Araştırmacı Yazar Doktor Mehmet Talat Şimdi, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile ünlü Mardin'in Artuklular ile başladığını belirterek, "Çünkü onlar gelinceye kadar 1102 yılından başlayarak o güne kadar Mardin kalede bir karakol kenti olarak bilinir. Kalenin genişliği 150 metre ve uzunluğu 800 metre ile sınırlı olan askerlerin barınabileceği bir yapıda kalabalık kentti" dedi.
İkinci kitabını tamamlamak için Mardin'de bulunan Dr. Mehmet Talat Şimdi, son yıllarda şehirde yaşanan göçler ve bu göçlerin turizme etkilerini değerlendirdi. Şimdi, "Kentin tarihi ve kültürüyle ilgili Mardin Tarihi Kimliği isimli bir kitap yazdım. Şu anda da Vakıf Şehir Artuklu Mardin isimli bir kitabı bitirmek üzereyim. Mardin'de bulunmamın sebebi bu kitabımla ilgili son rötuşları yapmak. Mardin denince benim aklıma Artuklu geliyor. Artuklu, Mardin’in varlığının sebebidir" dedi.
Mardin'in kılıç hakkıyla alındığını aktaran Şimdi, "Artuklular Anadolu Fatihi Sultan Alparslan’ın torunları, babaları Artuk Bey Kudüs Valisi olduğu dönemde vefat etmiş ve Kudüs'te Süleyman mabedi üzerinde mezarı bulunmaktadır. Bir müddet İlgazi Bey ve Sökmen Bey Kudüs'te valilik yaptıktan sonra kendilerine ikta edilmiş olmasına rağmen bileklerinin gücüyle aldıkları bir şehirdir. Mardin Artuklular ile başlar. Çünkü onlar gelinceye kadar 1102 yılından başlayarak o güne kadar Mardin kalede bir karakol kenti olarak bilinir. Kalenin genişliği 150 metre ve uzunluğu 800 metre ile sınırlı olan askerlerin barınabileceği bir yapıda kalabalık kentti" şeklinde konuştu.
Şehrin kurucularından bahseden Şimdi, "İlgazi Bey’in muhteser ismi Necmettin'dir. Necmettin adını Afrin Fatihi olması nedeniyle Haçlılardan almıştır. Bugün Mardin'de Necmettin Mahallesi dediğimiz mahallede şehri kurarken bir külliye içinde Anadolu’da Türklerin kurmuş olduğu ilk tıp fakültesi olan Maristan, ilköğretim kurumu, cami ve hamam gibi büyük bir külliye oluşturduktan sonra şehir bunların etrafında gelişti. Şehrin bir kısmı da kardeşi olan Emüniddin adını almaktadır. Emüniddin'in adı da Sökmen Bey'dir. Urfa kontluğunu tarih sahnesinden sildiği için kendisine Emüniddin adı verilmiştir. Buradaki mahallenin adı da Emüniddin Mahallesi" diye konuştu.
"Mardin'de turizm adına en büyük katkı Türk İslam eserleri etrafında dönmeli" diyen Dr. Mehmet Talat Şimdi, "Artuklular 305 yıl İzmir'i yönetmiş ve bütün varlıklarını Mardin’e bırakmışlardır. Mardin demek Artuklu demek dememizin sebebi bıraktıkları onca medrese, cami, ticarethane, tarihi yapının maalesef günümüzde göçlerin de etkisiyle kendi kaderine terk edilmiş olduğunu görmek çok üzüntü verici. Mardin üzerinde bazı algılar oluşturulmak istenmektedir. Mardin'in başka kültürlerin kenti olduğuna dair rivayetler gerçekleri yansıtmamaktadır.
Mardin, Ayasofya gibi kılıç hakkıyla alınmıştır. Buradaki kiliseler, ibadethanelerin büyük bir çoğunluğu Bizans'tan alınmıştır. Bizans'tan kılıç hakkıyla alınan bu ibadethaneler, Selçuklu ve Artuklulara tabi olan gayrimüslimlere kullanım için tahsis edilmiş ve buraya göçleri sağlanmıştır.
Daha evvel burada yaşayan büyük bir medeniyet oldukları ve bu kentin kültürünü oluşturmuş oldukları rivayetleri gerçekleri yansıtmamaktadır. Mardin'de eğer bir turizm faaliyeti yapılacaksa geziler mutlaka ve mutlaka Türk İslam eserleri etrafında dönmeli ve Mardin'in kuruluş noktası olan Necmettin Mahallesi'nde başlamalı. Necmettin Gazi'nin, Artukluların, Sultan Alparslan'ın torunlarının gömülü olduğu bu şehrin bir Türk kenti olarak tanıtılması Türk kültürüne, Türk turizmine yapılabilecek en büyük hizmet olur" dedi.