Machu Picchu
Peru’nun ev sahipliği yaptığı And Dağları’nın zirvesinde asırlar önce kurulan ve Dünya’nın Yeni 7 Harikası’ndan biri olan gizemli antik İnka şehri Machu Picchu; büyüleyici manzarasıyla ziyaretçilerine rüya gibi bir seyahat deneyimi yaşatıyor. İnsanlığın en büyük mimari başarılarından biri olan Machu Picchu, deniz seviyesinden yaklaşık 2450 metre yükseklikte yer alıyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan bu büyüleyici şehir, piramitleri kıskandıracak görüntüsü ile İnkalar’ın ustalıkla şekil verip üst üst dizdiği büyük taş bloklarıyla ünlü.
Harç kullanılmadan yapılmış devasa duvarlardaki göz kamaştırıcı taş işçiliği İnkalar’ın mimarlık ve matematikte ulaştığı ileri seviyeyi de gözler önüne seriyor. Dağların zirvesinde saklı kalıp, günümüze kadar çok iyi korunarak gelmeyi başaran tarihin en gizemli yapılarından Machu Picchu’ya ulaşmak için Cusco’dan – Aquas Calentes’e kadar trene binmek veya yürümek gerekiyor.
Angkor Wat
Kamboçya’nın kendine has tılsımlı havasına daha da anlam katan Angkor Wat, Angkor Arkeoloji Parkı olarak bilinen bölgenin ödüllü tapınağı ve en önemli parçası. 12. Yüzyılda Kral II. Suryavarman için eşsiz bir Khmer başkenti olarak inşa edilen ve tarihte sanayi öncesi en büyük şehir olarak anılan Angkor Arkeoloji Parkı’nın tapınakları dünyanın 8. harikası olmaya aday. Angkor Wat’ın beş merkezi kulesi Hindu mitolojisine göre tanrıların mesken yeri olan Meru Dağı’nın zirvelerini sembolize ediyor. Kamboçyalıların hac noktası olan Angkor Wat hem mimari hem de spritüel açıdan oldukça etkileyici.
Petra
Ürdün Haşimi Krallığı’nın güneybatı köşesinde, engebeli çöl kanyonlarının ve dağlarının ortasında bulunan Petra; Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasında bulunan antik bir kent. ‘Raqmu’ veya kayaların renginden dolayı ‘Rose Şehri’ isimleriyle de anılan Petra yaklaşık 100 km’lik bir alan üzerinde kum taşından kaya bloklarına oyulmuş amfi tiyatro, mezarlar, rölyefler ve tapınaklardan oluşuyor. Yüzyıllar boyunca unutulan ve 19. yüzyılda İsviçre asıllı gezgin Johann Ludwig Burckhardt tarafından keşfedilen bu antik şehir, 2007 yılında Dünya’nın Yeni 7 Harikası Listesi’ne seçildi. Bu büyüleyici antik şehir dar bir kanyon içerisinde, kayaların oyulması sonucunda inşa edilen yapılarıyla adeta gerçeküstü bir deneyime sahip.
Bedevi müzikleri eşliğinde, geleneksel Bedevi nane çayı ikramıyla Petra ve Nebatiler hakkında detaylı bilgiler edineceğiniz Petra by Night‘a katılarak burayı bir de yıldızların altında görmelisiniz.
Stonehenge
M.Ö 2500 yılında inşa edildiği düşünülen Stonehenge, Londra’dan 1 buçuk saatlik bir tren yolculuğu uzaklığında bulunan Salisbury’de yer alıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu büyüleyici anıt, inşa edildikten sonra 500 yıl boyunca İngiltere’nin en büyük mezarlığı olarak kullanılmış. Stonehenge Anıtı’nın inşa edilme nedeni günümüzde dahi halen gizemini koruyor olsa da bazı arkeologlar İngilizlerin burayı dini törenler için inşa ettiğini düşünürken, bazıları da yapıların güneş ve ayın hareketlerini incelemek için kullanıldığını iddia etmektedir. Her iki durumda da Stonehenge’in megalitik yapıları bir mühendislik başarısı olarak görülmektedir.
