İslam dünyasının şair ve uleması "Semerkant’ın yeryüzündeki dört cennetten biri" olduğunu belirtiyorlar. Sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel mirasın yanı sıra İmam Buhari ve İmam Maturidi gibi İslam âlimlerini yetiştiren Semerkant toprakları, dünyanın en büyük alimlerinin çalışmalarına tanıklık etti.
Bir tarafı yol, diğer cepheleri ise üç medreseyle çevrelenen Registan adında çok büyük bir meydan bulunuyor. Bu meydan “Kadimi Semerkant’ın Yüreği” diye tanımlanıyor.
Şehrin merkezi olarak bilinen ve Farsçada "kumlu yer" anlamına gelen Registan Meydanı, Semerkant`ın en önemli simgelerinden.
Görkemli duvar süslemelerine sahip medreselerin kapılarında çiniler üzerinde elle nakşedilmiş Kur`an-ı Kerim`den ayet ve sureler mevcut.
Uluğ Bey medresesinde dinî ilimlerle birlikte diğer ilimlerin de okutuluyordu.
18. yüzyılda depo olarak kullanılan yapı daha sonra tekrar medreseye çevrildi.
Buhara hanları yılda bir kez Semerkant’a gidip dikdörtgen şeklindeki Köktaş adı verilen Uluğ Bey medresesinde bulunan mavi bir taşın üzerine oturarak hakimiyetlerini perçinlemek zorundaydılar.
Uluğ Bey`in, ölümüne kadar matematik ve astronomi derslerini verdiği bu medrese, 15. yüzyılda Asya`nın en iyi ve en önemli üniversitelerinden biri olarak gösterildi. Medresenin eğitim ağırlığı matematik ve gök bilim dalı idi.
Şîrdâr; Aslan yeri, yatağı ve sarayı anlamına geliyor.
Medresenin taç kapısı üzerindeki sarı çinilerle yapılan aslanlar dolayısıyla Özbek Türkleri bu medreseye aslanlı medrese de diyor.
Giriş kısmının üst tarafına Semerkant şehrinin sembolü olan iki aslanın ceylan avları resminin çizildiği Şirdor Medresesi`nin duvarlarına Kur`an-ı Kerim`den ayetler ve sureler yazıldı.
Taç kapının en üzerinde Allah kelamı yer alıyor.
Tillakari Medresesi, dış görünümüyle diğer iki medreseye benzemekle beraber iç yapısı itibarıyla belirgin bir farklılık gösteriyor.
İç bezeme süslemelerinde saf altın kullanıldığı için Tillakari (Altın İşlemeli) Medrese olarak adlandırıldı. Registan Meydanı`ndaki tüm medreseler, çeşitli dönemlerde yapılmalarına karşın aynı plan üzerinde inşa edilmeleriyle dikkati çekiyor.
Dört köşeli bir bahçe, dört teras ve çevre boyunca sıralanmış odalar... Oda kapıları, saygı ve alçak gönüllülüğü hatırlatırcasına özellikle alçak olarak yapıldı. İnsanların kapılardan girerken ve çıkarken mutlaka başını eğmesi gerekiyor.
Tillakari Medresesi, medrese olarak yapılmasına karşı esasen cami olarak kullanıldı. Tillakari, 17. yüzyılda Semerkand`ın en büyük camisi oldu. 19. yüzyıla kadar cami ve medrese olarak kullanılan bu yapılar, 20. yüzyılın başından itibaren tarihi eser olarak korumaya alındı.
Bibi Hanım Camii, Timur döneminin ihtişamını yansıtan en göz alıcı yapıların başında geliyor.
Bibi Hanım Camii 15. yüzyılda İslam dünyasındaki en büyük camilerden biriydi.
Cami 1399-1405 yıllarda Timur`un emriyle, eşi Bibi Hanım adına inşa edildi ve inşaatıyla Timur bizzat ilgilendi.
1399-1405 yılları arasında inşa edilen bu eser, dışa doğru taşkın büyük kemerli girişin yer aldığı ve daha içeride mermer ikinci bir kapının bulunduğu, dev avlusunun içinde dört eyvanlı yapısıyla dikkati çekiyor.
Camiye 20. yüzyılın sonlarından bugüne kadar birkaç defa restorasyon uygulandı.
Restorasyon için ülkenin her bölgesinden vasıflı usta-tamirciler sevk edildi.
Şah-ı Zinde Külliyesi`nde Timur`un soyundan gelen şehzadelerin mezarları bulunuyor.
Şah-ı Zinde, "Yaşayan Şah" demek.
Orta Asya`nın en gözde ziyaret yerlerinden biri olan Külliye, adını Hazreti Muhammed`in yeğeni Kusam bin Abbas`tan alıyor.
Burada iki mescid, bir de medrese bulunuyor. Timur zamanında Timur soyundan gelenler buraya gömülmeye başlanırken, inşaat, Uluğ Bey zamanında tamamlandı.
Bölgedeki binalar içinde 40 a yakın türbe yer alıyor. Türbeler esas itibariyla kare yapılar olup, en dikkat çekici özelliği yüksek kasnaklı ve kavun biçimi kubbeleri.
Her hükümdar bölgeye bir eser yaptırmayı kendisi için bir şeref olarak görmüş.
Külliye`nin duvarları ayet ve hadisler ile süslü.
İslam uygarlığı ve ilmine önemli katkı sağlayan büyük ulema ve din alimlerinin bu topraklarda yaşamış olması, Semerkant, Buhara, Hive gibi tarihi şehirler, tarihi medrese ve camiler Müslüman seyyahlar için önemli.
İmam Maturidi türbesi, 2000 yılında Özbekistan`ın ilk Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un emriyle yaptırıldı.
Kaynak: TRT Haber