Duygu Nebioğlu’nun DNA testi ve mahkeme kararı ile 82 yaşındaki Metin Akpınar’ın öz kızı olduğu ortaya çıkmıştı. Metin Akpınar’ın kızı duygu Nebioğlu kendisini yurda bırakan annesini bulmak için Müge Anlı’dan yardım istedi.
DUYGU NEBİOĞLU CANLI YAYINA KATILDI
Müge Anlı ise Duygu Nebioğlu’nun bu isteğini geri çevirmeyerek kapısının herkese açık olduğunu, yardım edeceğini söyledi. Yaşanan bu gelişmeler üzerine Duygu Nebioğlu bugün Müge Anlı ile Tatlı Sert yayınına katılarak annesi Suphiye Orancı’yı aradı.
‘ANNESİNE ULAŞMAYA ÇALIŞACAĞIZ’
Müge Anlı, yayına gelen Duygu Nebioğlu’na annesine ulaşmaya çalışacaklarını belirterek ‘’Metin Akpınar ve sizin babalık davanızı duyduğumda Metin Beye karşı sevgim azalmadı. Yine çok sevip, saygı duyduğum bir sanatçı. Ben bu programda her zaman uzlaşmacı tarafımdır. Hayatta herkesin başına her şey gelebilir. Duygu’nun bir de tek yumurta ikizi var ama bunun haricinde başka kişilerden olan 2 kardeşi daha var. Hepsi babalarını aramak bulmak istiyor, bunun da yanıtı tek kişi olan annelerinde ama maalesef anneleri ortada yok. Bugün burada annesine ulaşıp bu soruların yanıtını bulmaya çalışacağız.’’ dedi.
Canlı yayına katılan Duygu Nebioğlu yaptığı açıklamalarla ağızları açıkta bıraktı. Henüz 5-6 aylıkken evlatlık olarak verilen ve evlatlık olduğunu 10 yaşındayken öğrenen Nebioğlu, başından geçenleri anlattı…
“Bize ikiz kardeşimle 10 yaşındayken evlatlık olduğumuzu söylediler. İkiz olduğumuz için bizi ayırmak istemediklerini ve iki kardeşimiz daha vardı ablamız daha doğrusu. Onları da yine Antalya’da başka tanıdıkları bir aile aynı zamanda evlatlık almıştı. Bizi aldıklarında 5-6 aylıkmışız, anne sütü alamıyorduk, annemiz yoktu çünkü. Mama alacak durumları yokmuş. Ailemizin onlar da bizi beslemek için bir ineğin sütünü alıp içirmeye çalıştıklarını hatta bu yüzden maalesef hasta olduğumuzu anlattılar.’’
'Hatta yaşanan bu durum gazetelere bile konu olmuştu. Hürriyet gazetesi 16 Ocak 1989’da bir haber yapmış. Vicdansız anne 4 çocuğunu da bırakıp gitti diye. Yayınlanan bu haberi o günlerde annem görmüş ama gördüğünde cezaevindeymiş. Daha sonra gazeteye, bu haberi yapan kişiye bir mektup yazmış.''
''Mektubunda 'Hayatta en korktuğum şey çocuklarımın yurda düşmesi, o da oldu. Kendime çok kızıyorum. Onları belki de doğurmakta inat etmemeliydim ya da evlatlık vermeliydim. Ama onları çok seviyordum o yüzden yapamadım. Gazetedeki haberi görünce resimlerini kesip yanıma aldım. Büyük kızlarıma kıyafetler aldım, küçük kızlarıma da yün iplerle bir şeyler ördüm. Cezaevinden çıkan bir arkadaşım olacak onunla göndereceğim. Ankara’da annem var ama onunla görüşmüyorum. Son ikizlerim doğunca aramız daha da açıldı. Annem son ikizlerimi bir başka aileye veriyordu son anda anladım ve elinden aldım. Ona bu yüzden güvenip çocuklarımı bırakamazdım. Kızlarımın babalarına gelince ben hiç evlenmedim çocuklarımın babaları ise ayrı kişiler. İkizlerimin babasının ismi Metin Akpınar. Ama ben size bunu reklam için yazmıyorum, çünkü o adamla baş etmem imkansız. Beraberliğimizi bilip şahit olan arkadaşlarım var ama dediğim gibi ben onunla baş edemem. Öteki çocuklarımın babaları da evli zaten. Buraya düşmeseydim Kuşadası’na gidecek çocuklarıma bakacaktım. Yurt müdürüne söyleyin çocuklarımı evlatlık vermesin onların bir annesi var. Buraya cinayet sebebiyle düşmedim elbette çıkacağım bu günleri atlatacağım’ diyerek mektubunda yaşadıklarını anlatıyor. Fakat bu mektubun haberi yapılmıyor.’’
HABERİ YAZAN GAZETECİ CANLI YAYINA BAĞLANDI
O dönemin “4 çocuğunu yoksul bir aileye bırakıp kaçtı!” haberini yapan, Hürriyet Gazetesi Antalya Kemer muhabiri yayına bağlandı.
Yaşanan gelişmeleri şöyle aktardı: “Bir telefon geldi. Bir anne çocuklarını bırakmış, 2 gün sonra alacağım demiş ama 1 ay geçmesine rağmen gelip almamış. Haber yaptım bu konuyu. Antalya Valisi’nin eşi aradı haberimin üzerine. Bu çocukları görmek istedi ve kendilerini oraya götürdüm. Ortada kalan çocukları alıp Zübeyde Hanım Çocuk Yuvası’na götürdüler. Sonrasında Duygu’nun annesinden tarafıma bir mektup geldi. Mektupta ikizlerin Metin Akpınar’dan olduğu söylemiş. Bunu tekrar haberleştirdim yazdım gazeteye yolladım ama maalesef bu haberim yayınlanmadı. Sanırım Metin Bey ile konuşuldu ve yayınlanmadı…”
Müge Anlı anlatılanlar üzerine “O zamandan beri bu durumdan haberi olma ihtimali var” şüphesi üzerinde durdu. O günkü muhabirler arayıp sormuş olabilirler. Haber de o yüzden yayınlanmamıştır’’ ifadelerini kullandı.
Duygu Nebioğlu ise o günkü magazin muhabirlerine çağrıda bulundu. “Bu hikayeyi tamamlayabilmek için kim ne biliyorsa lütfen anlatsın” diye sözlerine ekledi.
Annesini arayan Duygu Nebioğlu, ‘’Bu konuyla ilgili tüm gerçekleri annem ve babam Metin Akpınar biliyor. Umarım bir gün anlatırlar. Annem tüm gerçekleri mektupta anlatmış. Bir günlük bir ilişki olmadığını, sevgili olduklarını ima ediyor. Babam ise tek gecelik bir ilişki olduğunu ima ediyor. Annemle yüz yüze hiç görüşmedik. Benim çabalarım sonrasında teyzeme ve dayıma ulaştım. Onlar da annemle görüştüler ama dediğim gibi asla yüz yüze görüşemedik, en son 2010 yılında görüntülü bir telefon konuşması yaptık. Almanya’da yaşadığını başka bir ailesi daha olduğunu öğrendim. 14 yıldır da hiç konuşmadık’’ diyerek gerçekleri öğrenmek için annesine seslendi.
Öte yandan; Duygu Nebioğlu’nun annesi Suphiye Orancı’nın, İbrahim Tatlıses’in yıllar önce çektiği “Yalan“ ve “Yorgun“ filmlerinde figüran olarak oynadığı öğrenildi.