Balat
Rumca saray anlamına gelen ‘palation’ sözcüğünden geldiği sanılmakta. Önce İstanbul’un Haliç kıyısındaki kapılarından birine verilen ad, sonra bütün semtin adı oldu.
Baltalimanı
Rumeli Hisarı’nın ötesindeki eski adı ‘Fadalya’ olan ‘Baltalimanı’, adını İstanbul’un fethi sırasında Gelibolu’daki donanmayı hazırlayan ve kuşatma sırasında gemileri bu limana getirmeyi başaran Baltaoğlu Süleyman Bey’den aldı. Baltaoğlu Süleyman Bey Osmanlı Devletinin ilk Kaptan-ı Derya’sıydı.
Bebek
İsmini, Fatih’in bu bölgenin muhafazasına memur ettiği bölükbaşının ‘Bebek’ lakabından almıştı. Bebek Çelebi ya da Bebek Çavuş’un bu semtte bir köşkü ve sonradan hasbahçe olan bir bahçesi vardı.
Beşiktaş
Bu semt ‘Kone Petro’ adıyla anılıyordu. Anlamı ‘Taş Beşik’ idi. Rahip Yaşka, Hz İsa’nın beşiğini Kudüs’ten getirip, burada yaptırdığı kiliseye koymuştur. Hz. İsa çocukluğunda bu beşik içinde yıkanmış, bu sebeple bu kilise Rumlar arasında ‘Taş Beşik’ olarak ün yapmıştır. Rahip ölünce beşiğin Ayasofya’ya bırakıldığı söylenir. Bu söylenti bir delile dayanmadığı için efsane niteliği taşımaktadır.
Bomonti
Semt adını, 1902 yılında Bomonti Kardeşlerin burada kurdukları Bomonti Bira Fabrikası’ndan almıştır. Bu bina daha sonra İstanbul Tekel Bira Fabrikası olarak anılmıştır.
Cerrahpaşa
Semt, buradaki caminin adını taşır. Camiyi 16’ncı yüzyılda, Sadrazam Cerrah Mehmet Paşa yaptırmıştır. Mimar Davud Ağa’dır. Cerrah Paşa camiyle birlikte çifte hamam, çeşme ve türbe de yaptırmıştır.
Cihangir
Kanuni Sultan Süleyman’ın, Tophane ile Fındıklı arasındaki kıyıdan 300 basamakla ulaşılan yüksekçe bir yere oğlu Cihangir’in anısına yaptırdığı cami, semte adını vermiştir.
Akaretler
Avrupa yakasında ,Maçka - Dolmabahçe arasında, Beşiktaş ilçesinin bir mahallesidir. Sultan Abdülaziz Taşlık Aziziye camisinin masraflarını karşılamak için bir vakıf kurdurmuştur, Bu vakıf gelir sağlamak amacıyla kiraya verilebilecek binalar yaptırmıştır. Projeyi II. Abdülhamit tamamlamıştır. Kira - gelir getiren mülk anlamındaki Akaret ismi bu binalara yakıştırılarak semte Akaretler adı verilmiştir.
Ayrılık Çeşmesi
Anadolu yakasında, Kadıköy’den Acıbadem’e giderken Haydarpaşa’dan gelen yolla kesiştiği yerdeki semttir. Eskiden Trakya ve İstanbul’dan hacca gidecek olanlar burada toplanırlar ve hep birlikte yola çıkarlarmış. Hacı adayları yakınları ile burada vedalaşıp yola çıktıklarından semte Ayrılık Çeşmesi adı verilmiştir.
Bakırköy
İlk çağlarda Hebdamon Septimus adıyla anılmaktaydı. Bizans döneminde yazlık olarak kullanılmıştır . Constantinus (Büyük) zamanında buraya saraylar , köşkler, kiliseler yaptırmıştır. Bizans'ın son döneminde Makrihori, Osmanlı döneminde Marki Köy olarak bilinen semtin adı Cumhuriyet'in ilanından sonra Bakırköy olarak değişmiştir...
Beykoz
Antik çağdaki adı Amykos'dur. Beykos ismi ilk defa Bizanslılar tarafından kullanılmıştır. Bithnia Kralı ve Kocaeli valileri bu semtte ikamet etmişlerdir. Kos Farsça'da köy anlamındadır. Semtte oturan ünlü kişilerden dolayı yöreye Beykos denildiği ismin zamanla Beykoz'a dönüştüğü sanılmaktadır...
Bahariye
Anadolu yakasında, Kadıköy-Fenerbahçe-Moda arasındadır. Kentte yerleşimin yaygın olmadığı dönemlerde, İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları bir semtti. Bir söylentiye göre, bahar aylarında semtteki hareketliliğin artması sebebiyle baharlık anlamında 'Bahariye' adı verildiğidir.
