Fosil yakıt kullanımı, küresel ısınmaya neden olan sera gazı salımının artmasındaki en önemli faktörlerden biri olarak gösteriliyor. ABD Çevre Koruma Kurumuna (EPA) göre ortalama bir binek araç, atmosfere yılda yaklaşık 4,6 ton karbondioksit salıyor. Bu salımı azaltma noktasında fosil yakıtla çalışan araçlar yerine elektrikli araçlara yönelmek büyük önem taşıyor.
Elektrikli araçlar, şarj edilebilen bataryalarıyla hem doğal kaynakları tüketmiyor hem de atmosfere zararlı gaz salımında bulunmuyor. Bu nedenle çevre ve hava kirliliğinin azaltılması adına tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de elektrikli araçlara ilgi giderek artıyor. Lojistik faaliyetleri, ulaşım kaynaklı karbon emisyonunda önemli bir pay tutarken bu alanda faaliyet gösteren kurumlardan PTT, filosuna kattığı elektrikli araçlarla dikkati çekiyor.
9 Ekim Dünya Posta Günü dolayısıyla kurumun çevre odaklı çalışmaları hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, karbon salımını azaltma hedefleri doğrultusunda elektrik, su, doğal gaz, fosil yakıt ve katı yakıt kullanımında çok ciddi azaltmalara gittiklerini belirtti. Gülten, şöyle devam etti:
"Bunun yanında paketleme ürünlerimizin neredeyse tamamı geri dönüştürülebilir malzemelerden üretiliyor. Aynı zamanda posta teşkilatı olarak devletimizin iletişim ağı anlamında da bir görevimiz var. Evrakın bir yerden bir yere taşınması bizim görevimiz. Burada çok ciddi bir evrak hareketi vardı. Ulusal elektronik tebligat sistemini kurduk. Böylece tebligatların kağıtlar üzerinden değil elektronik ortamdan gitmesini sağlayarak çok ciddi bir fayda sağladığımızı düşünüyorum."
Kurumun araç filosunu elektrikli araçlara dönüştürmenin, karbon salımını azaltma hedefli çalışmalardan biri olduğunu dile getiren Gülten, "Elektrikli araçların, maliyeti 8 kata kadar indirdiğini görüyoruz çünkü bunların bakım maliyetleri fosil yakıtlı araçlara göre çok daha az. Aynı zamanda yakıt maliyetleri de elektrik kullandığımız için çok azalıyor." dedi.
Elektrikli araç filolarının iki tekerlekli motosiklet, üç tekerlekli triportör ve dört tekerlekli araçlardan oluştuğu bilgisini paylaşan Gülten, bu araçların kullanım alanlarının, bulundukları bölgelerin şartlarına göre değiştiğini, örneğin küçük bir araç olması sayesinde skuterin, hem park etme konusunda hem de yoğun trafikte kolaylık sağladığını aktardı.
8 saatte şarj olan, saatte 20-25 kilometre hızla gidebilen elektrikli skuterlerin sayısını 500’e çıkardıklarını vurgulayan Gülten, "İstanbul'da 150, Ankara'da 100 ve Adana, Antalya, Kayseri, Konya, Kocaeli, İzmir gibi büyükşehirlerimizin hepsinde en az 30'ar aracımız bulunuyor. Bu tabii sadece büyükşehirlerle sınırlı kalmayacak, bunu yaya dağıtıcılarımızın olduğu birçok şehirde yaygınlaştırmayı düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
"PTT olarak elektrikli araç ağımızı dünya ile birlikte biz de geliştirmek istiyoruz. 2030 yılına kadar araç filomuzun yüzde 80’ini elektrikli araca dönüştürmek istiyoruz." diyen Gülten, elektrikli araçların henüz dünya genelinde yeterince yaygınlaşmamış olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Şu anda deneme amaçlı kullandığımız elektrikli araçlar toplamda 285 bin kilometreyi devirdiler, dolayısıyla bundan sonra daha da yaygınlaşacaklarını bekliyoruz. Bu bir altyapı meselesi, teknolojinin gelişmesi meselesi. Fosil yakıtlı araçlarla nerede, nasıl dağıtım yapacağımızı çok iyi biliyoruz ama elektrikli araçlarla bunu öğrendik, öğrenmeye çalışıyoruz. Daha da geliştireceğiz inşallah."
Elektrik üretiminin doğal bir üretimle mi yoksa fosil yakıt kullanılarak mı yapıldığının kendileri için çok önemli olduğunu kaydeden Gülten, "Ülkemizde de bu anlamda bir değişim, dönüşüm var. Çevreci elektrik üretimine geçiyoruz. Elektrikli araçlarımızı şarj ederken de dünyaya daha az zarar vermek istiyoruz." diye konuştu.
PTT'nin 1840 yılında, yani Dünya Posta Birliği'nden daha önce kurulmuş bir posta teşkilatı olduğunu ve bu birliğin kurucu üyeleri arasında yer aldığını hatırlatan Gülten, şunları kaydetti:
"Dünya Posta Birliğinin ilk anlaşmasının yapıldığı gün 9 Ekim 1874. Biz de 9 Ekim'i Dünya Posta Günü olarak kutluyoruz. Dünya Posta Birliğinin son dönem başkanlığını biz yaptık Türkiye olarak. Başarılı bir dönem geçirdik çok şükür. İçerisinde bulunduğumuz bina da zaten bizim hem posta birliği ve posta teşkilatları içerisindeki tarihimizi anlatan bir bina. Dünyada örneği çok az bulunan, posta işi için özellikle kurulmuş binalar çok az ve bunlar da tarihi miras olarak birçok ülkede saklanıyor. Bizim de Sirkeci postanemiz bu anlamda hem tarihimizi ifade ediyor hem de uluslararası bir kuruluş olan Dünya Posta Birliği içindeki değerli yerimizi anlatıyor."