Çıplak gözle gördüklerimiz, teleskobun yakaladıklarını asla göremezdi: ışık ve uzayda yolculuk yapan Webb, evrenin kökenlerini görebiliyor ki bu da zihnimizin anlamakta zorlanacağı bir durum.
İşte uzay keşiflerinde yeni bir çağ açacağı düşünülen James Webb Uzay Teleskobu'nun şimdiye kadar çektiği en çarpıcı fotoğraflardan bazıları:
James Webb Uzay Teleskobu, Hubble Uzay Teleskobu tarafından kaydedilen ve "Pillars of Creation" (Yaratılış Sütunları) olarak bilinen toz bulutunu görüntüledi. Dünya'dan yaklaşık 6 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki Yılan Takımyıldızı'ndaki Kartal Bulutsusu'ndaki yoğun hidrojen ve toz bulutunu James Webb Uzay Teleskobu gözlemledi. İlk kez 1995 yılında NASA'nın Hubble Teleskobu tarafından çekilen görüntülerle adını duyuran, yoğun gaz ve toz bulutları içinde yeni yıldızların oluştuğu ikonik Yaratılış Sütunlarının oldukça ayrıntılı bir görüntüsünü yakalandı. Üç boyutlu sütunlar, kaya oluşumlarına benzese de çok daha geçirgen oldukları anlaşılıyor. Sütunlar, yakın kızılötesi ışıkta zaman zaman yarı saydam görünen soğuk yıldızlararası gaz ve tozdan oluşuyor.
1995 ve 2014'te çekilen görüntülerin üzerine inşa edilen Yaratılış Sütunları'nın yeni görüntüsü, gaz ve toz miktarlarının yanı sıra yeni oluşan yıldızların kesin sayılarını belirleyerek araştırmacıların yıldız oluşum modellerini yenilemelerine yardımcı olacak.
NASA 28 Ekim'de Yaratılış Sütunları'nın bu kez James Webb Uzay Teleskobu’nun en soğuk aleti Orta Kızılötesi Cihazı (MIRI) tarafından elde edilen ikinci bir görüntüsünü yayınladı. NASA'nın ifadesiyle, bu olağanüstü tozlu görüntü onu hem kasvetli hem de "ürpertici" kılıyor.
Bunun nedeni, orta kızılötesi ışığın tozun nerede olduğunu ayrıntılandırmada uzmanlaşmasına rağmen, bu dalga boylarında çevredeki yıldızların çoğunun görünecek kadar parlak olmaması.
NASA tarafından eylül ayında yayınlanan görüntülerde 30 Doradus (takımyıldızı) nebulası tüm ihtişamıyla sergilendi.
Tarantula Nebulası (bulutsu) olarak adlandırılan bu nebula, Samanyolu'na en yakın galaksilerdeki en büyük ve en parlak yıldız oluşum bölgelerinden biri olarak yıldız oluşumunu inceleyen astronomların gözdesi.
Tarantula Bulutsusu 161 bin ışık yılı uzaklıkta Büyük Macellan Bulutu galaksisinde bulunuyor ve adını, eski resimlerdeki örümcek bacaklarına benzeyen uzun tozlu ipliklerden alıyor.
Ancak James Webb Teleskobu, yıldız fidanlığını yeni bir netlikle yakalayarak, daha önce kozmik tozla örtülü olan ve daha önce hiç görülmemiş on binlerce genç yıldızı gözler önüne serdi.
James Webb uzay teleskobu, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından yayınlanan yeni bir fotoğraf ile kozmosun yeni detaylarını ortaya çıkardı.
32 milyon ışıkyılı uzaklıktaki göz kamaştırıcı 'Hayalet Galaksi'nin ya da Phantom Galaxy (M74) görüntüsü daha önce hiç olmadığı kadar net bi şekilde görülebildi.
