“Bütün zevkleri bıçak gibi kesen ölümü çokça hatırlayın!” (Tirmizî, Zühd, 4) buyuran Peygamber Efendimiz (SAV), fani dünyanın geçici zevklerine aldanmayıp bizleri yolun sonunda bekleyen sonsuz bir hayatın olduğunu aklımızdan ve kalbimizden çıkarmamız gerektiği konusunda ikazlarda bulunmuştur.
Bu nedenden dolayıdır ki; ölümü unutmamak ve orada yatanları görüp oradaki kimselerden ibret almak için ara ara da olsa kabir ziyareti yapılmasını uygun görmüştür.
Her canlının öyle ya da böyle bir gün ölümü tadacağı ve o vaktin bir gün vakti ve saati geldiğinde kendisine de geleceği unutulmamalıdır. Bazı gecelerde 'Baki' kabristanına ziyarette bulunan Efendimiz (SAV), “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selâm olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” (Müslim, Cenâiz, 102 [974]) şeklinde dua ederdi.
Hadis-i şeriften anlaşılacağı üzere kabir ziyaretine giden kimsenin orada bulunan ölüler için Allah'a dua etmesi önemlidir.
Peygamber Efendimiz (SAV), Cahiliye Döneminde uygulanan bazı hurafelere zemin oluşturmasın diye mezarlık ziyaretini yasak kıldıysa da, daha sonra, ölülere dua edilmesi ve ölümden ibret alınması için bu yasağı kaldırmış ve kabir ziyaretine bizzat kendisi de giderek ümmetine teşvikte bulunmuştur.
MEZARLIK ZİYARETİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Ziyaretçi kişi kabristana girince ayakta iken ''Esselâmü aleyküm, yâ ehle dâr-il kavm-il müminîn! İnnâ inşâallahü an karîbin biküm lâhikûn'' şeklinde selam verebilir. Daha sonra besmele çekerek, 11 İhlâs ve 1 Fatiha’dan sonra, (Allahümme rabbel-ecsâdilbâliyeh, vel-ızâmin nahire-tilletî harecet mineddünyâ ve hiye bike mü’minetün, edhıl aleyhâ revhan min indike ve selâmen minnî) duasını okuyabilir.
Kabre yaklaşınca, kıble ve ayak tarafından yaklaşıp selam verilebilir. Eğer vakit müsaitse ayakta, çömelir şekilde ya da oturarak bazı dua ve sureleri okuyabilir.
ARAPÇASI: "Esselâmü aleyküm ehled diyârî minel-mûminîn ve'l müslimin. Ve İnnâ inşaallâhu lelahikûn. Es'elûllâhu lenâ ve lekümü'l âfiyeh."
ANLAMI: "Selâm size, ey bu diyârın mü'min ve müslim halkı! İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah'ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim." (Müslim, Cenâiz 104. İbni Mâce, Cenâiz 36.)
ANLAMI: “Ey mü’minler topluluğunun yurdu! Biz de size katılacağız. Biz Allah’a aidiz ve biz O’na tekrar dönücüleriz. Siz büyük bir hayra nail oldunuz, uzun bir şerri geride bırakıp gittiniz.” (Ali el-Müttâkî, XIII, 299/36864; krş. Müslim, Taharet, 12; İbn Mâce, Cenâiz, 36)