İklim kriziyle birlikte hava olaylarında da değişiklikler görüldüğünü belirten Yeltekin, şöyle devam etti:
"Yağmur yağıyorsa eğer çok kuvvetli yağıyor, sel şeklinde. Fırtına ve rüzgar çok hızlı esiyor, tahribat gücü yüksek fırtınalar görüyoruz. Yine dolu yağışlarını çok yoğun görüyoruz, gözlemliyoruz. Bazen halkın da söylediği şekilde kışın geç gelmesi ya da baharın geç gelmesi leylek göçünü olumsuz etkileyebiliyor. Leyleklerin göç esnasında yakalandıkları bu ekstrem hava olayları göçü de aksatıyor."
Yeltekin, böyle durumlarda leyleklerin mola vermek ve dinlenmek durumunda kaldıklarını, göçün kesildiğini dile getirdi.
Bunun iklim krizinin leylekler üzerinde gözlemlenen bir etkisi olduğunu ifade eden Yeltekin, şunları kaydetti:
"Göç güzergahlarını değiştirmiyorlar, kısaltmıyorlar. Çok geleneksel konaklama noktaları var ve geleneksel olarak izledikleri bir yol var.
Dolayısıyla bu yolu katetmek zorundalar. O yüzden o yol üzerindeki her değişim leylekleri olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle göç dönemindeki hava değişimleri, iklim üzerinde yaşanan değişimler çok önemli."
Yeltekin, leyleklerin sulak alanlar ve tarım arazileri etrafında çeşitli sürüngenler, amfibiler ve küçük kuşlarla beslendiklerini belirtti.
Leyleklerin beslendiği alanların temizliğinin, sağlıklı leylek popülasyonları anlamına geldiğini söyleyen Yeltekin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Burada kullanılan zirai tarım ilaçlarının özellikle toprağı ve etrafta yaşayan canlıları kötü etkilemesi, leylekleri de kötü etkiliyor, doğal olarak leyleklerin sağlıklı bir diyete sahip olmasını engelliyor.
Bu tarz zehirlenme durumları görüyoruz ve yaşıyoruz. Hem yavru büyüttükleri dönemde hem de göç döneminde oldukça yaralı leylek vakasıyla karşılaşabiliyoruz.
Bunlar genellikle elektrik çarpması, zehirlenme ve araç çarpması oluyor. Birçok çeşitli etken var. Yaralı bir leylek bulduğunuzda en yakın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğüne iletip gerekli bakım ve rehabilitasyonun yapılmasını sağlayabilirsiniz."