştı.
Vietnam, Batılı güçler özellikle de Fransa ve ABD tarafından sömürüldü. Fransa ve ABD Vietnam'ın doğal kaynaklarını işleyerek Batı'ya taşıdı.
1945 yılında Ho Chi Minh başkanlığında Vietnam Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak bu bağımsızlık uzun yıllar sürmedi.
ABD ve İngiltere'nin desteğini alan Fransa sözde Japonları bölgeden temizlemek amacıyla 1945'de Vietnam'a girdi.
Vietnam halkı, bu müdahaleye karşı hem Batılı güçlerle hem de Japonlarla mücadele etti.
Batının barış istemeye mecbur kaldığı zaferle sonuçlanan büyük mücadele masada kaybedildi.
Cenevre Antlaşması'yla bölgede artık Fransız değil ABD'li güçler yerini aldı.
Böylece Güney ve Kuzey olmak üzere Vietnam ikiye bölündü. Kuzey Vietnam, Çin ve Rusya ile müttefik olurken, Güney Vietnam ABD'nin işbirlikçi müttefiki olarak kapitalist diktatörlük haline geldi.
1950 yılında New York Times gazetesi, Vietnam'ın da içinde bulunduğu bölgeyi 'üzerinde kumar oynamaya değer' şeklinde tanımlayarak ABD'nin amaç ve çıkarlarını gözler önüne serdi.
1955 yılına gelindiğinde ABD Vietnam'ı işgal etti. ABD'nin, Fransa'yi desteklediği süre zarfında kendine zemin hazırladığı ortaya çıktı.
'Rolling Thunder' operasyonuyla halkın direncini kırmak adına tarım arazilerini hedef alan ABD'nin 1965 yılında bölgede 6 bin 604 askeri konuşlandırdı.
'Rolling Thunder' operasyonunda gerçekleştirdiği bombardırmanlarda 643 bin ton bomba kullandı. Hava saldırılarında yıpratma savaşına uygun olarak köylüleri tehdit eden propaganda içerikli broşürler halka havadan atılmıştı.
ABD Vietnam'da 8 milyon tondan fazla bomba kullandı. Bu sayı, 2'inci Dünya Savaşı'nda tüm ülkelerin kullandığını 3 katı ve ABD'nin Hiroşima'ya attığı atom bombasının 640 katı büyüklüğündeydi.
3 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan bu işgal, kullanılan kimyasallarla bir soykırıma dönüştü. Bombardıman sırasında ABD, okul, hastane farketmeksizin her noktayı hedef aldı.
'Agente Orange' diye bilinen zehirli bombalarla sadece insanlar değil ormanlarda yok edildi. Pelteleşmiş benzinden yapılan ve uçaklardan atılan napalm bombaları insan vücuduna yapışarak öldürdü.
Masum sivilleri bombardımana tutan bir pilot; " Kimya şirketi Dow'da çalışan çocukları seviyoruz. Karışıma 'polistiren' eklemeye başladılar. atıldığı yere bulaşıyor. Ama Gook'lar suya dalarsa yanma duruyor. Bunun üzerine beyaz fosfor eklemeye başladılar. şimdi suyun altında dahi yanıyor. Bir tek damla bile yetiyor. Kemiğe ulaşıncaya kadar yanıyor ve en kötü ihtimalle fosfor zehirlenmesinden ölüyorlar" şeklinde dehşet verici ifadeler ile yaşanılanları anlatıyor.
31 Ocak 1968'de Kuzey Vietnam ordusu ve NLF Tet bayramı sırasında büyük bir saldırı başlattı. Ani bir hareketle aynı anda 36 bölgesel merkeze ve altı büyük şehirden beşine birden saldırdılar ve Saygon'da ABD elçilik binasına girmeyi başardılar.
Savaştan görüntülerin gelmeye başlamasıyla protestolar da yoğunlaşmaya başladı. Beyaz Saray'ın "zafer" açıklamalarını yalanladı. Başkan Johnson Mart'ta bombardımanın durdurulmasını emretti, barış görüşmelerine başlama çağrısı yaptı.
Son Amerikan birlikleri Mart 1973'te Vietnam'ın büyük direnişinin ayrıldı fakat bazılarının "savaş sonrası savaş" diye tanımladıkları çatışmalar sürdü.
Vietnam Vatan Savaşının zaferini 1974 yılında ilan etti.
Vietnam Savaşının en önemli protestosu ODTÜ'de 68 kuşağı olarak bilinen devrimci öğrenciler tarafından alındı.
Vietnam Kasabı olarak bilinen Robert William Komer'in arabası ODTÜ'de yakıldı.
Robert William Komer, Ankara’ya ABD Büyükelçisi olarak Kasım 1968’de atandığında Ankara’ya gelişi yaklaşık 1000 öğrencinin katılımıyla protesto edilince Esenboğa’dan hızla kaçmak zorunda kalmıştır.
Yaklaşık 2 hafta sonra, aranan 7 öğrenci, rektörlük önünde, törenle ortaya çıkarlar. 4000 kişilik bir kortej eşliğinde ODTÜ nizamiyesine teslim olurlar. 3000 kişi daha savcılığa dilekçe vererek yakma eylemine karıştıklarını belirtirler.
ODTÜ Öğrenci Birliği, tutuklanan arkadaşlarına maddi yardımda bulunur, tutukevine her gün yemek götürür, okul harçlarını yatırır.
Öğrenciler 12 Mart 1969’daki duruşmadan sonra tahliye edilirler, Komer ise görevinde ancak Mayıs’a kadar kalabilir.