NASA ve ESA'dan yapılan açıklamada, "James Webb'in keskin vizyonu, bu görüntünün merkezinden dışarı doğru sarkan görkemli sarmal kollardaki hassas gaz ve toz ipliklerini ortaya çıkardı. Nükleer bölgedeki gaz eksikliği, galaksinin merkezindeki nükleer yıldız kümesinin belirsiz bir görünümünü de sağlıyor" denildi.
M74 daha önce, galaksinin sarmal halindeki mavi ve pembe kollarını yakalayan, ancak bunun yerine parlak merkezini yumuşak bir sarı olarak gösteren Hubble teleskobu tarafından fotoğraflanmıştı.
Fotoğraf, uzmanların evrendeki yıldız oluşumunun en erken evreleri hakkında daha fazla bilgi edinmelerine katkı sağlayacak.
Araştırmacılar fotoğrafı ayrıca "galaksilerdeki yıldız oluşum bölgelerini saptamak, yıldız kümelerinin kütlelerini ve yaşlarını doğru bir şekilde ölçmek ve yıldızlararası uzayda sürüklenen küçük toz taneciklerinin doğası hakkında fikir edinmek" için kullanacak.
NASA, James Webb Uzay Teleskobu sayesinde, 355 ışık yılı uzaklıkta ve güneş sistemimizin dışındaki "HIP 65426 b" ötegezegeninin görüntüsünü paylaştı.
Jüpiter'in yaklaşık altı ila 12 katı büyüklüğünde kütleye sahip bir gaz devi olan HIP 65426 b ötegezegeni Dünya'dan 355 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve 4,5 milyar yaşındaki Dünya'ya kıyasla 15 ila 20 milyon yaşında olduğu öngörülüyor.
Kasım ayında yine James Webb Uzay Teleskobu sayesinde, 700 ışık yılı uzaklıktaki "WASP-39b" adlı ötegezegenin atmosferi incelendi.
Webb Teleskobunun kaydettiği görüntüler yardımıyla söz konusu ötegezegenin atmosferik bileşenlerinin profili çıkarıldı ve sülfür dioksit de dahil olmak üzere çok sayıda bileşen tespit edildi.
Böylelikle NASA, bir ötegezegenin atmosferinin daha önce görülmemiş halini paylaşmış oldu.
26 Ağustos'ta, Güneş Sistemi'nin dışında yer alan "WASP-39b" ötegezegeninin atmosferinde, ilk kez karbondioksit olduğu belirlenmişti.
Satürn'e yakın büyüklükte kütleye sahip olduğu belirtilen WASP-39b, Jüpiter'in ise üçte biri büyüklüğünde.
Jüpiter ve uydularını daha önce hiç bu şekilde görmemiştik
NASA'da görevli bilim insanları, güneş sisteminin en büyük gezegeninin yeni fotoğraflarını yayınladı ve sonuç, "inanılmaz" olarak nitelendirildi.
James Webb Teleskobu, Jüpiter'in kuzey ve güney ışıklarının ve dönen kutup pusunun benzeri görülmemiş manzaralarını yakalayarak fotoğrafları Temmuz ayında çekmişti.
Görüntüde Jüpiter'in Dünya'yı yutacak kadar büyük bir fırtına olan "Büyük Kırmızı Noktası", sayısız küçük fırtınanın yanında parlak bir şekilde öne çıkıyor.
Teleskop, Jüpiter'in daha önce benzeri görülmemiş görüntülerini de ortaya çıkardı.
Fotoğrafta, Jüpiter'i çevreleyen auroralar, dev fırtınalar, uydular ve halkalar ayrıntılı görünüyor.
Elde edilen kızılötesi görüntüler, kızılötesi ışıklar insan gözüyle görülemediği için yapay olarak renklendirildi.
Projede önemli bir rol oynayan Imke de Pater, "Jüpiter'i daha önce hiç böyle görmemiştik. Gerçekten inanılmaz. Görüntülerin bu kadar iyi olmasını biz de beklemiyorduk." dedi.
