Antik Mısır’da Firavun hanedanlıklarının yanı sıra eski Yunan ve Roma İmparatorluğu dahil medeniyetlere ev sahipliği yapan Feyyum ili, 2300 yıllık tarihe ışık tutan Keranis kentiyle de dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor…
Milattan önce 283-246 arasında, Mısır'da hüküm süren Batlamyus Hanedanlığı mensubu II. Batlamyus tarafından inşa ettirilen kent, eski Yunan dönemine ait tarihi yapıların kalıntılarını, Roma dönemi heykellerini, tapınakları ve el yapımı çanak çömlekleri bünyesinde barındırıyor.
Yıllardır keşfedilmeyi bekleyen kent, 1895'te bölgede başlayan ve 1968'e kadar aralıklarla yerli ve yabancı arkeologlar tarafından sürdürülen arkeolojik kazılar neticesinde tamamen gün yüzüne çıkartıldı.
Tarihi kenti ziyaret eden Aya Muhammed, Keranis kentinin eski Yunan ve Roma medeniyetlerini yansıttığını, kentin yaklaşık 2 kilometrelik bir alanda inşa edildiğini söyledi.
Aya Muhammed, "Keranis yakınlarında iki tapınak, bazı heykeller, tarihi yapıların kalıntıları ve yaklaşık 100 yıl önce arkeologların kalması için yapılan bir ev var. Söz konusu evin duvarlarında bölgede yapılan kazı çalışmalarının detaylarının bulunduğu yazılı ve görselli levhalar da mevcut." dedi.
AA’nın haberine göre; Keranis kentinin 1895 yılında başlayan arkeolojik kazılar neticesinde keşfedildiğini aktaran Muhammed, "Antik kent uzun yıllar boyunca tüm gizemiyle kumların altında gömülü kaldı. Düşünsenize milattan önce yapılmış ve çeşitli medeniyetlere de ev sahipliği yapmış bir kent. Çok heyecan verici detaylar aslında." ifadelerini kullandı.
Antik kentin, bulunduğu konum nedeniyle az sayıda ziyaretçisi olduğunu söyleyen Muhammed, ancak tarihe ve tarihi yapılara ilgi duyan herkesin kesinlikle burayı ziyaret etmesi gerektiğini vurguladı.
Ziyaretçilerden Muhammed Atıf da Keranis'teki yapıların kum taşı ve kireç taşından yapıldığını, bu tür evlerin içinin yazın serin kışın ise sıcak olduğunu ifade etti.
Ayrıca buradaki yapıların geçen uzun yıllar içerisinde tahrip olduğunu, çoğu yapının yıkıldığını kaydetti.
Atıf, "Keranis'in geçen onlarca asra rağmen günümüze kadar gelebilmiş olması bile aslında bir mucize sayılır. Kentteki yapıların uzun süre ayakta kalabilmesi için evlerin yapımında kum taşı ve kireç taşı kullanılmış." diye konuştu.
Tarihi yapılara ilgi duyduğunu dile getiren Atıf, burası hakkında ziyareti öncesi bilgi topladığını, edindiği bilgiler sayesinde de ziyaretinin daha anlamlı olduğunu söyledi.