Dünyada çocuklara adanan ilk ve tek bayram 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 93 yıldır kesintisiz kutlanıyor. Türk milletine en büyük eserim dediği Cumhuriyet'i armağan ettikten sonra çok sevdiği çocuklara özel bir bayram kutlaması yapılmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarla kurduğu ilişkilerini ve şimdiye kadar bilinmeyenleri araştıran tarihçi-yazar K. Mehmet Teke’nin son kitabı ‘Gazi Babamız’ ilginç bilgiler sunuyor.
Kitapta, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda yetim kalan çocukların korunması için etkin hale getirdiği Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) tarafından madalya ve beratın yanı sıra 11 manevi çocuğu, 10 yaşındaki ABD’li Curtis ‘in Atatürk’e yazdığı mektubu ve ‘Küçük hanımlar, küçük beyler’ hitabının perde arkası tarihi belge ve bilgilerle sıralanıyor.
Büyük Önder Atatürk, bağımsız bir Cumhuriyet kurulması yolunda önemli adım olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihi olan 23 Nisan’ın çocuk bayramı olarak kutlanmasını istemişti.
1929 tarihinden beri her 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanırken dünyada çocuklara adanan tek bayram olarak tarihe geçti. 23 Nisan, Atatürk’ün çocuklara bakışını ve anlayışını simgeliyor.
K. Mehmet Teke’nin, Atatürk’ün çocuk anlayışını tarihi belgelerle anlattığı ‘Gazi Babamız’ isimli kitap ise, şimdiye kadar çok bilinmeyen detayları gözler önüne seriyor.
Atatürk’ün çocuk ve gençlere yaklaşımını anlattığı 4 kitabın daha yazarı olan K. Mehmet Teke’nin Bilgi Yayınevi’nden çıkan son kitabında, 23 Nisan’ın birbiri ardına 4 büyük savaş yaşayan Türk ulusunun yetim kalan çocuklarına armağan edildiği belirtiliyor. 1929 yılında Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) Genel Başkanı Fuat Mehmet Bey tarafından 23 Nisan’ın çocuk bayramı olarak gelenekselleşeceğinin müjdelendiği belirlenirken, Atatürk’e verilen madalya ve beratta kamuoyuyla paylaşılıyor.
Cumhuriyet ile büyüyen yetim çocukların topluma kazandırılması için önemli görevler üstlenen cemiyetin Mustafa Kemal Atatürk’e maddi ve manevi yardımları için 30 Mayıs 1929 günü sunduğu madalya ve beratın Anıtkabir Komutanlığı’nda saklandığı öğrenildi.
Atatürk’ün, “Çocukluk ne güzel. Çocuklar ne sevimli ne tatlı yaratıklar değil mi? En çok hoşuma giden halleri nedir bilir misiniz? Riyakarlık bilmemeleri, bütün istek ve duygularını, içinden geldiği gibi açıklamaları” sözlerini hatırlatan kitapta, Atatürk’ün ‘Küçük Hanımlar, Küçük Beyler” sözlerinin 16 Ekim 1922 günü Bursa’da kendisini karşılayan çocuklara söylediği de vurgulanıyor.
Kitaptaki en ilginç detaylardan biri de Cumhuriyet'in ilanından sadece bir gün önce ABD’den gönderilen mektup. New York kentinde yaşayan 10 yaşındaki Curtis La France isimli çocuğun Atatürk’e, “Türkiye hakkında bir defter tutmaya başladım ve şimdiden deftere sizin ve eşiniz Bayan Kemal’in olduğu birçok makale ve resme sahibim. Lütfen imzalı bir resminizle bu Amerikan çocuğuna cevap gönderin. Bir gün Türkiye’yi ziyaret etmeyi umuyorum” şeklinde yazdığı mektubun Osmanlı Türkçesi ve İngilizce kopyalarının 2. Meclis Binası’nda korunduğu öğrenildi. İmzalı resmini gönderen Atatürk’ün, “Sayın beyefendi. Türk milleti hakkındaki alaka ve tememniyatınıza teşekkür ederim” şeklinde başlayan cevabı da kitapta anlatılırken Curtis La France’nın mektuptan 75 yıl sonra 85 yaşındayken Türkiye’ye davet edilerek dileğinin yerine getirildiği de vurgulanıyor.
Atatürk’ü ağlatan çocuk
Çok ender ağladığı bilinen ve ağladığının görülmesinden hoşlanmayan Atatürk’ün, 16 Ekim 1925 günü Uşak’a trenle giderken karşılaştığı bir yetim çocuğun konuşması karşısında ağladığı da anlatılıyor. Atatürk’ün, “Çocuğun sözleri ruhumda büyük bir heyecan yarattı, bunu anlatamam. Gözyaşlarım duygularımın açık ifadesidir. Ben hayatta çok az ağlayan bir adamım. O da Uşak’ta, burada oldu” sözlerinin de yer aldığı kitapta, Yalova’da karşısına çıkan Bulgaristan’dan göç eden çoban çocuk Sığırtmaç Mustafa, Çin’den gönderilen hediye vazonun kırılması, yeni doğan çocuklara Mete ve Teoman gibi Türk büyüklerinin isimlerinin verilmesini istemesi, 6 yaşındaki Altan’ın hayali, Samsun’a uğurlayan Nuri’nin (Ulusu) büyüyünce kütüphanecisi olması da kitaptaki ilginç detaylar.
Ayrıca kitapta, Atatürk’ün himayesine aldığı veya evlat edindiği İhsan, Ömer, Abdurrahim, Ülkü, Sabiha ve Zehra gibi 11 çocuk büyük önderin çocuklara olan sevgisinin kanıtı olarak sunuluyor.