CALİGULA
Roma'nın en gaddar krallarından birisi olarak bilinen Caligula, aşırı savurganlığı, tuhaflığı, ahlaksızlığı ve acımasızlığı ile tanınır. Caligula başta Roma halkı tarafından çok seviliyordu hatta "bebeğimiz, "yıldızımız" selamları arasında Roma'ya girdi. İlk zamanlar cömert ruhlu olan Caligula, halkın gözüne girmeyi başarmış bir kraldı.
İlerleyen zamanlarda Caligula, 37 yaşında Ekim ayında ciddi biçimde hastalandı. Cassius Dio bir hastalık geçirdiği tarihçiler tarafından bahsedilse bile, çok sık banyo yapıyor, çok içiyor ve cinsel ilişkiye girmesi nedeniyle virüs kaptığı da kaynaklarda geçer.
Fiziksel hastalığı ile akıl sağlığını da yitiren Caligula, şehvet canavarı ve şeytani bir zalime dönüştü. Caligula bir olayda senato tarafından küçük düşürülünce de tamamen değişir.
Aşırı zalim, üç kız kardeşi ile cinsel ilişkiye giren ve senato üyelerinin eşlerine yüksek teklifler yaparak yine ilişkiye giren bir insana dönüştü. Sarayda bir genelev açan Caligula, sosyal etkinlikler sırasında Senato üyelerinin eşleri ve kocaları ile birliktelik yaşamış ve bunları dile getirmiştir. Caligula 41 yaşında kendi muhafızları tarafından öldürüldü.
MASUMLARIN KATİLİ - KRAL HEROD
Roma İmparatorluğu'nda İsa'nın doğumundan önce Beytüllahim "Bethelem" şehrinde, Yahudilerin çoğunlukta olduğu Judea bölgesinde Kral Herod hükümdarlığı devam ettiriyordu. Kral Herod, Beytüllahim'de "Yahudilerin Kralı" olacak ve onu tahttan indirecek bir Mesih'in doğduğunu Üç Bilge tarafından öğrenir. Bunun üzerine Kral Herod, Beytülhallim ve çevresinde yakın zamanda doğmuş tüm bebeklerin öldürülmesini emreder.
Amacı yeni doğmuş Mesih'i ortadan kaldırmak ve tahtını korumaktır. Bu emir üzerine Beytüllahim ve çevresindeki tüm bebekler ve katliama direnen her insan kılıçtan geçirildi. Tam o dönemde Meryem oğlu İsa ve eşi Yusuf ile Mısır'a doğru yola çıkmıştır ve dolayısıyla Hz. İsa bu katliamdan kurtulmuştur. Peter Paul Rubens bu katliamı eserinde yansıtmıştır. İlk eserini 1611 - 1612'de yapan Rubens, ikinci eserini 1636 - 1638 yıllarında tamamladı.
VLAD DRACULA (III. VLAD)
III. Vlad, Kazıklı Voyvoda olarak tanınır bir diğer lakabı ise Vlad Dracula'dır. Eflak Voyvodası ve Rumen komutan lideri olan III. Vlad, özellikle Osmanlı ve Bulgar topraklarındaki Türk askerlerini düşman olarak görmüştür.
III. Vlad'ın bu kadar zalim olarak bilinmesi ise düşmalarını kazığa oturtmasıdır. Kendi yönetimini eleştiren pek çok kişiyi kazığa oturtan Vlad Dracula, kurbanlarının vücutlarını parçalayarak işkence eden ve hatta bazı rivayetlere göre kanını içen biriydi. Drakula romanı da kendisinden esinlenerek yazılmıştır.
III. Vlad Aralk 1476 ve Ocak 1477 arasında süren savaşlarda 200 Rumen askeri ile yakalandı Osmanlı ordusu tarafından kılıçla başı gövdesinden ayrılarak idam edildi.
VI. CHARLES
21 yaşında VI. Charles Fransa yönetimini eline aldı. Başlarda normal bir şekilde Fransa'yı yöneten VI. Charles, Ağustos 1392'de ordunun başında Paris'ten Brentonya'ya giderken delirme belirtileri göstermeye başladı. Etrafında bulunan şövalye ve asillere kılıcı ile saldırdı.
Kralın kardeşi olan I. Louis kardeşinin delice saldırısından zar zor kurtulmuştur. Fakat VI. Charles saldırısında dört şövalyenin ölümüne neden oldu.
Dönem dönem delilik nöbetleri tutan VI. Charles, kendi kendisine söyleniyor ve kemiklerinin camdan yapılmış olduğunu kırılabileceğini ifade ediyordu. Birkaç nöbetinde karısı ve çocuklarını tanımamış, 29 Ocak 1393'de düzenlenen Hotel Saint-Pol'da Bal de Ardent (Yananlar Balosu) adlı maskeli baloda birçok kişinin yanmasına hatta ölmesine neden oldu. Tarihçiler VI. Charles'ın bipolar bozukluk yaşadığını tespit etti.
KORKUNÇ IVAN (ÇAR IV. IVAN)
Ivan Vasiliyeviç, 16 yaşında tahta çıktı, tarihçiler 'Korkunç Ivan'ın hayatı boyunca sürekli korkunç anılmadığını ifade ederler. Ivan bir süre sonra çoçukken nefret ettiği tüm boyları, yüksek kilise yetkililerini öldürttü.
Her türlü zulümü uygulamaya başladı kadınları ve çocukları bile öldürttü. Hatta İvan'ın birçoğu zehirlenmiş veya manastırlara gönderilmiş yedi karısı vardı.
Ivan'ın akıl sağlığı yerinde değildi, eylemleri giderek şiddetlendi. Her yerde hain insan görüyordu. Oğluyla arası iyi değildi, her ne kadar sağdık olduğunu kanıtalama çalışsa bile Ivan inanmıyordu.
Oğulunun ölümünden bir gün önce Çar Ivan, hamile gelini Yelena'nın odasına habersiz girmiş ve üstü uygun olmadığı için dövmüş Yelena'da düşük yapmıştır. Oğlu bu durumu duyunca babasına karşı çok sinirlenmiş ve çıkışmıştır. Ertesi gün oğlu aynı konuyla ilgili babasına çıkışmış, Çar Ivan ise o günlerin gündeminde olan Livonya Savaşı'yla ilgili oğlunu suçlamış ve başına asası ile vurmuştur. Çar Ivan büyük pişmanlık duymuş "Kahrolayım, oğlumu öldürdüm! Oğlumu öldürdüm!" diye bağırmıştır. Oğlu ise bir an için ayılarak "Sadık bir oğul ve sade bir kul olarak ölüyorum" demiştir. Çar IV. Ivan bu olay üzerine Korkunç Ivan olarak anılmaya başlanmıştır.
Ilya Repin'in "Korkunç Ivan Oğlunu Öldürüyor" tablosu bu olayı anlatmak için yapılmıştır.