Beyoğlu
Bizans döneminde yerleşim alanı değildi. Yöreye karşı yaka, öte yaka anlamında Pera ya da Peran bağları deniliyordu... Beyoğlu denilmesine ait çeşitli söylentiler vardır. İlki Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon Rum İmparatorluğu'na son vermesinden sonra (1460) Kral ailesinden Prens Aleksisos Kommenos buraya yerleştirilmesinden dolayı bu ismin verildiğidir. İkincisi Kanuni Sultan Süleyman döneminde burada oturan Venedik elçisinden dolayı bu ismin verildiğidir.
Cibali
Burada bulunan sur kapısı, İstanbul'un fethine katılan komutanlardan Cebe Ali Bey adıyla anılmaya başlanmıştır. Cebe Ali Bey kapısı zamanla Cibali kapısına dönüşmüştür ve semt de Cibali ismini almıştır...
Çengelköy
Bizans İmparatoru Justinianos buraya karısı Sophia için bir saray yaptırmıştır ve semte Sophianea adı verilmiştir. Osmanlı döneminde bu semtte gemi çapaları imal edildiğinden adı Çengel Köyü olarak benimsenmiştir. Zamanla Çengelköy şeklini almıştır. Bir başka söylentiye göre de; Osmanlı döneminde leventlikten yetişen Çengeloğlu Tahir Paşa bu semtte oturmuş ve yörede mescit, çeşme gibi yaptırmış ve birçok hayır işlerine önayak olmuş semtin sevilen kişilerinden biri olmuştur, semte bu sebepten onun ismi verilmiştir...
Dolmabahçe
Yunan mitolojisine göre Argonotlar'ın kralı İason Karadeniz seferi dönüşünde burada karaya çıkmıştır, bundan dolayı antik çağdaki adı İason’dur. Burada Bizans döneminde gezinti yeri olan küçük bir koy vardı. Osmanlıların İstanbul’u almasından sonra, I. Ahmet döneminde Kaptanı Derya Halil Paşa bu koyu doldurmakla görevlendirildi ve dol-durma işleri II. Osman döneminde tamamlandı. Park haline getirilen koy Hünkar bahçesi adıyla anılmaya başlandı ismi zamanla Dolmabahçe’ye dönüştü...
Emirgan
IV Murat yöreyi, Revan kalesini çarpışmadan kendisine teslim eden Safevi valisi Emirgüneoğlu’na bağışlamıştır. Bir konak yaptıran Emirgüneoğlu burada yaşamış ve semt Emirgün yada Mirgün olarak anılmış zamanla Emircan daha sonraları Emirgan şekline dönüşmüştür.
Feriköy
Semtin ismi hakkında değişik söylentiler vardır. İstanbul'un ünlü Levantenlerinden Mösyö Ferry Galata'da oturur ve zaman zaman bu cıvadra ava çıkarmış. Daha rahat avlanabilmek için buraya bir köşk yaptırmış ve semtteki yerleşim bu köşk etrafında yoğunlaşır. Yöre Ferry'nin köyü olarak anılmaya başlanır ve isim zamanla Feriköy e dönüşür. Bir başka söylentiye göre de Osmanlı padişahı Abdülmecit tarafından bugün semtin bulunduğu geniş arazi Madam Feri'ye bağışlanmıştır. Feri’nin köyü ismi zamanla Feriköy'e dönüşmüştür...
Florya
Reşat Ekrem Koçu'ya göre İskender efendi namlı bir kişi burada yaptırdığı bahçeye doğduğu kasabanın ismini vermiştir. İsim zamanla Florya'ya dönüşmüş ve semtin ismi olarak benimsenmiştir...
İstinye
Murat Belge'ye göre, Anti dönemlerde 'Sosthenion' ya da 'Leosthenion' daha sonra da 'Stenid' olarak bilinen semt, günümüzde bu adları çağrıştıran İstinye adı ile anılmaktadır. John Freely de 'İstinye adı : Gyllius'un, İason ve Argonotlar'ının Boğaz'daki yolculukları sırasında mola verdikleri yerlerden biri olduğunu belirlediği antik Sosthenion'dan bozmadır.' diyerek bunu desteklemektedir.
Kadıköy
Semtin tarihi Bakır çağına kadar uzanmaktadır. Semti Megara’lı göçmenler Khalkedon adıyla kurmuştur (İÖ 8yy) . Orhan Gazi Khalkedon un bir kısmını Osmanlı topraklarına kattı. Fatih Sultan Mehmet in kenti fethinde sonra bu yörenin bakımsız bir köy görünümünün düzelmesi için İstanbul Kadısı Hızır Bey in buraya yerleşmesini istemiştir. Semt önceleri Kadıköy’ü sonraları Kadıköy olarak anılmıştır.
