1994 yılında Ruanda’da yüz gün içinde 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu, aşırı Hutular tarafından katledilmişti. Bu olay tarihe Ruanda Soykırımı olarak geçti.
Batı'nın sömürgeciliği sonucunda Ruanda'da yapay ırkçılığa yol açılmış ve bir dönem ülkede Tutsiler üstün ırk olarak kabul ettirilmiş. Daha sonra ise sömrügeci Belçika yönetimi Hutuların başa geçeceğini düşünerek onlar üzerindeki baskıyı azaltmıştı.
Bağımsızlık kazanılmasından sonra PARMEHUTU yönetimi, tek parti iktidarı sırasında da Hutu milliyetçisi bir politika izledi. 1964 ve daha sonra 1974'teki pogrom adı verilen olaylarda birçok Tutsi öldürüldü ya da sürüldü. Bu olaylar sırasında Tutsi öldüren Hutular devlet tarafından korundu. Göstermelik bir iki olay dışında kimse yargılanıp cezalandırılmadı. Tutsilerin nüfusa oranları olan %9 oranı bütün ülkede üst limit olarak tanımlanarak Parlamento başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlardaki eğitimli Tutsiler işten çıkarıldı ve sürgüne zorlandı.
Afrika Uzmanı Halim Gençoğlu Cape Town’da Ruanda Soykırımı sırasında yaşanan ve bir kiliseye sığınan yaklaşık 2 bin Tutsi’nin öldürülmesiyle sonuçlanan olayla ilgili görülen davanın detaylarını paylaştı.
1994 Ruanda soykırımındaki rolü için aranan son kaçaklardan biri olan Fulgence Kayishema, 26 Mayıs 2023'te Cape Town'daki Cape Town Sulh Ceza Mahkemesi'nde otururken elinde İncil tutuyordu !.
Eski polis olan sanık, Ruanda soykırımı nedeniyle ayrıca Fransa'da yargılanıyor.
1994 soykırımı sırasında bir kiliseye sığınan yaklaşık 2.000 Tutsi'nin öldürülmesi emrini vermekle suçlanan Ruandalı polis memuru Fulgence Kayishema, bugün Cape Town Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıktı ve tutuklandı.
Şimdiye kadar Kayishema, Paarl'da tutuklandığı sırada mahkemeye sahte belgeler sunduğu iddiasıyla göçmenlik ve iltica yasalarını ihlal etmekle suçlanıyor.
Dava, kefalet talebinde bulunabilmesi ve iddianamenin avukatına teslim edilmesi için 7 Haziran'a ertelendi..