Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), Samsun’un Atakum ilçesindeki geleneksel konutları belgeleyerek gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan bir proje yürütüyor.
"Büyükoyumca Mahallesi Geleneksel Konutları Üzerine Bir Alan Araştırması" başlıklı proje kapsamında, bölgedeki geleneksel mimari yapılar kayıt altına alınacak.
TÜBİTAK tarafından desteklenen proje, ilçedeki kültürel mirasın korunmasına katkı sağlayacak.
Çalışma, OMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Alper Atıcı’nın danışmanlığında yürütülüyor.
Proje yürütücülüğünü ise Sanat Tarihi Bölümü lisans öğrencisi İlayda Kantar üstleniyor.
Büyükoyumca Mahallesi, Atakum’daki en eski yapılara ev sahipliği yapmasıyla dikkat çekiyor.
Dr. Alper Atıcı, belirlenen geleneksel konutların krokilerini çizerek fotoğraflarını çektiklerini ifade etti.
Çalışma kapsamında, mimari özellikleri korunan dokuz konut tespit edildi.
Bu evler arasında iç sofalı ve dış sofalı plan tipine sahip yapılar bulunuyor.
Mahallenin tarihi 17. yüzyıla kadar uzanıyor.
1970’lerden itibaren Samsun’un batıya doğru genişlemesiyle Atakent, Atakum ve Kurupelit mahalleleri oluştu.
Büyükoyumca Mahallesi ise kırsal karakterini korumaya devam etti.
Bu bölgedeki evler, Orta Karadeniz kırsal mimarisinin özgün örneklerini barındırıyor.
Sofalar ve cumbalar, geleneksel konutların öne çıkan mimari detayları arasında yer alıyor.
Proje yürütücüsü İlayda Kantar, araştırmaların 12 ay sürdüğünü belirtti.
Ekip, 9 ay boyunca sahada incelemeler yaparak konutları fotoğrafladı ve planlarını çizdi.
Ayrıca bölge halkıyla yapılan sözlü tarih çalışmaları, konutların geçmişine ışık tuttu.
Tespit edilen yapılardan biri, üzerindeki usta kitabesi sayesinde tarihlendirildi.
Bölgede 20. yüzyıldan kalma birçok konut olduğu belirlendi.
Geçmişte tütün tarımıyla öne çıkan bu mahallede, evlerin zemin katlarında tütün kuyuları bulundu.
Genellikle iki katlı inşa edilen bu yapılar, alt katlarında taş, üst katlarında ise ahşap malzeme kullanılarak yapılmış.
Zemin katlar depo, ahır veya kümes olarak değerlendirilirken, birinci katlar yaşam alanı olarak kullanılmış.
Bölgede yaygın olan tütün üretimi nedeniyle bazı evlerin tavanı bulunmuyor.
Bu sayede tütün yaprakları evin içinde asılarak kurutuluyordu.
Proje, bölgenin kültürel mirasını koruma ve kayıt altına alma konusunda önemli bir adım olarak görülüyor.
Kaynak: AA