HABER: NİDA İŞBAŞ
Son dönemlerde Avrupa’da hızla yayılmaya başlayan, 'maymun çiçeği virüsü' hastalığı olarak bilinen Monkeypox, Kovid-19 pandemisinin etkileri henüz atlatılmamışken yeni bir endişe kaynağı oldu. Afrika dışında nadir görülen maymun çiçeği virüsü, her geçen gün daha fazla ülkeye yayılarak dünyanın sağlık gündeminin ana konusu haline geldi. Uzun aradan sonra ilk kez 6 Mayıs’ta İngiltere’de görülen virüs, son 2 haftada 16 ülkeye yayıldı. Avrupa Birliği'nin (AB) 27 üye ülkesinin, vakalara karşı aşı ve antiviral satın alma kararı aldığı açıklandı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 27 Mart’ta yaptığı toplantıda açıklanan son verilerle, dünya genelinde 20’den fazla ülkede 300’den fazla vaka görüldüğü bildirildi. DSÖ yetkilileri toplantıda, ülkelerin Monkeypox'un yayılmasını engellemek ve aşı stoklarıyla ilgili verileri paylaşmak için hızlı adımlar atması gerektiğini aktardı.
Peki maymun çiçeği virüsü nedir? Yeni bir pandemi olma ihtimali var mı? Bu durumda aşının önemi nedir? Medikritik.com Genel Yayın Yönetmeni Dr. Eren Öztürk, Monkeypox hakkında telaşa sebep olan tüm bu soruları Aydınlık Avrupa’ya cevapladı.
- Bir dönem salgına dönüşen ve aşılanma sonucu biten çiçek hastalığının alt varyantı olarak tanımlanan maymun çiçeği virüsü nedir? Belirtileri ve bulguları nelerdir?
Maymun çiçeği virüsü, ilk olarak 1958'de laboratuvar maymun kolonilerinde çiçek benzeri bir hastalık salgınının ortaya çıkmasıyla keşfedilmiştir, bu nedenle “maymun çiçeği” adı verilmiştir. Maymun çiçeği virüsü vakası insanda ilk olarak 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde görülmüştür. Söz konusu tarihten itibaren diğer Orta ve Batı Afrika ülkelerindeki insanlarda maymun çiçeği virüsü vakası bildirilmiştir. Maymun çiçeği virüsünün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı genetik grubu vardır. İnsanlarda görülen Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetlidir ve daha yüksek ölüm oranına sahiptir.
Ancak Afrika ülkelerinde genel sağlık hizmeti zayıf olduğu için %1-11 arasında ölüm bildirilmiştir. 2003 yılında Amerika’da aynı virüsün neden olduğu salgında hiçbir ölüm bildirilmemiştir. Daha sağlıklı hasta popülasyonu, destekleyici tıbbi bakımın daha fazla olması gibi etkenler bu virüsün ölüm oranını düşürmüş diyebiliriz.
Ateş, baş ağrısı, deri döküntüsü, lenfadenopati başlıca bulgular arasındadır. Monkeypox genellikle 2 ila 4 hafta süren semptomları olan kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Şiddetli vakalar çocuklar arasında daha sık görülür. Maymun çiçeği virüsü vaka ölüm oranı genel popülasyonda %0 ile %11 arasında değişmektedir ve küçük çocuklar arasında daha yüksektir.
PANDEMİ OLMASI BEKLENMİYOR
- Avrupa ülkelerine nasıl yayıldı? Bu hastalığın daha fazla yayılma ihtimali ve pandemiye dönüşmesi mümkün mü? Yaygınlaşmasının tehlikesi nedir?
Maymun çiçeği virüsünün Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden yayıldığı tahmin ediliyor. Yapılan analizler de bu sonucu doğruluyor. Avrupa ve Amerika’daki vakalarda seyahat öyküsü ağırlıktaydı. Ancak şimdi daha fazla bir yayılım söz konusu.
Virüs insanlara çoğunlukla kemirgenler ve primatlar gibi vahşi hayvanlardan bulaşır, ancak insandan insana bulaşma da gerçekleşebilir. Monkeypox virüsü bir kişiden diğerine lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları ve yatak örtüsü gibi kontamine materyallerle temas yoluyla bulaşır. Yetersiz pişmiş et ve enfekte hayvanların diğer hayvansal ürünlerini yemek olası bir risk faktörüdür. Anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir.
Koronavirüs pandemisini dünya yeni atlatmışken yeni pandemi korkusu hala sürüyor. Dolayısıyla ortaya çıkan hastalıklara “acaba yeni bir pandemi olur mu?” şeklinde yaklaşılıyor. Maymun çiçeği vakalarının yeni bir pandemi olması elimizdeki verilerle mümkün görünmüyor. Avrupa’da ortaya çıkan vakaların çoğunluğunun Nijerya, Kongo gibi bu hastalığın görüldüğü yerlere seyahat öyküsü mevcut. Aynı zamanda uzun süre yakın temas ile bulaşıyor. Bir de maymun çiçeği virüsü DNA virüsü olduğu için RNA virüsü olan Kovid-19’a göre mutasyon oranı daha düşük. Maymun çiçeği hastalığının pandemi değil ancak endemi (bölgesel salgın) olma ihtimaline karşın yetkililer alarma geçmiş durumda.