Kalamış
Eski ismi Yunanca sazlık ve kamışlık anlamında Kalamis iken zamanla Kalamış şeklini almıştır.
Kandilli
Antik çağdaki adı Ekhaia’dır. Zaman zaman Göksu’dan deniz yolu ile saraya dönen padişahlar için yakılan kandillerden yada IV Murat’ın Revan seferinden dönüşünde bu semtteki köşkte doğan şehzadesi Mehmet için yedi gece yakılan kandillerden dolayı semte Kandilli köy adı verilmiş, zamanla Kandilli şeklini almıştır.
Kartal
Bizans dönemindeki adı Kartalimen dir. Semt zamanla Kartal ismiyle anılmaya başlanmıştır. Bir başka söylentiye göre de küçük bir balıkçı köyü olan semtte yaşayan ve çok sevilen Kartelli isimli balıkçıdan dolayı önceleri Kartelli’nin köyü olarak anılan semtin adının zamanla Kartal a dönüştüğüdür.
Kazlıçeşme
Burada bulunan bir çeşme semte ismini vermiştir. Bu çeşmenin üzerinde alçak kabartma olarak kaz figürleri vardır. Bir söylentiye göre, İstanbul'un fethi sırasında baş gösteren su sıkıntısında uçuşan kazlar takip edilmiş ve buradaki su kaynağı bulunmuştur. Sonraları bu su kaynağı üzerine bir çeşme inşa edilmiştir. Günümüze kadar birçok yenilemeler gören çeşme halen semtte bulunmaktadır.
Ayazma
İstanbul’da çok fazla sayıda ayazma var. Nedir ayazma? Hıristiyanların inançlarına göre kutsal ve şifalı su; bu maksatla ziyaret edilen yerlerdeki dini yapıdır. Her ayazmanın adını taşıdığı aziz ve azizeler için özel bir günü vardır.
Levent
Osmanlı Padişahı III Selim döneminde, Nizam-ı Cedid askerleri için kurulan Levend kışlası semte adını vermiştir.
Maçka
Adının Farsça Masgah (Nişangah)'tan geldiği söylenmektedir. Zamanla Maçka ya dönüşmüştür. Bir diğer söylentiye göre de Fatih Sultan Mehmet in 1461 yılında Trabzon'u fethinden sonra Trabzon’dan buraya gönderilen Maçkalılardan dolayı semte Maçka adının verildiğidir.
Okmeydanı
İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet in otağ kurduğu yerdir. 1490 yılında Fatih in burada on dokuz sınır taşıyla sınırları belirlenen çok geniş bir alana Tekke-i Tirendezan yaptırmasıyla semt Okmeydanı olarak anılmaya başlanmıştır.
Sütlüce
Bizans döneminde küçük bir köy olan semtte bronzdan yapılmış ve göğüslerinden su akan bir kadın heykeli varmış. Sütlerinin bol olması için yeni doğum yapan kadınlar tarafından ziyaret edilirmiş bu yüzden semte Sütlüce adı verildiği söylenmektedir.
Taksim
Adını 19. yy. da kurulan su dağıtım şebekesinden almıştır. Maslak-Mecidiyeköy - Şişli yönünden gelen içme suyu burada toplanır ve dört yöne dağıtım (taksim) yapılırdı.
Unkapanı
Kapan Osmanlı döneminde pazaryeri, satış yeri, kontrol yeri anlamına gelmekteydi. İstanbul’un alınmasından sonra kente gelen gıda maddeleri belirli yerlerde teslim alınır ve İstanbul kadısı temsilcisi, esnaf temsilcisi tarafından denetlenirdi. Çeşitli gıda maddelerinin bu tür trafiğinin yoğun olduğu yerlere Kapan denirdi. Şehre gelen unların bu semte indirilip depolandığı için yöreye Unkapanı isminin verildiği sanılmaktadır.
Kozyatağı
Bu yöreye bir zamanlar çevredeki yoğun koz yani ceviz ağaçlarından dolayı 'ceviz yatağı' anlamına gelen Kozyatağı ismi verilmiştir.
Bostancı
Önder Şenyapılı'ya göre Bostancı ismi, Osmanlı döneminde; Bostancı Deresi'nin üzerindeki Taş Köprü'nün yanında bulunan Bostancı Karakolu'ndan gelmiştir. Semtin yönetimi, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren sarayın bağ ve bahçeleri, kayıkhaneleri, köşklerin korunması ve bakımından sorumlu olan bostancıların elindeydi.