NASA, Jüpiter’in görüntülerinin, teleskopla elde edilen birçok fotoğrafın birleştirilmesiyle oluşturulduğunu bildirdi.
Diğer keşifler: Cartwheel (Araba Tekerleği) Galaksisi
Ağustos ayında NASA ve Avrupa Uzay Ajansı'ndan yapılan açıklamada, James Webb Uzay Teleskobu'nun, Cartwheel (Araba Tekerleği) Galaksisi'nin yeni bir görüntüsünü yakaladığı duyuruldu ve bu yeni görüntü dünya kamuoyu ile paylaşıldı.
Büyük miktarda gaz ve tozun arkasında olmasına rağmen benzeri görülmemiş bir netlikle olan görüntü herkesi büyüledi.
Sculptor (Heykeltıraş) takımyıldızında Dünya'dan yaklaşık 500 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan Araba Tekerleği Galaksisi bu özel şekli iki galaksinin çarpışması sayesinde aldı.
Çarpışma sonrası ortaya çıkan bir görüntü
NASA ve ESA yaptıkları ortak açıklamada, çarpmanın "bir taş atıldıktan sonra bir göletteki dalgalanmalar gibi" galaksinin merkezinden dışarı doğru genişleyen iki halka gönderdiğini aktardı.
Görüntüde de daha küçük beyaz bir halka galaksinin merkezine daha yakın duruyor ve dış halka tam çeperde yer alıyor. Bu dış halka genişledikçe gaza dönüşerek yeni yıldızların oluşumunu tetikliyor.
Hubble teleskobu, henüz küçük bir galaksi ile çarpışmadan önce kendi Samanyolumuz gibi sarmal bir galaksi olduğuna inanılan bu nadir gökadanın görüntülerini yakalamıştı.
Webb teleskobu, kızılötesi kapasitesi ile çok daha geniş bir spektrumda görüntüleme imkanına sahip. Bu sayede bu muhteşem görüntü son derece net bir şekilde elde edilebildi.
Dünyadakine benzer tozlar tespit edildi
Ayrıca hidrokarbonlar ve diğer kimyasallar açısından zengin bölgelerin yanı sıra Dünya'daki toza benzer tozlar da tespit edilebildi.
Araba Tekerleği Galaksisi'nin arkasında iki küçük galaksi onların da arkalarında daha fazla sayıda galaksi net şekilde seçilebiliyor.
Uzay ajansları şu açıklamayı yaptı:
"Webb bize Cartwheel'in 500 milyon yıl önceki durumuna dair bir görüntü verirken, aynı zamanda bu galaksiye geçmişte ne olduğu ve geleceğinde nasıl gelişeceği hakkında fikir de veriyor."
James Webb'le kainatın kökenlerine yolculuk
James Webb Uzay Teleskobu insanlığın şimdiye kadar uzaya gönderdiği en gelişmiş uzay teleskobu olma özelliğini taşıyor. James Webb ile çok daha uzaklara bakmak, yani kainatın daha erken dönemlerine şahit olmak mümkün. 25 Aralık 2021’de uzaya fırlatılan ve 6 aylık kurulum aşamasını başarıyla tamamladıktan sonra elde ettiği ilk bilimsel görüntüleri bu yıl 12 Temmuz’da paylaşılan James Webb Uzay Teleskobu, muhteşem detaylara sahip yeni görüntüler göndermeye devam ediyor. Kainatın en derin noktasını ve bulutsuları şimdiye kadar görülmemiş detaylarıyla görüntüleyen James Webb, 1000 ışık yılı uzaklıktaki WASP-96b ötegezegeninin atmosferinde suya dair bulgular keşfederek şimdiden neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdi. 1,32 metre çapındaki 18 adet altıgen şekilli aynadan oluşan ana aynasının toplam çapı 6,5 metre. Teleskop, bu ayna çapıyla daha çok ışık toplayarak uzayın derinliklerine dair bizlere daha net ve keskin görüntüler gönderebilecek. Ayrıca aynalar ultra hafif berilyumdan imal edildiği için uzay soğuğuna karşı da oldukça dayanıklı.