The Parthenon
Klasik antik döneminin en büyük tapınağı olup, dünyanın en nadide manzarasına sahip olan Parthenon, Yunan Tanrıçası Athena’ya adanmış eski bir tapınak. M.Ö 447 yılları civarında inşa edilen ancak M.Ö 480 yılında Pers işgali sırasında kısmen tahrip edilen Parthenon, harabe durumda olmasına rağmen günümüzde halen Avrupa’nın en ünlü tapınaklarından biri olarak gösterilmektedir. Altın oranın ilk uygulamalarından biri olmasıyla da ayrı bir öneme sahip olan tapınağın genişliğinin yüksekliğine oranı da bunu kanıtlar nitelikte.
Çin Seddi
2000 yılı aşkın tarihi olan, Kuzey Çin’in büyük bölümü boyunca uzanan Çin Seddi hiç kuşkusuz dünyanın en çok ilgi gören harikalarından biri. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne ve Dünya’nın 7 Harikası’na adını yazdıran Çin Seddi; 4 – 6 metrelik yüksekliği, 7 metrelik taban kalınlığı ve 6 metrelik üst kalınlığı ile dünyanın en uzun savunma duvarı olarak biliniyor. Duvarın tamamını görmek için yaklaşık 177 gün aralıksız yürümek gerekiyor.
Tac Mahal
“Aşk uğruna yapılmış bir yapı dünya çapında ne kadar ilgi görebilir” sorusuna verilebilecek en güzel cevap şüphesiz Tac Mahal olsa gerek. Babür İmparatorluğu’nun 5. hükümdarı Şah Cihan’ın genç yaşta doğum sırasında hayatını kaybeden eşi için Agra’da yaptırdığı devasa bir beyaz mermer anıt mezar olan Tac Mahal aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan İslam türbe mimarisinin de en önemli eserlerinden biri.
Paskalya Adası
Şili kıyılarından 2200 mil uzakta bulunan, Paskalya Adası olarak da geçen Easter Island, Pasifik Okyanusu’nda yer alan Şili’ye bağlı bir ada. 1995 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeye hak kazanan bu güzel ada; yerli Polinezyalı sakinlerin atalarını temsil etmek için 10. ve 16. yüzyıllar arasında yarattığı yaklaşık 1000 mamut heykeli ile ünlü. Adada Rapa Nui halkından miras kalan 887 Moai anıtsal insan heykeli yer alıyor. Adanın bugünkü ismini ticari amaçla yola çıktığı gemisiyle 1722 yılında Paskalya bayramı arifesinde geçen Jakop Roggeveen’in karaya çıkmasından dolayı aldığı biliniyor.
Giza Piramitleri
Dünya’daki en büyük ve en eski anıt mezarların bulunduğu Mısır Piramitleri’nin en büyüğü Keops Piramidi olan Giza Piramitleri; Kefren ve Mikerinos Piramitleri ile birlikte toplamda 3 görkemli yapıdan oluşuyor. Firavunların mumyasının bulunduğu piramitler; birbirinden değerli sanat eserlerinin yanı sıra kraliçe, kral ve prenslerin heykellerini barındırıyor.
Chichén Itzá
Meksika’nın çekim merkezi Cancun’a 2 saat uzaklıkta yer alan antik Maya şehri Chichén Itzá, Dünya’nın Yeni 7 Harikası’ndan biri. Meksika’nın Yucatan Yarımadası’ndaki Kolomb öncesi kalıntılardan oluşan bir kompleks olan Chichén Itzá, M.S 400’den 1400’lere kadar en büyük Maya şehirlerinden biri olmuş. Chichén Itzá’nın en ünlü yapıları arasında Büyük Balo Mahkemesi, Savaşçılar Tapınağı ve en güzel UNESCO Dünya Mirası alanlarından birinin üzerinde yükselen basamaklı bir piramit olan El Castillo bulunuyor.
Kaynak: julesverne.com