Mezopotamya
Yunanca “iki nehir arasında” anlamına gelen Mezopotamya, insanlık tarihindeki en önemli medeniyetlerden pek çoğuna ev sahipliği yaptı! Dicle ve Fırat nehirleri arasında ortaya çıkan bu medeniyet, hiç bitmeyen savaşlara rağmen sürekli gelişmeye devam etti! Yazı, astronomi, hukuk, mimarlık ve tarım gibi hayati öneme sahip pek çok gelişme ilk defa bu bölgede ortaya çıktı! Babil, Asur ve Akad gibi insanlık tarihinin ilk modern şehirleri de yine Mezopotamya’da kuruldu! Mezopotamya’daki en önemli uygarlıklardan biri olan Sümerlerin yazıyı bulması, insanlığın attığı en büyük adımdı.
Bir başka Mezopotamya uygarlığı olan Babillerin “Hammurabi Kanunları” insan medeniyeti için oldukça önemli bir dönüm notası oldu. Ancak Mezopotamya’daki medeniyetlerin insanlığa katkıları hukuk veya yazı ile sınırlı değildi! Astronomi ve matematik alanlarındaki önemli gelişmeler de ilk defa burada ortaya çıktı! Bugün, 1 dakikanın 60 saniye, 1 saatin 60 dakika olmasından, 360 derecelik çemberden ve bir yılın 12 ay olmasından da Mezopotamya bölgesindeki medeniyetler sorumlu. Kısacası, “Medeniyetlerin Beşiği” olarak isimlendirilen Mezopotamya’nın izlerine modern yaşamın hemen her alanında rastlamak mümkün…
Antik Mısır, milattan önce 322 yılında Büyük İskender tarafından yıkıldı ve tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı! Ancak bu yok oluş, Antik Mısır’ın öneminden hiçbir şey götürmedi. Bereketli Nil Nehri sayesinde bir dönemin en görkemli ve zengin medeniyeti haline gelen Antik Mısır bugünkü Suriye’den Sudan’a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Bugün, bu kadim medeniyet çoğunluklu eşsiz piramitleri ile anılıyor. Ancak, böylesine muhteşem yapıların inşa edilebilmesi için bile pek çok açıdan oldukça yetkin bir medeniyet geliştirdiklerini düşünmek zor değil! Bu denli büyük yapıların inşasında, aynı anda binlerce insanın çalıştığı biliniyor. Bu, Antik Mısır’ın gerçek medeniyetlere özgü bir şey olan gelişmiş organizasyon becerisine sahip olduğu anlamına geliyor…
Antik Mısır medeniyeti, yüksek organizasyon yetisinin yanında oldukça gelişmiş bir tarım ve tıp sistemine de sahipti. Tarımsal faaliyet için 24 saatlik gün ve 365 günlük takvim sistemi, bu medeniyet tarafından geliştirildi. Tarım alanında ortaya çıkan gelişmelerden bir diğeri de uzunluk ve ölçü birimlerinin icadıydı! Ayrıca meşhur mumyalar sayesinde oldukça yüksek bir tıp ve anatomi bilgisine eriştiler. Hiyeroglif isimli, resimli yazı sistemini kurdular. Papirüslere, mürekkeple yazı yazan da onlardı.
