1- İlk zamanlarda domatesten yapılmıyordu
Ketçabın bugünkü ham maddesi domates ama bulunduğu ilk dönemlerde hamsi, istiridye, limon ve ceviz ketçabı da vardı.
Daha sonra ketçabın baskın maddesi mantar oldu.
Filipinler'de ketçap için muz kullanılıyor.
Bu nedenle daha tatlı bir ketçapları var.
Erik, armutlu tatlı hardal, yaban mersini, mango, havuç, elma ve turp da bazı bölgelerde kullanılıyor.
2- Beşinci tat
İnsanlar dört temel tat almaya aşinadır: Tatlı, ekşi, tuzlu ve acı.
Beşinci tat ise 'umami'dir.
Bu tat, ağızda sulanmaya ve dil üzerinde tüylü bir hisse neden olarak boğazı, ağzın tepe ve geri kısmını uyarır.
1800'lü yılların sonlarında şef Auguste Escoffier, umami'yi tuzlu, ekşi, tatlı ve acı tatlarla birleştirerek çeşitli yemekler hazırladı.
Ancak, kendisi yeni tadın kimyasal kaynağını bilmiyordu.
Umami 1908 yılında Tokyo İmparatorluk Üniversitesi 'nde profesör olan bilim adamı Kikunae Ikeda tarafından ilk defa tanımlandı.
Umami en çok olgun domateslerde, balıkta ve kurutulmuş ette bulunur.
En iyi ketçaplar ise umami tadına sahiptir.
3- İlaç olarak kullanıldı
Ketçap aşağı yukarı 1835 yıllarında ilaç olarak kullanıldı ve domates hapı adıyla satıldı.
Doktor John Cook Bennett, domatesin ishal, sarılık ve hazımsızlık gibi hastalıkları tedavi edebileceğini düşünüyordu.
Fakat domates haplarının tedavi yöntemi olarak kullanılabileceği daha kesinleşemeden sahte haplar sayesinde 4-5 senede piyasadan silinip gitti.
4- Ketçabın parlatma etkisi
Ketçap sirkeli bir çeşni olduğu için asidik özelliği vardır.
Bu özelliği sayesinde metal bir nesneyi ketçapla kaplayıp yaklaşık 10 dakika beklettikten sonra durularsanız parladığını görürsünüz.
5- Milletlerin ortak yiyeceği
Ketçap o kadar fazla yiyecekle beraber kullanılabiliyor ki, birçok ülke insanının ortak noktası olarak öne çıkıyor.
Kaynak: Milliyet