Türkiye’nin yurtdışından temin ettiği yüksek teknolojiye sahip ürünlere yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten Kastamonu Üniversitesi, bu çerçevede “Teleskopik Kanada Sahip Dikey İniş-Kalkış Yapabilen İnsansız Hava Aracı (İHA)” üretti. Kastamonu Üniversitesi, Kastamonu Belediyesi ile Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası’nın da (KATSO) ortak olduğu Kastamonu Teknokent A.Ş. bünyesinde kurulan FPROTEC firması, teleskopik kanada sahip dikey iniş-kalkış yapabilen insansız hava aracı (İHA) üretebilmek için proje hazırladı. Hazırlanan proje KOSGEB Kastamonu İl Müdürlüğüne sunuldu.
Destek almaya hak kazanan proje için çalışmalar başlatıldı. Yaklaşık 2 yıldır süren çalışmalar neticesinde FPROTEC firması kurucusu ve Kastamonu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Uçak Bakım ve Onarım Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Öztürk Özdemir Kanat, öğrencileriyle birlikte “Turkuaz ER41” ismini verdikleri hem kanatları hem de motoru yer değiştirebilen İHA üretti. Aldıkları devlet desteğiyle yeni nesil teknoloji olan ve halen dünya üzerinde çalışmaları süren birden fazla dik iniş-kalkış yapabilen özelliğe de sahip olan İHA, düz uçuş yapabilmesi için de gerekli testlerine devam ediyor. Bu testlerin de yaklaşık 2 ay sonra tamamlanması bekleniyor.
“Hava aracımızı özgün olarak tasarlamaya çalıştık”
Kastamonu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Uçak Bakım ve Onarım Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Öztürk Özdemir, teleskopik kanada sahip dikey iniş-kalkış yapabilen insansız hava aracı hakkında bilgilendirmede bulunarak, “Akademik kariyerin, teoride öğrenilen bilgilerin pratiğe dökülmesi gerektiği amacını güderek devam ettik her zaman. Bu amaçla da lisansta öğrendiğimiz bilgileri sektörde biraz tecrübe ettik, onların üzerine koyarak da ekibimiz ve hocalarımızla birlikte, hep hayalimizde yer alan bir şey üretme noktasında, bu işe başlamış bulunuyoruz. İki senedir bu süreci devam ettiriyoruz, Temmuz-Ağustos itibariyle bu süreci tamamlayacağız. Benim kendi hayalim üretmek üzerine ve teoriyi pratiğe dönüştürmekti. Buradaki projemizde özgün olarak tasarlamaya çalıştığımız hava aracımızla beraber, bunu başardığımıza inanıyoruz.
Hayal ettik ve imkanlarımız doğrultusunda yapmaya çalıştık. 2020 Ocak ayında projemizi KOSGEB’e sunduk akabinde süreç devam etti. KOSGEB İl Müdürümüzün onayıyla Kastamonu Teknokent’e şirketimizi kurduk. Projeyi ekibimizle beraber bu noktaya kadar getirdik. Belirlenen takvimin önünde ilerledik, ürünümüzü düşündüğümüzden daha iyisini yaptık fakat bütçe konusunda planlamayı başardığımız söylenemez. Bilindiği üzere pandemi süreci herkesin kritik noktasıydı. Plan dahilinde bazı şeyleri yürütmemiz açıkçası zor oldu. Alacağımız ürünleri teminimiz çok zor oldu. Küresel pandemi ile birlikte dünyanın konjonktürü değişmesi ve alacağımız bazı parçaların yurtdışından yabancı para birimiyle alınması bizleri bu noktada belki de kısmen fiyat performansı açısından başarısız kılabilir ama proje olarak hedefimize çok yaklaşmış bulunuyoruz” dedi.
