Nöroloji Uzmanı Dr. Anıl Tuncer, migrenin toplum sağlığını etkileyen önemli bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında tavsiyelerde bulundu.
Uzm. Dr. Anıl Tuncer, “Migren, tipik olarak ataklarla seyreden kronik nörolojik bir hastalıktır. Migren, çoğunlukla ergenlik döneminde başlar ve 35-39 yaş aralığından itibaren migrenin görülme sıklığında bir azalma meydana gelir. Ataklar sırasında ağrı, ortalama 1-1,5 saatte maksimum şiddete ulaşır. Tedavisiz bir migren atağının, 72 saate kadar sürebildiği bilinmektedir. Migren tanısı, klinik muayene ve öykü alınarak nöroloji uzmanı tarafından konulur” şeklinde konuştu.
Ağrıların özellikleri nelerdir?
Migren sırasında görülen ağrıların özelliklerinden söz eden Nöroloji Uzmanı Dr. Anıl Tuncer, “Migrende ağrı, sıklıkla zonklayıcıdır, genellikle tek taraflıdır ve taraf değiştirebilir. Işığa, sese ve kokulara karşı duyarlılık görülebilir. Bulantı ve bazen kusma atakları eşlik edebilir. Baş hareketleri, öne eğilme, ağrıyı şiddetlendirebilirken, uyumak hafifletebilir. Atak sırasında iştahsızlık, sinirlilik, stres ve uykusuzluk gibi belirtiler de görülebilir. Ağrıdan önce ve bazen de ağrı sırasında AURA olarak adlandırdığımız bazı belirtiler görebiliriz. Görsel belirtiler; ışık çakması, nesneleri farklı boyut ve şekillerde görme, görme alanı kaybıdır. Duyusal belirtiler; el ve ağızda uyuşma, iğnelenmelerdir. Ayrıca; baş dönmesi, dengesizlik, konuşma bozukluğu ve kulakta çınlama görülebilmektedir” açıklamasında bulundu.
Migren tedavisi nasıl olmalıdır?
Migren tedavisinin, ilaç dışı ve ilaçlı tedavi yöntemi olarak iki grupta ele alındığını ifade eden Uzm. Dr. Anıl Tuncer şöyle devam etti;
“İlaç dışı tedavi yöntemi, hastaların tetikleyici faktörlerden (açlık, uykusuzluk, keskin kokular, parlak ışıklar, stres, yüksek rakım, hava değişikliği, bazı gıdalar gibi) uzak kalması ve yaşam değişikliği temeline dayanır. Bu sebeple hastaların, kendi ağrı tetikleyicilerini belirlemeleri ve bunlardan kaçınmaları önem taşımaktadır..
İlaç tedavisi; akut atak tedavisi ve önleyici tedavi olarak iki gruba ayrılır. Atak sıklığı ve ağrılı gün sayısı fazla olan, atak tedavisine rağmen günlük aktivitelerin bozulduğu ve atakların devam ettiği hastalara önleyici tedavi uygulanır. Verilen ilaçlar düzenli olarak, yeterli dozda uygulanmalıdır. Tedavi süresi altı ay sürmekte ve nöroloji uzmanı tarafından rutin takip gerekmektedir.”