Hürriyet Kahramanı Resneli Niyazi Bey, 1897 Türk-Yunan Savaşı’ndaki başarıları ile tanınmış bir askerdi. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne katılarak cemiyetin ileri gelenleri arasına girdi.
3 Temmuz 1908 Cuma günü, emrindeki askerlerle Makedonya dağlarına çıkarak II. Meşrutiyet’in ilanına yol açan ayaklanmanın lideri oldu. Meşrutiyet’in ilanından sonra döndüğü Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak karşılandı.
1873 yılında bugün Makedonya sınırları içerisinde kalan Manastır yakınlarındaki Resne kasabasında doğdu. Bu nedenle Resneli Niyazi Bey olarak anılır.
Makedonya’ya bağımsızlık verilmesini önlemek ve Sultan Abdülhamid’e meşrutiyeti zorla kabul ettirmek üzere İttihat ve Terakkî gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda bir isyan başlatarak 3 Temmuz 1908 Cuma günü emrinde topladığı 150 kadar asker ve gönüllü ile Ohri yakınındaki dağa çıktı. Bu olay, İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesine öncülük etti.
Resneli Niyazi'nin ölümü de hayatı gibi ilginçtir ve tartışma konusu olmuştur.
Bazı iddialara göre Niyazi Bey, 1913 Nisanında Arnavutluk'un Avlonya limanında İstanbul vapurunu beklerken 7-8 kişilik düzmece bir grubun, düzmece kavgasının ortasında kalan Resneli Niyâzi, kavgayı ayırmak isterken kim vurduya gider. Hatta "Ne şehit ne gazi, bir hiç uğruna gitti Niyazi" özdeyişinin de bu olaydan sonra çıktığı söylenir.
Ancak bazılarına göre de bu kavga bir bir kumpastır. Balkan komitacılar bu kumpası kurarak Resneli Niyazi'yi sırtından vurarak öldürmüştür.
Attila İlhan, "Kim kaldı" şiirinde İttihatçıları şöyle anlatmıştır:
"Laternalar sustu
sürahiler tenha
tek kibrit çakılmıyor
kim kaldı ittihat ve terakki’den
o jöntürkler ki - ‘hariçten evrak-ı muzırra celbederlerdi’
o fedailer ki barut öksürürler
sakal tıraşları mavi
kırmızı bıyıkları biber"
Resneli Niyazi ile ilgili ilginç bilgilerden birisi de 1908 Devrimi öncesinde emrindeki askerlerle birlikte dağa çıktığında bir geyiği evcilleştirmesi ve o geyikle birlikte dağlarda gezmesidir.
Niyazi Bey, kendisine alıştırdığı geyiğe "Rehber-i Hürriyet" adını vermiştir. Resneli'nin geyiği bir anda Hürriyet Devrimi'nin sembolü olur. Niyazi Bey'in geyiğiyle çektirdiği fotoğraflar devrimden sonra kapış kapış satılır.
Selânik'e giden Niyâzi, geyiğiyle birlikte kahraman gibi karşılanır. "Şu geyik bile hürriyetin kıymetini anladı" diyerek muhâliflere lâf atarlar.
Daha sonra İstanbul'a Niyâzi ile birlikte gelen geyik, Gülhâne Parkı'nda ziyâretçilerini ağırlar. Gazetelerde "Şehrimizi şereflendirdi" manşetleri ile birlikte geyiğin resimleri boy gösterir.
Geyik o kadar ilgi çeker ki; Veliaht Reşad Efendi dahi görmek istemiştir. O sene doğan oğlan çocuklarına umûmiyetle Enver ve Niyazi ismi konur, kızlara ise Meral (geyik).