Türkiye'nin UNESCO tescilli tek jeoparkı olan alanı, yılda 250 binin üzerinde kişi ziyaret ediyor.
Bölge, volkanik tepeleri, kızgın lavların akarak oluşturduğu "kaya denizi" ve peri bacalarıyla, turistlerin yanı sıra yer bilim insanları için de doğal bir laboratuvar olma özelliğini taşıyor.
Her yıl jeopark sahasına gelen muhtelif ülkelerden bilim insanları, sahadaki kayaları inceleme ve araştırma fırsatı buluyor.
UNESCO tarafından da tescillenen, 2 bin 320 kilometrekarelik saha, parayı icat eden uygarlık olarak tarih sayfalarında yerini alan Lidyalılardan izler taşıyor.
İncil'de adı geçen 7 kiliseden birine de ev sahipliği yapan Sardes Antik Kenti, ünlü Kral Yolu'nun da başlangıcı sayılıyor.
Ziyaretçilerini milyonlarca yıllık yolculuğa çıkaran Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkının önemli jeosit alanları, FPV dron ile kayda alındı.
"Doğu turizmi öne çıkıyor"
Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun, ilçelerinin büyük bir turizm potansiyeli barındırdığını söyledi.
Tosun, yatırımlarla ilçeyi daha aktif bir şekilde tanıtmayı amaçladıklarını dile getirerek, "Artık turizm şekli değişti. Turizm sadece güneş ya da sıcak su turizmi değil. Doğa turizmi de öne çıkıyor. Biz saklı kalmış değerlerimizin daha çok bilinmesini istiyoruz." dedi.
"Dünyadaki 10 zengin jeoparktan biriyiz"
Kula-Salihli UNESCO Global Jeopark Müdürü Yiğit Karakuzu ise bölgenin, 73 jeositle Türkiye'nin ilk ve tek UNESCO tescilli jeopark sahası olduğunu hatırlattı.
Bölgenin çok geniş bir jeolojik çeşitliliğe sahip olduğunu aktaran Karakuzu, "Dünyada 180 civarında jeopark var. Biz en zengin 10 jeoparktan biriyiz. Kültürel, arkeolojik, doğal, jeolojik çeşitlilik anlamında çok fazla çeşitlilik var. Bu bölge çok fazla ziyaretçi alıyor, son yapılan çalışmalarda 250 ila 300 bin arasında ziyaretçi aldığımızı söyleyebilirim." dedi.
İşte o görüntüler: