Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, depremde Hatay'da yıkılan Rönesans Rezidans'ta yaptıkları incelemeler ilişkin, “Hatay’da gördüğümüz Rönesans binasında bodrum ve üstteki 1 ile 2 katın hiç hasar almadığını, ama yetersiz bindirme boylarından dolayı, üst katların arkaya doğru devrildiğini gördük” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 11 ilde yıkıma neden olan depremler sonrası bölgeye gidip inceleme yapan KTÜ Yapı İşleri Daire Başkanlığı'ndan bilim insanları, sahadaki gözlem ve tespitlerini rapora dönüştürdü. Ekipte bulunan KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık ile KTÜ Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, Hamazizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Kahramanmaraş Depremleri ve Trabzon İçin Deprem Riski ve Alınması Gereken Önlemler’ konulu konferansta konuştu.
'KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ ÖNCESİ VE SONRASI' DİYE İKİYE AYRILACAK'
Konferansın açılış konuşmasını yapan KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, deprem sonrasında oluşan can kayıplarında her kesimden insanın sorumlu olduğunu kaydederek, “Burada sadece müteahhidin değil, onu yapan işçinin, belediye görevlilerinin, siyasetçilerin, yapı kontrolünden sorumlu kişilerin, satın alanların dahi sorumluluğu var. Bizler ev aldığımızda dışına bakarız, mermere bakarız. Herhalde artık bundan sonra temelden karot alacak, dayanıklılığına bakacak. Türkiye artık Kahramanmaraş depremi öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılacak. Depremden sonra Cumhurbaşkanlığı külliyesinde çalışma grupları oluşturuldu. 13 grup var ve bu gruplardan birisinin başkanı Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık hocamızdır ve 54 akademisyene başkanlık yapacak. Bu durum üniversitemiz ve Trabzon için çok güzel bir olay, övünç ve gurur kaynağımız” dedi.
‘ZEMİN, DÜŞÜK MALZEME KALİTESİ, YETERSİZ DONATI’
Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık da konferansta, bölgedeki hasar tespit çalışmalarındaki izlenim ve değerlendirmelerini paylaşarak, "İncelemeler sonucunda gördüğümüz çok basit bir ve çok net kavramlar var. Öncelikle zemin, depremde bir binanın hasar almasını tetikleyen en önemli noktalardan birisi. Maalesef 2000 yılı öncesinde inşa edilen yapıların birçoğu, malzeme kalitesinin oldukça düşük olduğunu, yönetmeliğin izin verdiği değerlerin yarısından dahi düşük beton kalitesine sahip olduğunu, donatıların da yeterli akma dayanımlarına sahip olmadığını ve özellikle binaların alt katlarında, fazla kat yüksekliğine sahip binaların yıkılmasında özellikle Nurdağı bölgesinde çok önemli ve büyük etken oluşturduğunu gördük” diye konuştu.
‘YETERSİZ BİNDİRME BOYLARI NEDENİYLE ÜST KATLAR ARKAYA DEVRİLDİ'
Binaların giriş katlarına yapılan işletmeler ve asmolen döşemelerin de yıkıma neden olduğunu belirten Prof. Dr. Altunışık, şunları söyledi:
“2018 Türkiye bina deprem yönetmeliğine göre inşa edilmiş tabanından yukarıya doğru konsol olmadan çıkan, yeterli beton kalitesine sahip binalarımızın depremden hasar almadığını gördük. Hatay’da gördüğümüz Rönesans binasında bodrum ve üstteki bir ila iki katın hiç hasar almadığını ama yetersiz bindirme boylarından dolayı üst katların arkaya doğru devrildiğini gördük. Bu nedenle 2018 deprem yönetmeliğinde bunun gibi veya asmolen döşeme gibi bazı kriterlere sınırlama getirilmiş. Mühendisler olarak görevimiz, yönetmeliğe uygun projeler üretmek ve aynı zamanda bu yönetmeliğe uygun projelerin birebir ve yerine uygulanmasını sağlamak için gerekli denetim hizmetlerinin verilmesi olduğunu düşünüyorum.”
‘TÜM İLLERDE BİNALARI DEPREME HAZIR HALE GETİRMELİYİZ’
Trabzon’un deprem riskine yönelik değerlendirmeler de yapan Prof. Dr. Altunışık, “Şu an ülkemizin herhangi bir noktası ve ilinde içerisinde can kaybı yaşayacağımız binaların yıkılmasına neden olabilecek bir deprem meydana gelebilir. Bu nedenle Kahramanmaraş depreminden sonra, ‘Trabzon ve İstanbul deprem bölgesidir, şurası değildir’ diye kesinlikle demememiz lazım. Bizim artık bütün illerde kamu binaları ve öncelikli binalarımız başta olmak üzere 2000 yılında inşa edilmiş binaları da bunun içine katarak hepsini depreme hazır hale getirmemiz gerekiyor” dedi.
YAPILAR HAZIRLANMALI
Konferansta Doğu Karadeniz’in deprem riskiyle ilgili değerlendirmeler yapan KTÜ Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy da yer kabuğundaki hareketlilik nedeniyle biriken enerjinin ne zaman ve nerede açığa çıkacağının bilinmediğini ve yapıların depremlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini kaydetti.
Konferans sonunda sunum yapan bilim insanlarına KTÜ Rektörü Prof. Dr. Çuvalcı tarafından plaket takdim edildi. Konferans çıkışında, deprem sırasında hasar gören ve yıkılan çok sayıda yapının bilim insanlarınca çekilen fotoğrafları da sergilendi.