Billy Hayes, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı için hapis yattığı İmralı Cezaevi'nden firar ettikten sonra ülkesi ABD'de Türkiye'deki günlerini 'Midnight Express' adını verdiği kitabında anlattı.
Oliver Stone, Hayes'in abartılarına yenilerini ekleyip hayal ürünü olaylar ürettiği bir film senaryosu yazdı. Kitapla aynı adı paylaşan 'Midnight Express', tamamen Türkiye'yi karalayan bir film olarak 1978'de gösterime girdi. Telif haklarından büyük paralar kazanan Billy Hayes ile senaryo dalında kariyerinin tek Oscar'ını kazanan Oliver Stone, filmden yıllar sonra Türkler'den özür diledi.
Billy Hayes; hapis yattığı Türkiye'ye öfkesini kustu, ABD'de ülkesine uyuşturucu sokmaya çalışan bir suçlu gibi değil, kahraman gibi karşılandı. Alan Parker; ikinci filmiyle 'En İyi Yönetmen' dalında Oscar'a aday gösterilerek dünyaca ünlü bir yönetmen oldu. Oliver Stone; senaryo dalında kariyerinin tek Oscar ödülünü kazandı.
Filmde ABD'li oyuncular başrol, Yunan ve Ermeni oyuncular ise yardımcı oyuncu olarak baştan aşağı Türkleri kötüleyen hikâyedeki karakterleri canlandırdı. Bütçesi, 2 milyon 300 bin dolar, orijinal adı 'Midnight Express' olan ABD ile Birleşik Krallık ortak yapımı film, gösterime Ekim 1978'de girdi.O dönem 23 yaşında olan ABD'li öğrenci Billy Hayes, 7 Ekim 1970'te tam uçağa bineceği sırada üzerinde 4 kilo esrarla yakalandı. Uyuşturucu kaçakçılığı suçundan dolayı ömür boyu hapis cezası alan Billy Hayes, cezasını Sağmalcılar Cezaevi'nde çekerken 1972'de akıl sağlığı sorunları yaşadığı gerekçesiyle Bakırköy Psikiyatri Hastanesi'ne transfer edildi.
O sırada ABD Dışişleri Bakanlığı, zihinsel sorunları olduğu gerekçesiyle Billy Hayes'in serbest bırakılmasını talep etti. Ancak dönemin Dışişleri Bakanı Melih Esenbel, yapılan kontrollerden sonra fiziksel veya zihinsel sağlığında olumsuz bir durumun söz konusu olmadığını belirttiği Hayes'in serbest bırakılmayacağını açıkladı.
12 Mayıs 1975'te Anayasa Mahkemesi'nin ömür boyu hapis cezasını 30 yıla indirdiği Billy Hayes, 11 Temmuz 1975'te İmralı Cezaevi'ne transfer edildi.
Türkiye'de uçağa binerken yakalanmasaydı Billy Hayes ülkesi ABD'ye uyuşturucu sokacaktı. Ne var ki Billy Hayes, uyuşturucu sokmaya yeltendiği ülkesinde kahramanlar gibi karşılandı.
midnight express (gece yarısı ekspresi)... pen ödülü kurucularından marry lee settle film hakkında şöyle demiştir: "hayatımın en mutlu üç yılını aralarında geçirdiğim insanlarla kıyasla arabistanlı lawrence ve geceyarısı ekspresi'nde gördüğüm türkler çizgi film karikatürü gibiydiler."
pauline kael: "hikaye hemen hemen herhangi bir ülkede geçiyor olabilirdi, ancak eğer billy hayes azami menfaat gütmek için hapse girmeyi planlıyorduysa bunu bir türk hapishanesinden daha iyi nerede yapabilirdi? kim türkleri savunmak isteyecekti? (columbia pictures'ın nasıl temsil edildikleriyle ilgili kaygılanmasını gerektirecek kadar bile yeterli bir film piyasaları yok)"
world film directors yorumcularından biri: "geceyarısı ekspresi'nden daha vahşi bir milletten nefret ettirme filmi hatırlayamıyorum. ufku daraltan, izleyicilerinin en adi korkularını ve önyargılarını ve kinlerini onaylayıcı bir film."
david denby: "doğrudan anti-türklükle alakalı, ve mahkumların haklarını veya hapishane şartlarını eleştirmekle hiçbir alakası olmayan, filmdeki bütün türklerin -gerek gardiyan gerek mahkum olsun- ezik ve domuz olarak lanse edildiği, ve hiçbir istisnaya yer bırakmayacak şekilde bütün türklerin dejenere, aptal ayılar olarak sunulduğu bir film."
tanınmış ispanyol film dergisi fotogramas: "yapılmış en varsayımcı ırkçılık eylemlerinden biridir, hem de üstüne bir de ilericilik etiketiyle pazarlanıyor."
filmin, gerçek hayatından ilham aldığı billy hayes bile bir röportajda filmin türkleri lanse etme biçimini eleştirmiş ve haksız bulduğunu söylemiştir. ayrıca film için özür dilemeye türkiye'ye gelmiştir. "türkler bu filmi hak etmiyorlar" demiştir.