Kurban Bayramı yaklaşırken bu ibadete ilişkin hükümler vatandaşlarca araştırılıyor.
Özellikle kendileri kurban kesmeyip yardım etmek isteyen vatandaşlar kurban vekaletinin nasıl verilebileceğini merak ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığının verdiği cevaba göre Kurban ibadetinde esas olan, kişinin kurbanını kendisinin kesmesidir.
Bununla beraber malî bir ibadet olduğu için vekâlet yoluyla da kestirilebilir.
Günümüzde vekâletle kurban kesimi genellikle iki şekilde uygulanmaktadır:
Bunlardan birincisi:
Kurban kesmek isteyen kişinin ilgili kuruluşa kurbanlık alımı ve kesimi için umumi vekâlet vermesi, söz konusu kuruluşun da müvekkili adına taahhüt ettiği bu hayvanı alıp muayyen günlerde kesmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Bunlardan ikincisi:
İlgili kuruluşun, kurban kesmek isteyen kimselere belirli bir bedel karşılığında kurbanlık hayvanı ya da hisseleri satması ve kesim günü geldiğinde de müşteriden vekâlet alarak onun adına kesmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Bu uygulamada, önce satım akdi yapılmakta, daha sonra da kesim için vekâlet alınmaktadır.
Elde edilen etler de bazen kurbanı kestirene bazen de onun rızasıyla yoksullara ve hayır kurumlarına verilmektedir.
Her iki durumda da aşağıdaki şartlara riâyet edildiği takdirde yapılan bu uygulamalar dinen caizdir:
1. Birinci uygulama esas alındığında kurban için ilgili organizasyona başvuran müşteriden, kurbanın alım-satım ve kesimi için umumi vekâlet alınması gerekir.
İkinci uygulamada ise belirsizliğin oluşmaması için satıma konu olan hayvan müşteriye gösterilmeli ya da cinsi ve yaşı ile birlikte küpe numarası da belirtilmelidir.
2. Satıma konu edilen hayvan, kurbanlık hayvanda aranan şartları taşımalıdır.
3. Kurbanlık hayvana ortak olanların tamamının niyeti, ibadet olmalıdır.
4. Baştan umumi vekâletin alınmadığı uygulamada, hisse satıldıktan sonra veya satım akdi esnasında ilgili kuruluşun, müşterisinden hayvanı kurban etme vekâleti alması gerekir.
Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak verilebileceği gibi telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları ile de verilebilir.
5. Hayvanı kesen kişi, kurban niyetiyle ve müvekkili adına kesmelidir.
6. Kurbanlıklar, mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmelidir.
7. Hayvan kesim ücretleri; kesilen kurbanlık hayvanların etleri, derileri veya sakatatından karşılanmamalıdır.
8. Her bir hissedar, kurban edilecek bir büyükbaş hayvanın en az yedide bir hissesine kaydedilerek belirlenmelidir.
Kurban kesen kuruluşların hissedarlarını belirlemeden hayvanları topluca kesmeleri caiz değildir.
Bundan dolayı her hayvanın hissedarları belirlendikten sonra kasaba vekâlet verilmelidir.
Her bir hissedarın isminin kesim sırasında tek tek zikredilmesi zorunlu olmasa da şüpheden uzak olması açısından tavsiye edilmektedir.
9. Kurban edilecek hayvanın henüz kesimi yapılmadan önce hissedarların belirlenmesi gerekir.
Buna göre önceden belirlenen hissedarlar adına kesilen bir hayvana kesimden sonra başkası ortak olamaz.
Mesela altı kişi adına kesilen bir büyükbaş hayvana, kesimden sonra yedinci kişi dâhil edilemez.
10. Büyükbaş hayvan kesildikten sonra vekâlet veren yedi kişi için etleri eşit hisselere ayrılarak hazırlanmalı, isteğe göre sakatatı da eklenmeli ve vekâlet veren kişiye/kişilere teslim edilmelidir.
Küçükbaş hayvan da bir kişi için kesilmeli ve sahibine teslim edilmelidir.
13. Hayvanın deri ve sakatatı hisse sahibine/sahiplerine ait olduğundan, bunların ya kendisine ya da kendisinin izniyle dinen bağışlanması caiz olan şahıs veya hayır kurumlarına ulaştırılması gerekir. 14. Kurban ibadetinin, et satın alımını çağrıştırmaması için belli kiloda et miktarının kurban sahiplerine verilmesi taahhüt edilmemeli, bunun yerine tahmini bir kilo aralığı belirlenerek çıkan et ne ise o teslim edilmelidir.