İstanbul'un fethinin başladığı nokta olarak kabul edilen, konumu ve mimarisi ile ilgi çeken Doğu Roma eseri Aydos Kalesi bilinmeyen hikayesi ile de dikkatleri üzerine topluyor.
Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın “İstanbul’un Kapısı” olarak tabir ettiği Aydos Kalesi, Sultanbeyli'de bulunuyor.
İstanbul'un fethinin başladığı nokta olarak kabul edilen, konumu ve mimarisi ile ilgi çeken Doğu Roma eseri Aydos Kalesi, tarih meraklılarının ve turistlerin son yıllarda görmeye hasret kaldığı mekanlar arasında yer alıyordu.
Konstantinopolis-Anadolu ticaret yolu üzerindeki en stratejik bölgelerden birine, kontrol ve savunma amacıyla 26 bin metrekare alana inşa edilen kale, adını Yunanca "Kartal" anlamına gelen "Aetos"dan alıyor.
Bölgeye hakim bir tepeye inşa edilen kale, 325 metre yüksekliğiyle erişilmesi zor bir yapı olarak göz önünde bulunuyor.
Yapımına Türk akınlarının yoğunlaştığı 11-12'nci yüzyılda başlanılan, Aydos Tekfurluğunun yönetim merkezi olan ve yapılan kazılarda 13-14'üncü yüzyıla ait kalıntılara rastlanılan kale, artık yenilenen yüzüyle misafirlerini ağırlıyor.
AYDOS’UN AŞK HİKAYESİ
Kalenin fethine ilişkin Osmanlı tarihçisi Aşık Paşazade'nin aktardığı aşk hikayesi şöyle:
Kale tekfurunun adı verilmeyen kızı, rüyasında bir çukura düşmüşken kendisini kurtaran bir genç görür. Ona aşık olur.
Yerleşimi kuşatan Osmanlı askerlerinin başında Abdurrahman Gazi'nin yüzünü görünce rüyasındaki kahraman olduğunu hatırlar ve kaleyi onlara teslim edeceğini bildiren bir notla birlikte askerlere bir taş atar.
Kaleyi kuşatan askerlerin başında olan Abdurrahman Gazi'ye sahte bir geri çekilme yapmalarını, sonra gece bir baskın ile geri gelmelerini, kendisinin onları içeri alacağını söyler.
Bunun üzerine Osmanlı ordusu geri çekiliyormuş izlenimi yaratarak uzaklaşır. Kaledekiler de Osmanlı askerlerinin kaçtığını düşünür.
Gece tekrar dönen Osmanlı ordusu Komutanı Abdurrahman Gazi, tekfurun kızı tarafından içeri alınır, daha sonra kale kapıları açılarak Osmanlı askerleri kaleyi ele geçirir.
Tekfur kızı ile Osmanlı Komutanı Abdurrahman Gazi arasında geçen bu aşk daha sonra mutlu bir şekilde sonlanır ve bir de çocukları olur."
Bu şekilde kaleyi bütün zenginlikleriyle ele geçiren Osmanlılar, 1328'den itibaren bölgenin de hakimi oldu.
Abdurrahman Gazi de "Aydos Fatihi" olarak anılmaya başlandı. İzmit'in fethinden sonra çok beğendiği bu şehre yerleşen Orhan Gazi'nin Aydos Kalesi'ni ihtiyaç kalmadığı için yıktırdı.
Kaynak: BBNHaber