TÜRKİYE’DE HASTALIK KONTROL VE İZLEME MERKEZİ KURULMALI
- Tedavi yöntemlerini ya da bu hastalıktan nasıl ve ne yaparak korunabileceğimizi, kamu kurumlarının yapması gerekenleri anlatır mısınız?
Hastalığın kesin bir tedavi yöntemi yok. Ancak bazı ilaçlar hastalığın tedavisinde kullanılarak semptomları hafifletilebiliyor. Örneğin Tekovirimat isimli ilaç, hayvan ve insan çalışmalarından sonra 2022’de Avrupa İlaç Ajansı (EMA-European Medicine Agency) ve ABD FDA tarafından onaylanmıştır ancak dünyada yaygın olarak bulunmamaktadır.
Avrupa ve Amerika’nın Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) var. Türkiye’nin de benzer bir kurum kurması ve olası vakaları izlemesi, strateji geliştirmesi gerekiyor. Bu amaçla Türk Veteriner Hekimler Derneği’nin doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi (HAKİM) kurulması önerisini destekliyorum.
ŞİMDİ DÜNYAYA AŞI İHRAÇ EDİYOR OLABİLİRDİK
- Halihazırda bulunan çiçek aşısının önemi bu virüsle tekrar gündeme geldi. Bu durumda aşılanmanın önemi nedir?
Halihazırda bu aşıyı olan 40 yaş ve üzeri vatandaşlarımız daha avantajlı. Çiçek hastalığı eradike edildiğinde aşılama bitirildi dolayısıyla gençler aşısız ve hastalığı daha ağır geçiriyor. Ancak bu hastalık için geniş bir aşılama çalışması yapılması uygun görülmüyor. Daha çok virüsle ilgili çalışma yapan laboratuvar çalışanları, risk altındaki sağlık çalışanları ve riskli bölgedeki askerler için aşı düşünülüyor.
ABD ve bazı ülkeler şimdiden aşı stoğuna başlamış durumda.
Geçmişte de Türkiye, Irak Savaşı’nda Dünya Sağlık Örgütü’nden, çiçek virüsü biyolojik silah olarak kullanır kaygısıyla, riski olan kişilere vurmak üzere on bin çiçek aşısı istemişti.
ABD’de maymun çiçeği hastalığı için kullanılmak üzere 2019 yılında FDA tarafından onaylanmış JYNNEOSTM (Imvamune ve Imvanex adları ile de bilinmektedir) isimli aşı bulunmaktadır. Bu zayıflatılmış aşı, çiçek ve maymun çiçeğine karşı etkili olup içinde Modifiye Vaccinia Virus Ankara suşu bulunmaktadır. Bu suş, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı Laboratuvarlarında, büyük olasılıkla at çiçeği virüsünün seri pasajlarıyla çiçek aşısı suşu olarak geliştirilmiş Vaccinia Ankara suşunun, daha sonra Münih Üniversitesi’ndeki araştırıcılar tarafından daha güvenilir bir aşı sağlamak amacıyla tavuk fibroblast doku kültürlerinde yeniden seri pasajlanmasıyla elde edilmiştir.
Virüsün Ankara suşunu (alt türü) biz buluyoruz, isim veriyoruz. O suş ile başka ülkeler aşı yapıyor ve şu an dünyaya satıyor. Türkiye, aşı üretim birikimine sahip çıksaydı, şu anda dünyaya aşı ihraç ediyor olabilirdik.
UZUN BİR SÜRE DEVAM EDECEK
- Kovid-19 sonrası en ufak hastalıkların salgına dönüşme tehdidi insanlarda kaygıya yol açıyor. Bu endişeler haklı endişeler mi yoksa bu kaygıların topluma olumsuz etkileri olur mu? Toplum üzerindeki sosyolojik ve psikolojik etkileri nelerdir?
Her yeni duyulan hastalıkta pandemi endişesi gereğinden fazla bir strese sebep olarak bağışıklık sistemini zayıflatır. Aynı zamanda toplumun psikolojisini de olumsuz yönde etkiler. Maymun çiçeği virüsü mutasyona uğramış değil, eski virüsün farklı bölgede yayılması sonucu vakalar artmış durumda.
Salgınlar, insanlık tarihi kadar eskidir. Koronavirüs pandemisiyle birlikte virüsler kendini tekrar hatırlattılar, salgınlar uzun bir süre de hayatımızdan çıkacak gibi durmuyor. Bu haberlerin stres seviyenizi artırmasına izin vermeyin.
NEDEN ŞİMDİ?
- Neden şimdi tekrar vakalar çıkmaya başladı?
Vakalardaki artışlarının olası sebebi Kovid-19 alttiplerinin bağışıklık sisteminde meydana getirdiği değişiklikler ve farklı viral hastalıklara yatkınlığı artırması olabilir.
Aynı zamanda pandemiyle birlikte kısıtlanan seyahatlerin şimdi tekrardan açılmasıyla ülkeler arası sirkülasyonun viral hastalıkların bulaşmasını arttırdığı düşünülebilir.