Kulağa kan dondurucu gelen 'işkence', geçmiş dönemlerde neredeyse tüm dünyada uygulanan ve o zamanın şartlarına göre 'sıradan' kabul edilen bir yöntemdi.
Ancak Avrupa devletlerinden farklı olarak, Osmanlı'da işkence belirli yasalara bağlanmıştı.
İşte Osmanlı'dan kan donduran 5 işkence yöntemi...
1. YAĞLI KEMENTLE BOĞMA
Yağlı kement yöntemi, suçlu eğer hanedan üyesi ise, 'hanedan mensubunun kanı yere değmemesi gerektiğinden' yay kirişi ile boğulması şeklinde uygulanırdı.
Siyasi suçlular ise, yağlı kementle boğulurlar ve kesilen başları mezar taşlarının üzerine yerleştirilirdi.
2. KAZIĞA OTURTMA
Devlete isyan edenlere veya korsanlara uygulanan kazığa oturtma yöntemi, en acı verici işkence yöntemlerinden biriydi. Suçlu önce çırılçıplak soyulur, sonra elleri ve ayakları sıkıca bağlanırdı. Daha sonra bir insan bileği kalınlığındaki kazığa oturtulan suçlu, omuzlarına bir çift yağ mumu dikilerek halka teşhir edilirdi.
3. KALEBENT
Kelime anlamı 'kaleye bağlanmış kişi' olan kalebent cezasında, suçlu uzak bir kaleye hapsedilirdi. Ceza süresi "ıslah olana kadar" olan kalebentlik, günümüzdeki müebbet hapis cezasına benzerdi.
4. ERİMİŞ KURŞUN DÖKMEK
Savaş zamanlarında özellikle casuslara uygulanan bir işkence yöntemi olan erimiş kurşun, suçlunun kulağından veya ağzından sokulan bir huniden erimiş kurşun akıtılarak uygulanırdı. Suçlu kişinin iç organları, erimiş kurşunun etkisiyle çok geçmeden parçalanırdı.
5. SANDALIN ARASINDA BEKLETME
Sandal işkencesinde, mahkum aynı ölçü ve biçimde iki sandalın arasına başı ve ayakları yanlardan çıkacak biçimde yatırılırdı. Bal ve süt karıştırılıp mahkumun yüzüne sıvanır, güneş altında bekleyen ve böceklerin saldırısına uğrayan mahkum aklını kaybederdi.