10 milyar dolara mal olan James Webb Uzay Teleskobu’nun inşasında başta NASA ve ESA olmak üzere toplamda 16 ülkeden bilim insanı yer aldı. James Webb Uzay Teleskobu’nun bir başka önemli özelliği ise Güneş Kalkanı’na sahip olması. Bu kalkan sayesinde yapılan gözlemler Güneş’ten gelen ısı ve ışığın olumsuz etkilerinden korunarak, daha sağlıklı sonuçlar alınması sağlanacak.
James Webb aynı zamanda kızılötesi dalga boyunda gözlem yapma kapasitesine de sahip. Dünya atmosferi kızılötesi dalga boyundaki ışığı geçirmediği için dünya yüzeyinden bu dalga boyunda gözlem yapmak mümkün olmuyor. Bu nedenle James Webb’in bu dalga boyunda yapacağı gözlemler büyük önem arz ediyor. James Webb kızılötesi dalga boyunda yapacağı gözlemlerle, görünür ışıkta görünmeyen ve yıldızların adeta doğumevi niteliğinde olan bulutsuların içini de görüntüleyerek yepyeni keşiflere kapı aralayacak.
James Webb’in fiziksel özellikleri dışında uzayda bulunduğu nokta da çok özel. Dünya’dan 1,5 milyon km uzaklıkta Güneş ile Dünya’nın kütleçekim etkilerinin sıfırlandığı ikinci Lagrange (L2) noktasına yerleştirilen James Webb, Dünya’nın etkisinde kalmadan her an her yeri görüntüleyebilecek. James Webb’e 5-10 yıl arasında bir görev süresi biçilse de sahip olduğu kapasite vesilesiyle bu kısa sürede çok sayıda keşfe imza atacağından kimsenin şüphesi yok.
Hubble Uzay Teleskobu’ndan farkı ne?
1990 yılından bu yana hizmet veren ve çektiği görüntülerle herkesin hafızasına kazınan emektar Hubble Uzay Teleskobu çok sayıda keşfe öncülük etti. Astronomi çalışmaları için önemli bir yer edindiği için Hubble’a tam 5 kez astronot gönderilerek çalışma ömrü uzatıldı. Zaman zaman teknik arızalar yaşamasına rağmen hala çalışmalarına devam eden Hubble, 32 yıl öncesine ait teknolojiyle donatıldığı için hâliyle James Webb’e göre oldukça ilkel kalıyor.
James Webb, 6,2 tonluk ağırlığıyla Hubble’ın yarısı kadar, 6,5 metrelik ayna çapıyla ise neredeyse Hubble’dan 3 kat daha büyük. Bu sayede James Webb ile çok daha uzaklara bakmak, yani kainatın daha erken dönemlerine şahit olmak mümkün. Çünkü uzayda ne kadar uzağa bakılırsa, o kadar geçmişe gidiliyor. Bunun dışında Hubble yalnızca görünür ışıkta gözlemler yaparken, James Webb kızılötesi gibi başka dalga boylarında da gözlem yapabilme yeteneğine sahip.
Yerden 550 km yukarıda Dünya’nın yörüngesinde dolanan Hubble, Dünya’ya çok yakın olduğu için kısıtlı bir gözlem alanı ve süresine sahip. Ancak James Webb 1,5 milyon km uzaktaki L2 noktasında olduğundan onun için böyle bir durum söz konusu değil. Bu durum bir avantaj olduğu kadar bir dezavantaj da olabilir. Çünkü Hubble’a herhangi bir arıza durumunda astronot göndererek müdahale etme şansı varken, James Webb için bu mümkün değil.