Dominik’ten jetiyle İngiltere’ye gelip ayağının tozuyla Hull City futbol takımının maçını izleyen Acun Ilıcalı ile ünlü MKM Stadyumu’nda Hürriyet'ten Arda Sayıner'e konuştu.
Hull City’yi satın aldığınız günden bu yana takımın geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bizim tüm konsantrasyonumuz; önümüzdeki sene. Bu seneyi İngiltere’de eğitim gibi görüyoruz. Hocamızın da konsantrasyonu doğru bir takım oluşturmak için doğru gözlemleri yapmak. O yüzden çok başarılı geçiyor.
Şota Hoca farkını gösterdi. Hull City’yi devraldığımızda takım 4 puan öndeydi. Şota Arveladze takımın başına geldiğinde bu fark hemen 6’ya çıktı. Şimdi ise 16 puan fark var. Bence bu sezon için görev ve hedef tamamlandı. Her şeyimizi önümüzdeki seneye göre hazırlıyoruz.
Büyük hedef nedir?
- İlk büyük hedef Hull City’yi aldığımız günden beri değişmedi. Amacımız play-off’lara kalarak en üst lige çıkmak. Şu an bulunduğumuz Championship Ligi’nden Premier Lig’e çıkabilecek bir takım kurabileceğimize ve yönetebileceğimize inanıyorum.
Mevcut durum bu hedefin imkansız olmadığını hissettiriyor. Takım da bu hedefe çok inanıyor. Herkesin motivasyonu çok yüksek. Bugün ligin en iyi takımlarından Reading karşısında aldığımız 3-0’lık galibiyet gibi başarıyla ilerlediğimiz bu sezonun sonunda play-off’ları zorlayabileceğimizi düşünüyorum. Ama yine de futbol bu tabii. Çok iyi ve futbol kalitesi yüksek bir ligdeyiz. Hiçbir şeyin garantisi yok. Ama iddialıyız.
İngiliz taraftarların Türkiye ve takıma olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Taraftarların ilgisi bizi fazlasıyla mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Satın alma sürecinde bizleri her maçta Türk bayraklarıyla karşıladılar. Birçok İngiliz taraftar sosyal medya hesabına Türk bayrağı koydu.
Takımı satın aldıktan sonra önceki yönetime kırgın birçok taraftar yeniden maçlara gelmeye başladı ki bir diğer hedefimiz de buydu. Buna da ulaşmış olduk. Türkiye’ye olan sevgi ve ilginin artması beni çok mutlu ediyor. Aynı ilgi futbolcularımızda da var.
Taraftarlardan Türkiye’ye dair sorular veya yorumlar alıyor musunuz?
- Evet, hem de çok. Hem taraftarlar hem de taraftar kulüplerinin başkanları sürekli “Bizi ne zaman Türkiye’ye götüreceksiniz?” diye soruyor. Beklediğimin ötesinde bir Türkiye merakı ve ilgisi var.
Ayrıca takımı sezon öncesi Türkiye’ye götürmem konusunda da ısrarlılar. Türkiye tarihi, kültürü, doğası, mutfağı, futbolu ve diğer birçok değeriyle ilgi çekiyor. Takımın ve oynadığımız futbolun Türkiye merakı da sağlıyor olması, yaptığımız işin en güzel yanlarından biri.
Türk ve İngiliz futbol kültürleri arasındaki en büyük fark sizce nedir?
- Bu konuda sürekli gözlem yapıyorum. En dikkat çekici farklılık, İngiliz futbolunun fanatizme karşı yıllar önce önlemler almış olması.
Artık taraftarlar oynanan futbola ve takımın performansına odaklı övgü veya eleştiri yapıyor. Kişileri yani oyuncuları değil, takımın genelinin değerlendirildiği bir kültür oturmuş.
İngiltere’de veya dünyada bir başka futbol takımını satın alma planınız var mı?
- Şu an Hull City’ye konsantre olduk. Yurtdışında başka bir takım satın alma projemiz yok. Ama birçok yabancı kulüple olan yakın ilişkilerimi Hull City’nin başarısı için kullanıyorum. Dolayısıyla yabancı takımlarla ilişkimiz ve iletişimimiz her zaman devam edecek.