Fenerbahçe
Osmanlı kaynaklarına göre 16yy.'a kadar Kalamış olarak geçen bölge, 1562'de buraya bir deniz fenerinin yapılmasıyla 'Fener Bahçesi' (Bağçe-i Fener) adını almıştır.
Eminönü
Tarihi yarımadada turistlerin gözbebeği Eminönü ilçesinde, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren “Gümrük Eminliği” binası bulunduğu için “Eminlik Önü” diye anılıyordu. Semtin adı zamanla bugünkü haline dönüştü.
Göztepe
1329'da bölgede bir Ahi tekkesi kurulmuş, burada Bizans'ı gözleyen ve devlete bilgi aktaran dervişlere de 'Gözcü Babalar' denmiştir. Rivayetlere göre bunlardan biri olan Gözcü Baba'nın burada gönüllü olmasından dolayı bölgeye 'Gözcü Baba Tepesi' denmiş, zamanla Göztepe halini almıştır.
Pendik
Romalılar tarafından Panticio, Pantecio, Panticia olarak bilinen bölgenin adı, Bizans döneminde her tarafı surlarla çevrili anlamına gelen 'Pentikion'du. Bir rivayet Pendik adının, bu kelimenin Türkler tarafından değişikliğe uğratılarak kullanılmasından kaynaklandığı şeklindedir. Başka bir rivayete göre ise Pendik ismi 'beş burun' anlamına gelmektedir. Bunu ileri sürenler, Ural Dağları'ndan gelip bu bölgeye yerleşenlerin burası için Farsça 'beş köy' anlamına gelen 'penchdeh' ismini kullandıkları ve bunun zamanla 'Pendik' şeklini aldığını iddia etmektedir.
Altın Boynuz
Biz ‘Haliç’ diyorsak da Batı kaynaklarında ‘Altın Boynuz’ olarak geçiyor. İsminin orijinali Yunanca'dır. ‘Hriso Keras’ Rumca'da altın boynuz anlamına geliyor. Kağıthane ve Alibeyköy derelerinin çatal vaziyette, boynuzu anımsatması nedeniyle bu ismi almıştır.
Aşiyan
Bu semtin eski adı, denizin bu bölümünde bulunan iri kayalardan dolayı, 'Kayalar' idi. Farsça bir kelime olan 'aşiyan', 'ev' anlamına gelmektedir. Aşiyan ismi, ünlü şair Tevfik Fikret'in burada bulunan Aşiyan adı evinden gelmektedir.
Maslak
Osmanlı döneminde şehre su dağıtan şehir dışındaki büyü su depolarına 'maslak' denilmekte idi. Rivayetlere göre semtin ismi 'maslak' denilen bu büyük su depolarının burada bulunmasından gelmiştir.
Bab-ı Ali
Günümüz Türkçesinde ‘Yüce Kapı’ anlamına gelen bu terim, aynen tercüme edilerek diğer dünya dillerine de girmiştir. İstanbul’da devleti temsil eden her ofis, ‘kapı’ diye anılırdı. Yani bugünün devlet dairesinin karşılığı ‘kapı’ idi. Basın kuruluşları İkitelli’ye taşınmadan önce “Bab-ı Ali” denilince akla basın geliyordu.
Nişantaşı
Osmanlı döneminde atış talimi veya yarışlarda atılan okun düştüğü yere hatıra olarak dikilen kitabeli taşlara 'nişantaşları' denilirdi. Bu yerlerden birisi de III. Selim ve II. Mahmud'un ilgi odağı olan bugünkü Nişantaşı civarıydı.
Arnavutköy
Arnavutköy semti, sahil yolunda Kuruçeşme ve Bebek arasında kalmaktadır. Karşısında Kandilli ve Vaniköy bulunmaktadır. Arnavutköy'ün en eski adı Hestai'dir. Bizans döneminde Promotu ve Anaplus olarak da bilinirdi. Fatih Sultan Mehmet'in Arnavutluk ve Epir'e egemen olduktan sonra, 1486 yılında getirilen Arnavutların buraya yerleştirilmesinden dolayı bölge Arnavutköy adını almıştır.
Bağdat Caddesi
Bizans döneminden bu yana varlığı bilinen yol (şimdi cadde), Osmanlılar döneminde Üsküdar’dan Şam ve Bağdat yönüne giden kervanlarca kullanılıyordu. Osmanlı ordusu, Doğu seferlerine bu yoldan çıkıyordu. Adının Bağdat Caddesi olması bu nedenledir.