Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), kırmızı bültenle aranan terör örgütü PKK/KCK mensubu Atilla Çiçek ve örgütün sözde sorumlularından Hüseyin Yıldırım'ı sınır hattındaki operasyonla yakalayarak Türkiye’ye getirdi.
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçundan kırmızı bültenle aranan terör örgütü PKK/KCK mensubu “Lehenk” kod adlı Atilla Çiçek ile Suriye ve Irak’ta sözde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren terör örgütü PKK/KCK mensubu “Alişer” kod adlı Hüseyin Yıldırım nefes kesen bir operasyonla yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Tunceli’de 25 Eylül 2012 tarihinde 6’sı asker, biri sivil olmak üzere 7 vatandaşın şehit olduğu bombalı saldırı ile Ağrı’nın Doğubeyazıt kırsalında 29 Ağustos 2020 tarihinde 2 askerin şehit olduğu saldırının failleri arasında yer alan terörist Atilla Çiçek’in Suriye ve İran’da, terörist Hüseyin Yıldırım’ın ise Suriye ve Irak’ta sözde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdikleri tespit edildi. İki terörist başlatılan teknik ve fiziki takip sonrasında MİT tarafından sınır ötesinde gerçekleştirilen operasyonla yakalanarak Türkiye’ye getirildi.
Afyonkarahisarlı şehit Jandarma Komando Çavuş Ramiz Demir’in babası İbrahim Demir, oğlunun şehit olduğu eylemin faillerinden PKK/KCK mensubu Atilla Çiçek ve örgütün sözde sorumlularından Hüseyin Yıldırım'ın yakalanmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Mutlaka yakalanacağını biliyordum. Geç da olsa Allah razı olsun yakalayan kolluk kuvvetlerimizden, hepsinin alnından öpüyorum. Yakalandıklarını duyduğumda hüzünlendim, sevindim. Yüreğimize bir nebze de su serpildi. Benim devletim çok güçlüdür. Bu teröristler yedi kat yerdin dibine girse yakalanacağından emindim ben. Geç oldu, ama umudumu hiçbir zaman yitirmedim. Hepsinin alnından teker teker öpüyorum. Bize bu mübarek günde hiç değilse bir nebze su serpti yüreğimize. Allah razı olsun, vatan sağ olsun” dedi.
Şehit annesi Neslihan Demir ise oğlunun şehit olmasının üstünden 10 yıl geçmesine rağmen hiç unutulmadığını kaydederek şunları söyledi:
“Bir yandan sevindik, bir yandan acımız tazelendi üzüldük. Devletimiz sağ olsun. Geç de olsa yakaladılar. İlk haberi aldığımızda başkanım telefon etti, eşim açtı zaten ben de dinledim; sevindim. Ondan sonra üzüldüm ağladım. Yakalandı diyerek sevindim yani. Oğlum tekrar aklıma geldi ve zaten hiç aklımdan çıkmıyor ki. İki gün kaldı yıldönümüne 10 sene oldu şehit olalı. 10 senedir her gün aklımızda, bir dakika, bir saniye aklımızdan çıkmıyor ki.”