Bir anne-baba olarak çocuğumuza karşı öncelikli görev ve sorumluluğumuz ona güzel bir isim koymakla başlar. Öyle ki Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV), dehşet veren kıyamet günü gelip çattığında insanların isimleri ile huzura çağrılacaklarına değinerek, “Kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyle ise isimlerinizi güzel koyun.”(Buhari) buyurmuştur.
Pek çok muhafazakar aile bu hadis-i şerifi baz alarak çocuğu için güzel isim arayışına girer. Ancak bu konu ile ilgili sanılanın aksine bilmeden yaygın bir hata yapılabilmektedir.
Oda çocuğa verilecek ismin kesinlikle Arapça'dan ve Kuran-ı Kerim'in içinden geçen bir isim ile koyulması düşüncesidir. Halbuki Kuran-ı Kerim'de geçen her kelimenin anlamı olumlu manada olmayabilir. Örnek verecek olursak; 'Kezban' ismi Kur'an'da geçiyor diye çocuğa verilebiliyor.
Ama kelime manasına baktığımızda bu sözcük 'yalancı' demektir. Dolayısıyla da bu isimle seslendiğinizde çocuğunuza 'yalancı' diye çağırmış olursunuz. Bunun için çocuğa isim koyarken göz ardı edilmemesi gereken en önemli husus, yadırganmayacak anlamı güzel olan bir isim koyulmasıdır.
DİNEN İSİM KOYMA HAKKI KİME AİTTİR?
İslamiyette çocuğa verilecek olan ismi seçme ve koyma hakkı öncelikli olarak babaya yani erkeğe verilmiştir. Baba ölmüş ya da hukukî tasarruflarda bulunmaktan menedilmişse bu hak anneye geçmektedir.
Öncelikte her ne kadar babaya hak tanınmış olsa da eşlerin birbirlerine danışarak bir ittifakta buluşması güzel bir davranış olur. Ne zaman ki mesele 'tek taraflı' isim koyma durumuna gelirse o zaman Allah (c.c)'un bu emrinde babanın sorumlu olduğu hatırlatılmalıdır.