İlişkinizde açılmakta zorlanıyor musunuz? Duygularınızı ifade etmek sizi sık sık kaybolmuş ve hayal kırıklığına uğramış hissettiriyor mu?
Bir terapiste göre, birlikte çalıştığı erkeklerin yaklaşık %60'ı bu kişilik tipiyle mücadele ediyor.
YourTango'ya konuşan klinik psikolog Dr. Angelica Shiels, 'Kaçıngan Tip' olarak bilinen bu tipin genellikle erkeklerde görüldüğüne dikkat çekiyor.
Shiels'in erkek danışanlarının %60'ı bir nedenden ötürü bu özel tipe giriyor.
Başlangıç olarak, kaçınmacı bağlanma biyolojik faktörlerden büyük ölçüde etkilenir. DEHB, otizm veya işitsel işleme sorunları olanların bu bağlanma stilini geliştirmesi muhtemel olarak değerlendiriliyor.
Bu bağlanma tarzı, çocukken çok ağlamış olabilecek küçük erkek çocuklarda da gelişiyor. Hassasiyetleri duygusal olarak kafalarının karışmasına neden olan bu çocukların bir süre sonra tek istedikleri insanları memnun etmek oluyor.
Ancak bu tehlikeli bir durumdur, zira hayatta mutlu olmak için bazen bencil olmak gerekir. Ve ne yazık ki, bu çocuklara arzularını başkalarının beklentileriyle dengelemeleri asla öğretilmiyor.
Aksine, sırtları sıvazlanıyor ve özverili iyi bir çocuk oldukları için övülüyorlar.
Eğer olumsuz bir ortamda büyürlerse bu durum mizaçlarını daha da kötüleştirir. Sürekli eleştirildiklerinden, öfke ve sinirlilikle karşılık vermeye başlarlar. Shiels, "Bu erkeklerin verdiği tepkiler nedeniyle insanlar onlara uyum sağlamayı bırakıyor," diyor.
Kaçıngan Başlanma Tipine sahip erkekler ilişkide nasıl davranıyor?
Kaçınmacı bağlanma stilinin temel belirtileri vardır:
Eğer kaçınarak bağlanan bir kişinin partneriyseniz, onunla bağ kurmanın ne kadar zor olabileceğini bilirsiniz. Tekrar tekrar bir tuğla duvara çarpıyor gibi hissedebilirsiniz. Aşkınıza karşı sabırlı olun.
Partnerinizin size güvenmediği için kendini tuttuğunu düşünebilirsiniz, ancak bunun sizinle ilgili olmadığını anlamak çok önemlidir. Bunlar, ilişkiniz başlamadan çok önce var olan derin kalıplardır.
Kaçıngan bir partnerle bağlantınızı artırmanın yollarını öğrenmek için ilişki uzmanları şu yolları öneriyor:
Sabırlı olun.
Güvenli bir atmosfer yaratın.
Kültürel farklılıklara saygı gösterin.
'İhtiyaçlara' nasıl baktıklarını anlamaya çalışın.
Davranışlarını kontrol etmekten kaçının.
Mümkünse yalnız zaman geçirmelerini sağlayın.
Onların alanlarını bölmemeye çalışın.