Hem kanatları hem de motoru yer değiştirebiliyor”
Uçağın kanadının bir ucundan diğer ucuna uzama kısalma yaptığına işaret eden Kanat, “Kanat mekanizması, ulusal patent başvurusu yapılmış ve değerlendirme süreci 1-1,5 yıldır devam ediyor. Simetrik olarak uçağın kanadının bir ucundan diğer ucuna değişme imkanı sunuyor, hem de asimetrik olarak uzama kısalma. İkisinin de farklı artıları söz konusu birincisi, simetrik uzama yaptığımızda hava aracının kritik değerlerinden olan maksimum ve minimum hızlarında bizlere esneklikler sunuyor. Mesela tamamen kapattığımızda maksimum çıkabileceğimiz yüksek hız artmış oluyor. Eğer ki daha düşük hızlarda uçmak istiyorsak planör gibi havada uçuşumuzu yapmak istiyorsak burada da tamamen kanatları açma komutunu kendimiz hava aracına gönderebiliyoruz. Bir de asimetrik kısmında kendisi karar vererek 5 santimetre çapında hava aracının dönüşüne göre bir taraf uzarken diğer taraf kısalabiliyor. Bu sayede hava aracı yatış hareketini kuyruk ile entegreli bir şekilde güvenlikli bir şekilde tamamlamış oluyor” diye konuştu.
“4 motorla birden fazla dikey iniş kalkışını aynı zamanda yapabiliyor”
Üzerinde bulundurduğu 4 motor ile birden fazla dikey iniş kalkış yapabildiğini belirten Kanat, “İkinci ayrıştığımız nokta ise motorlar, dik İHA olarak ifade edilen bir hava aracı bu. Buradaki nokta şudur, bunların piste ihtiyaç duymadan olduğu yerden kalkmasıdır. Geleceğin artık şekil değiştirebilen araçlarda olduğunu düşünürsek kanatları şekil değiştirmeye çok yakın bir hava aracı var, motorların şekilde değiştirmesini görebileceğimiz hava aracı var. 4 motorla dikey iniş kalkış operasyonunu aynı zamanda yapabiliyor.
İlerleyen süreçte, ön motorların yani ana taşıyıcı motorlar öne doğru rötar değiştirmesi ile beraber düz uçuşuna geçecektir. Düz uçuşa geçtikten sonra ön motorları tekrar şekil değiştirmesi sonucu bizim komutumuzla birlikte ya da görev atamasıyla dikey olarak olduğu yere inişini gerçekleştirebilecektir. Harici olarak, ön motorlar arka motorlardan daha kuvvetlidir, burada asimetrik bir yerleşim yapmak istedik. Bundaki amaç bize daha fazla hız esnekliği sağlaması. Umarız devam eden bu testleri de başarıya ulaştırırız, bu asimetrik yerleşimli motora sahip diğerlerinden ayrışan, kanat mekanizması diğerlerinden ayrışan özgün olarak programlanan, tasarlanan ve üretilen hava aracımız, bahsettiğimiz operasyonların çoğunu başarıyla tamamlamış ve sonuçlanmış olarak, ülkemize, şehrimize, üniversitemize lanse edebiliriz diye ümit ediyoruz. Bundan sonraki hedefimiz savunma sanayi de ki ülkemizin ileri gelen kuruluşlarına biz bu bilgilendirmeleri yapma ihtiyacı hissettik. Onlar tarafından da uygun görülürse, ülkenin çıkarları doğrultusunda kullanılması. Bu tür kritik hava araçlarının entegre edilebilmesine vesile olabilirsek, bu bizim için ayrı bir gurur kaynağı olacaktır” şeklinde konuştu.
“İHA’mıza TURKUAZ ER41 ismini verdik”
İHA’nın isim konusu üzerinde ortak bir çalışma yaptıklarını ve çok anlamlı bir isim bulduklarını söyleyen Kanat, şöyle konuştu:
“İsim olarak, Turkuaz ER41 düşünüldü, şahsi fikrimin yanı sıra, arkadaşlarımızın ve hocalarımızın görüşleri ile beraber düşünüldü. Turkuaz rengi, Türk rengi olduğu için tercih edildi. ER41 ise er kısmı erenden gelmektedir, 41 ise Ferhat Gedik komutanın üzerindeki kurşun adedi olarak, unutulmasın diye verilen bir isim. Bu tür hava araçlarının kullanım alanları artık, insansız sistemlere döndüğü için, gelecekte çok çeşitliliği göreceğiz. Bunlardan bir tanesi sınır güvenliği olacak, acil durumlarda AFAD tarafından kullanılabilir. Balıkçılık ve orman yangınları ile faaliyetleri olacak yani tamamen, otonom insansız bir sisteme doğru Dünya gitmekte. Biz de burada ülkemiz bir ivme yakalamışken bir katkıda bulunabilirsek artı olacaktır”
Kanat, ürettikleri İHA'nın üzerine 5-6 kilograma kadar her türlü aparatın takılabileceğini sözlerine ekledi.