Günün her saatinde önünde toplananları, fotoğraf çektirenleri ya da merakla orasına burasına bakanları görmeniz mümkündür. Peki “gücün simgesi” olan bu boğa ne zaman, nerede, niçin yapılmış ve neden gelip Kadıköy’ün göbeğine kurulmuş, bir bakalım istedik. İşte size Kadıköy’ün Boğa’sının ilginç öyküsü.
Yüz elli yaşında bir boğa
Yaklaşık yüz elli yaşında olan Boğa Heykeli, 1860’larda Paris’te Fransız heykeltraş Isidore Bonheur tarafından yapılmış.
Alsas-Loren neresi, Kadıköy neresi!
Fransa-Almanya sınırında bulunan Alsas-Loren bölgesi, zengin kömür rezervleri sebebiyle Sanayi Devrimi sonrasında bu iki ülke arasında sürekli savaş sebebi olurmuş.
Bir o yana bir bu yana
1800’lü yıllarda Fransa ve Almanya arasında bir türlü paylaşılamayan Alsas- Loren Bölgesi, yıllar boyunca Fransa ve Almanya arasında bir o yana bir bu yana geçerek sürekli el değiştirmiş.
Gücün ve öfkenin simgesi
İşte Boğa Heykeli, 1860’larda bu bölgede Fransızlar’ın Almanlar’ı yendiği savaşı simgelemek, kızgınlığı ve iriliğiyle Fransızlar’ın gücünü anlatmak için yaptırılmış.
Gücün sürekli el değiştirmesi
1870 Sedan Muharebesi’yle, Alman General Bismarck tarafından Alsas-Loren yeniden geri alınınca, “Fransızlar’ın gücü” de böylece yeniden Almanya’ya geçmiş.
Almanya – Osmanlı ittifakı
Ancak heykelin Almanya’daki yaşantısı çok sürmemiş. Hem I. Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı-Almanya ittifakı hem de Alman İmparatoru II. Wilhelm‘in dostluğundan dolayı Boğa, 1917’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne hediye edilmiş.
İttihat ve Terakki’den Enver Paşa’ya
İttihat ve Terakki Cemiyeti de Boğa heykelini Enver Paşa‘ya hediye etmiş. Böylece Türkiye’ye gelen heykel, ilk olarak Beylerbeyi Sarayı’nın bahçesine, oradan da Yıldız Sarayı Şale Köşkü’nün büyük serası önüne yerleştirilmiş.
Sarayın bahçesinde unutulan heykel
I. Dünya Savaşı sonunda Enver Paşa’nın yurt dışına gitmesinden sonra, Boğa’nın Yıldız Şale Köşkü’nden sonra ilk görüldüğü yer, Enver Paşa ve Naciye Sultan’ın sahip oldukları “Bilezikçi Çiftliği” olmuş.
Saraydan otele yolculuk
Çiftliğin bir köşesinde unutulan, adeta kaderine terk edilen “gücün simgesi” Boğa, fazla değil, 50 yıl kadar sonra hatırlanıp yeni yapılan Hilton Oteli’nin bahçesine taşınmış.
Ardından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın önüne konan Boğa, bir söylentiye göre, daha sonra da bir müddet Taksim Gezi Parkı’na götürülmüş.
Avrupa’dan Anadolu Yakası’na yolculuk
1970’li yılların başlarında, İstanbul’un Anadolu Yakası seyahati başlamış Boğa’nın. Kaderinde gezmek olan Boğa’nın Kadıköy’deki ilk durağı ise tarihi Şehremaneti binasının önü olmuş. (Bugünkü Kadıköy Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi).
Ve Altıyol
Yaklaşık yirmi yıl kadar da bu mekanda kalan Boğa, nihayet 1987 yılında bugünkü yerine yani Altıyol’a taşınmış.
Sultan Abdülaziz mi yaptırdı?
Bir başka rivayet ise; “Dövüşen Boğa” heykelinin, avcılığa ve hayvan heykellerine özel ilgisi olan Sultan Abdülaziz tarafından heykeltraş Rouillard‘ın ekibine yaptırılan 24 hayvan heykeli arasında olduğudur.
Aman Boğa’mız üşümesin!
Kadıköylüler’in, büyük bir sevgiyle sahiplendiği Boğa’ya, soğuk geçen kış günlerinde üşümesin (!) diye elleriyle diktikleri hırka, çorap ve bereleri giydirdikleri görülür.
Hangi takımı tutsam?
Kimi zaman da fanatik futbol severlerin sahiplendiği Boğa’nın, bazen sarı-kırmızı renklere boyandığı bazen de sarı-lacivert renklerle süslendiğine şahit olunur.
Boğa’da buluşmak üzere
Heybetli görünüşü ve her an saldırmaya hazır duruşuyla, Kadıköylüler’in ve Kadıköy’e gelenlerin dikkatlerini hep üzerinde toplayan “gücün simgesi” Boğa’nın umarız son ve ebedi mekanı Altıyol olur…