Hindistan
Antik Hint medeniyeti, milattan önce 3300 yılına kadar uzanıyor. Bu köklü medeniyetin de insanlığa oldukça önemli katkıları var. Antik Hint medeniyeti, gelişmiş şehir düzenleri ve inanılmaz altyapı projeleri ile ön plana çıkıyor. Ayrıca, binlerce yıl önce yazılan Hindu metinlerinden anlaşıldığı gibi, bu inanç sisteminin Antik Hint medeniyeti üzerinde oldukça büyük bir etkisi var. Bu nedenle özellikle dini yapıların inşasında büyük bir ilerleme kaydeden Antik Hint toplulukları insanlığa mimari açıdan son derece önemli katkı sağladılar…
ÇİN
Milattan önce 2000’li yıllara kadar uzanan tarihi ile Antik Çin medeniyeti, insanlık tarihindeki en eski medeniyetlerden birisi! Himalayalar, Gobi Çölü ve Pasifik Okyanusu ile çevrili Antik Çin medeniyeti, yüzlerce yıl boyunca korunaklı ve izole haldeydi. Böylece, bu kadim medeniyet, işgallerden veya savaşlardan uzak bir şekilde yalnızca kendi medeniyetini geliştirmeye odaklanabildi! Pusuladan, baruta, haritadan sulama kanallarına kadar pek çok şey, Antik Çin’de ortaya çıktı! Bununla beraber, bu kadim medeniyet bugün halen kullanılan askeri ve ekonomik pek çok gelişmeye öncülük etti.
Bugünkü Peru’nun bulunduğu bölge, binlerce yıl önce sayısız medeniyete ev sahipliği yaptı. Peru, Chavin, Paracas, Nazca, Huari ve Moche uygarlıkları bunlardan bazılarıydı. Bu uygarlıklar özellikle mimarı, seramik, tarım ve tıp alanlarında oldukça önemli uygulamalara imza attılar. Ancak bu uygarlık arasında önce çıkan bir topluluk vardı: İnkalar! İnkalar tarafından kurulan medeniyet bugünkü Kolombiya’dan Şili’ye kadar geniş bir alanı kaplıyordu! İnkalar, herhangi bir yazı sistemi kullanmadı! Bunun yerine resimler ve semboller içeren bir iletişim biçimi geliştirdiler. Şehirleri ve kasabaları birbirine bağlayan son derece gelişmiş yollar inşa ettiler. Karmaşık bir muhasebe sistemi geliştirdiler. Kendilerine özgü bir tarım sistemi kurdular ve en önemlisi, inanılmaz mimari eserler ürettiler. İnkalar, Peru’daki medeniyetler arasında son derece önemli bir konumdaydı. Ne yazık ki bu kadım medeniyet, bölgeye Avrupalılar tarafından getirilen salgın hastalıklar nedeniyle yok oldu…
Mezoamerika
Mezoamerika, milattan önce 1200 yılında itibaren Olmec, Zapotec, Maya, Toltek ve nihayetinde Aztek gibi medeniyetlerin ortaya çıktığı bir bölgeydi. Mezoamerika, günümüzdeki Meksika’yı ve Orta Amerika’nın bir bölümünü içeren bir bölge. Buradaki verimli tarım arazileri, bölgede pek çok tarım ürünün yetişmesine olanak tanıyordu. Dolayısıyla bölgedeki medeniyetlerin hemen hepsi, tarım alanında oldukça yetkindi. Bölgedeki medeniyetlerin ortak bir başka özelliği ise, piramit şeklindeki tapınaklar inşa etmeleriydi. Ayrıca bu coğrafyadaki uygarlıklar, heykel, çanak çömlek ve takı gibi ürünler ortaya koyan pek çok sanatçıya sahipti!
Bilim insanları Zapotec isimli uygarlığın Mezoamerika’nın ilk takvimini ve yazı sistemini geliştirdiğini düşünüyor. Mayalar ise bölgedeki matematiğin, astronominin ve mimarinin öncüleriydi. Göçebe bir yaşam tarzına sahip olan Aztekler, daha sonra bugünkü Mexico City isimli yerleşim yerini kurdular. Ve şehrin önemli bir ticaret merkezi haline gelmesini sağladılar. Ayrıca Aztekler 365 günlük güneş takviminin yanı sıra 260 günlük dini bir takvim kullanıyorlardı. Bu ilginç medeniyetin, “insan kurban etmek” gibi sıra dışı gelenekleri de vardı. Mezoamerika’nın İspanyollar tarafından işgal edilmesiyle Aztekler tarih sahnesinden silindiler.