Müzenin bahçesinde düzenlenen, Pelin Çift'in sunumunu üstlendiği açılış töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Açılışta konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bakanlık olarak son 20 yılda kültür varlıkları ve müzecilik alanında çok büyük başarılar elde ettiklerini söyledi.
"Dünyada en çok arkeolojik çalışma yapan ülkelerin başında Türkiye geliyor"
Kültürel mirasın korunması için çok önemli adımlar attıklarına işaret eden Ersoy, "Kıymetli eserleri, modern müzecilik anlayışıyla sunan yeni müzeler açtık, açmaya devam ediyoruz. Mevcut müzelerimizi yeniledik. Son yıllarda inşa ettiğimiz müzelerle, müzecilik alanında dünyaya hedef gösteren öncü ülkelerden biri haline geldik. Yenilikçi sergi biçimleri ve eğitim çalışmalarıyla müzelerimiz, dünyada parmakla gösterilen ve ödül üstüne ödül alan kültür kurumları haline dönüştü." dedi.
Bakan Ersoy, kültür varlıklarının herkesin ortak hafızası olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"'Ülkemizde gerçekleşen her kaçak kazı bu hafızaya indirilmiş bir darbedir.' diyerek eşsiz değerlerimize sahip çıktık. Kültürel mirasın korunması adına tarihin en büyük başarılarından birini kaçakçılıkla mücadelede gerçekleştirdik. Son 20 yılda Bakanlığımız girişimleri ile yurt dışından 9 bin 32 tarihi eserimizin ülkemize iadesini sağladık. Müzelerde ve kaçakçılıkla mücadelede olduğu gibi arkeolojik kazı çalışmalarında da dünyaya öncülük yapar hale geldik. Paleolitik'ten Neolitik'e, klasik çağlardan Türk, İslam arkeolojisine uzanan çalışmalarla geçtiğimiz yıl kazı, araştırma ve benzeri toplam 670 arkeolojik faaliyet gerçekleştirdik. Artık dünyada en çok arkeolojik çalışma yapan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türk arkeolojisi hem kazılarıyla hem kazılardaki koruma çalışmalarıyla hem de bilimsel yayınlarıyla dünya arkeolojisinin en önemli paydaşlarından biri haline gelmiştir."
Yıl içinde 143 arkeolojik kazının çalışma sürelerini uzattıklarını anlatan Ersoy, artık yılın 12 ayında aktif kazı ve araştırma yapılmasını sağladıklarını belirtti.
"Ülkemizdeki sit alanı sayısını son 20 yılda 3 kattan fazla arttırarak 22 bin 233'e çıkardık"
Mehmet Nuri Ersoy, yaptıkları çalışmaların hem Türkiye tarihinin hem de dünyanın en önemli ve büyük çalışmalarından olduğunu söyleyerek, "Neolitik Çağ araştırmalarına yönelik uluslararası katılımlı arkeoloji projesi olan 'Taş Tepeler' Projemiz, dünyada eşi olmayan bir arkeolojik çalışma haline geldi. Dünyanın her yerinden ilgili bütün bilim insanlarının kulağını kabarttığı bu projenin bir parçası olarak 2023 yılında Şanlıurfa'da 'Dünya Neolitik Kongresi'ni düzenleyeceğiz. Bunlarla birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki alan sayımızı 9'dan 19'a yükselttik. Ülkemizdeki sit alanı sayısını son 20 yılda 3 kattan fazla arttırarak 22 bin 233'e çıkardık." diye konuştu.
Bu topraklarda müzecilik ve arkeolojinin yağmaya "Dur" diyebilmek ve kaçırılan eserleri koruyabilmek için verilen mücadelelerle başladığını anlatan Bakan Ersoy, şunları kaydetti:
"1869'da kurulan Müze-i Hümayun, 1881 yılında Osman Hamdi Bey'in müze müdürü olmasıyla önemli bir eşiği aştı. Tüm yokluklara ve imkansızlıklara rağmen Osman Hamdi Bey, küçük bir müzeden bir imparatorluk müzesine giden kapıyı açtı. Sultan 2. Abdülhamid'in himayesinde 1891 yılında inşa edilen müze binasıyla Müze-i Hümayun büyüdü, gelişti, şubeler açtı ve bugüne geldi. Bugün hem nitelik hem de nicelik açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer alan 131 yıllık çınarımız, hızla değişen ve gelişen dünya müzecilik anlayışıyla ve teknolojik gelişmelerle uyumlu yeni bir döneme giriyor. 2012 yılında Bakanlığımızca başlatılan 'İstanbul Arkeoloji Müzeleri Depreme Karşı Güçlendirme, Restorasyon ve Teşhir Tanzim Projesi' ile müzenin, klasik bina olarak adlandırılan ana binası ve sergisi yenilendi.
Klasik binanın salon 8 ile salon 32 arasındaki tüm salonlarında deprem güçlendirme çalışmaları yapıldı. Giriş katındaki eserler, modern müzecilik standartlarına uygun etiket ve bilgilendirme panoları ile desteklenerek yenilendi. Her sergi salonu için bir tema belirlenerek salon duvarlarında bu temaya uygun grafik tasarımlarla sergilemeye canlılık kazandırıldı. Salonlardaki tüm aydınlatma sistemleri, günümüzün son teknolojik imkanları kullanılarak yenilendi. Sergilemedeki doku, ışık, renk, ölçek ve tema uyumu, ziyaretçinin algı kapasitesine hitap eden yerleşim düzeni ve dijital uygulamaların kullanımındaki oran, İstanbul Arkeoloji Müzeleri klasik binanın tasarım ilkelerini oluşturdu. Yeni düzenlenen salonlarda iki bini sikke olmak üzere heykel ve kabartmalar, lahitler, figürinler, mimari kaplama levhaları, hazine eserleri ve seramiklerden oluşan beş bin yeni eser sergilenmeye başlandı."
Ersoy, İstanbul Arkeoloji Müzeleri içindeki Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi ile Klasik Bina'nın kuzey kanadının yenilenmesine devam edeceklerine dikkati çekerek, "Bu vesileyle ilgi ve himayeleri ile daima yanımızda olan Sayın Cumhurbaşkanı'mıza bir kez daha şükranlarımı arz ediyorum. Herkes emin olsun ki ülkemizin ve medeniyetimizin sahibi olduğu her kültür varlığı itinayla korunacak, en etkili şekilde insanlıkla paylaşılacak ve eksiksiz şekilde gelecek kuşaklarımıza aktarılarak bu kutlu emanet yarınlara güvenle devredilecektir." ifadelerini kullandı.
Törende İstanbul Senfoni Orkestrası, mini konser vererek "Hamidiye Marşı", "Yine Bir Gülnihal" ve "Nihaved Longa" eserlerini seslendirdi.
Müzeye özel hazırlanan ışık gösterisi de katılımcıların beğenisine sunuldu.
Açılışa ayrıca İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan'ın yanı sıra AK Parti milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.