'MİKROPLASTİKLERİN BİYOBİRİKİM POTANSİYELİ, BOYUT KÜÇÜLDÜKÇE ARTAR'
Sivri, Hollanda`daki Amsterdam Vrije Üniversitesince yürütülen ve insan kanında ilk kez mikroplastiğe rastlanan araştırmayı hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: "Mikroplastiklerle ilgili son dönem çalışmalarında, kanda mikroplastik tespit edilmesi bile bilim insanlarını hayrete düşüren bir durum olmaktan çıktı. Çünkü mikroplastiklerin anne karnındaki fetüste dahi var olduğu biliniyordu. Dünyada artık her yerde mikroplastik yapılara rastlıyoruz. Hatta sadece araştırma amacıyla giden insanların bulunduğu Antartika`da bile mikroplastik yapılar tespit ediliyor. Kanda tespit edilmesi çok etkili bir gelişme lakin bizim beklentilerimiz dahilindeydi. Düşünün ki insan kanına gelmiş olan bir yapının, soluma ile vücuda alınan mikroplastiklerin insan üzerindeki yapısı ve baskısı nasıl olur? Şöyle ki, vücudumuz bu mikroplastikleri bir şekilde dışarı atabiliyor olsa da, projelerimizde çalıştığımız Daphnia (su piresi) gibi bazı organizmalar var ki mikroplastikler bu organizmalar üzerinde toksik etkilere neden oluyor. Denemelerimiz, mikroplastik özelliğine bağlı olarak, organizmanın patlaması, büzüşmesi hatta yuttuğu mikroplastiği sindiremediği için ölümü ile sonuçlanabiliyor."